Eskişehirliyiz.biz Ana Sayfa Eskişehir Apart Yurt Rehberi  
Üye Ol Üye Giriş
Eskişehir Forum Tartışma Platformu
www.eskisehirliyiz.biz
Ana Sayfa      
 
Forum

>yeni konu aç<  |  forum ana sayfa -- > Genel -- > Politika

>Yanıtla<
>Cevap Yaz
akp nin 2b yasası (ormanları talan etme yasası)
Yazar Mesaj
Dras_1966M | Offline 2 Haziran 2010 Çarşamba 14:23  akp nin 2b yasası (ormanları talan etme yasası)
br brbrnam i diger adiyla 2b yasasi. evet aynen budur yasa... cunku ulke artik kafasi kesilmis tavuk gibi, cirpiniyor can cekisiyor... can cekisen ulkede ormanlar yok edilmis cok mu ? oyle degil mi ? sayin baskan efendi ! brbr""bu bir yok oluştur"br2b yasası'yla ormanları talan edenlere ve toki’ye gün doğuyor.bren gözde kamu arazilerini, akarsuları, kıyı şeridini rant için satan akp, elinde "mal" kalmayınca gözünü taşa toprağa dikti. 2b yasası'yla ormanları talan edenlere ve toki"ye gün doğuyor. br2b adıyla bilinen “orman özelliğini yitirmiş alanların satışıyla imara açılmasını öngören yasa”, akp"nin verdiği önergeyle tapu yasası"na eklenerek, cumhurbaşkanı onayına sunulmak üzere, meclis"te kabul edildi. 2b yasası, akp için sahil şeridi, koylar ve akarsulardan sonra yeni bir rant kapısı anlamına geliyor. yasayla türkiye"nin taşından toprağına her metrekaresinin satılabilirliği de garantilenmiş oluyor. 2b kapsamına giren yaklaşık 500 bin hektarlık arazinin büyük bölümünün istanbul, izmir ve antalya il sınırlarında olduğu belirtiliyor. oysa yasa, türkiye"de yaklaşık 17 bin orman köyünde yaşayan 9 milyon kişiyi de ilgilendiriyor. brdaha önce de meclis gündemine gelen ve kabul ettirilmeye çalışılan, ancak anayasa"ya aykırı olduğu için yüksek mahkeme"nin iptal ettiği 2b yasası kapsamında, orman sınırları dışına çıkarılan alanlar, kadastro işlemleri yapılarak, hazine adına tescil edilecek. mirasçı, hisseli olan ve mirasçılar arasında paylaşılamayan mülkiyetten, payına düşen hissesini alabilecek. kanun diliyle okunduğunda, “bir kısım haksızlıklar ve usulsüzlükler giderilecek” anlamına gelse de, 2b yasası, ormanları talan edenlerle toki"ye büyük bir rant sağlayacak. rantın büyüğü de bu arazileri “rayiç bedelleri" üzerinden “hak sahiplerine” satan akp hükümetinin olacak. brkestik biçtik şimdi sıra tapuda brhak sahipleri tanımına, ağaçları keserek kamu arazilerini işgal edenler de giriyor, zamanında arazi üzerine kaçak inşaat yapmış olanlar da. 400 metrekareye kadar üzerinde yapılaşma olan ve orman olma özelliğini yitirmiş arazilerin bu sahipleri, rayiç bedelini ödeyerek işgal ettikleri kamu alanlarına sahip olacaklar. satılmayanlar da maliye bakanlığı eliyle toki"ye devredilecek. brakp"nin tasarıyı meclis"e getiren önergesinde, adı geçen arazilerle ilgili olarak “orman içi köyler halkına tahsis edilebilmesi mümkün olamayacağından, rayiç değerlerinin üzerinden değerlendirilmesi düşünülmektedir. sağlanacak mali kaynak, öncelikle nakledilecek orman köylülerine ait taşınmazların kamulaştırılması, bilim ve fen bakımından orman olarak muhafazasında yarar görülmeyen ancak tarım alanı olarak kullanılmasında yarar görüldüğü için orman sınırları dışına çıkartılan yerlerin ıslah, imar ve ihyası ile naklen iskan, orman köylülerinin kalkınmalarının desteklenmesi ve yeni orman alanlarının tesisinde kullanılacaktır” ifadesi yer alıyor. br2005 yılında anayasa mahkemesi"nin iptalinden sonra, akp tasarıya, bu arazilerin satışından elde edilecek geliri, “orman köylüsünün kalkındırılması için kullanılacağı” ifadesini ekleyerek yasanın kabulü için yeni bir formül bulmuştu. dönemin cumhurbaşkanı ahmet necdet sezer"in vetosunu engellemek için bu formülle geliştirilen tasarı metninin, son halinde, “tutulmasa da verilmiş” sözlerle dolu olduğu görülüyor. brkentsel toki dönüşümü brakp"nin planına göre, toki, devraldığı bu taşınmazları, fiili durumuna uygun olarak ifraz edilmek veya hisselendirmek suretiyle hak sahipleriyle bunların kanuni veya akdi temsilcilerine doğrudan satabilecek. hak sahiplerinin hakları karşılanmak kaydıyla bu arazileri kendi mevzuatına göre de değerlendirebilecek. bu yerlerde toki tarafından kentsel dönüşüm projeleri hayata geçirilecek. brkentsel dönüşümden kasıt ise toki"nin karnesine bakıldığında anlaşılıyor. devletin toplu konuttan sorumlu idare birimi, kamu adına konut inşaatıyla uğraşmak yerine, en gözde arazilere villa inşa etmekle meşgul oluyor. en büyük kentsel dönüşümü istanbul"da uygulayan toki, zeytinburnu"nda başladığı talanı kentin birçok noktasında sürdürerek istanbul"u “parası olan emekçilere” göre yeniden planladı. bugün sürmekte olan birçok lüks konut inşaatının tabelasında devletin toki"sinin arması bulunuyor. brimar yasası ve davalar rafa br2b sınıfına giren arazilerde, tapu ve kadastro genel müdürlüğü"nce ve maliye bakanlığı"nın talebiyle kullanım durumları dikkate alınarak, ifraz (bölme) veya tevhit (birleştirme) de yapılabilecek. bu araziler, imar kanunu ile toprak koruma ve arazi kullanımı kanunu"ndaki kısıtlamalara tabi olmayacak. brişlemler sonuçlanıncaya kadar 2-b alanları hakkında hazine tarafından kişiler aleyhine açılması gereken davalar açılmayacak. açılmış ve devam eden davalar da durdurulacak. durdurulan bu davalar ile evvelce açılan davalar sonucunda hazine lehine verilip, kesinleşen ve henüz kısmen veya tamamen infaz edilmeyen kararlar hakkında kanunda belirtilen tespit ve değerlendirme sonucuna göre işlem yapılacak. br"bu bir yok oluştur" brtmmob peyzaj mimarları odası yönetim kurulu, 2b yasası'nın kabulüne tepki göstererek, tapu kanunu altında geliştirilip gizlice ranta açılan orman arazilerinin anayasa"yla korunan kamu arazileri olduğunun altını çizdi. peyzaj mimarları odası (pmo) genel merkezi tarafından yapılan yazılı açıklamada, yasayla yapılmak istenenler şu şekilde sıralandı. br“anayasa'ya karşı hile yapılarak 2b talanı kolaylaştırılmıştır. ormanlarımızın sınırlandırma işleri, 70 yıldır bu görevi yerine getiren orman kadastro komisyonları"ndan alarak ormancılık öğretimi ve eğitimi görmemiş tapu teknisyenlerine devredilmiştir- ki daha önce var olan böyle başka bir yasal düzenleme, anayasa mahkemesi tarafından 1989 yılında iptal edilmiştir. "teknik düzeltme yapmak" adı altında, 70 yıldır yapılan orman kadastro çalışmaları sonucu kesinleşen ve anayasa güvencesi altında bulunan orman sınırlarının değiştirilmesine çanak tutulmuştur.” brpmo"nun basın açıklamasında ayrıca, “krizler ülkesi haline getirilen güzel ülkemiz, içine çekildiği ekonomik-sosyal darboğazdan ulusal değerlerin elden çıkarılması ve ranta açılmasıyla çıkamaz. iç-dış borçlar ve faizleri, kamu kaynaklarının sermayeye ve talana açılmasıyla ödenemez. bu durum sorunların ertelenmesinden başka bir anlama gelmemektedir. devamı ise bir yok oluştur” denildi. brtasarı görüşmeleri sırasında 2b yasası'na karşı çıkan bazı milletvekilleri söz alarak, yasa üzerinde anayasa mahkemesi"nin iptal kararı olduğunu hatırlattılar. mhp grup başkanvekili mehmet şandır, “bunun adı kapkaçtır. sizin derdiniz, kaynak yaratmak. özelleştirme bitti, satacak yeni yer arıyorsunuz. sıra ormanlara geldi. bu düzenleme de anayasa mahkemesi duvarına çarpacak” dedi. brgünah bizim diyet sizin brsoru ve eleştirileri yanıtlayan bayındırlık ve iskan bakanı faruk özak “bu sorun türkiye"nin sorunu, hep beraber çözelim. biz, "2b arazilerinde akp ile ilgili hiçbir günah yok" demiyoruz, günahı da beraber alıyoruz. yapılan gecikmiş bir işlem. ormanlar bizim canımız, ciğerimiz. bu, bir satış düzenlemesi değil” sözleriyle yasayı savundu. """brbr eskişehir büyük şehir belediyesindeki imar çaılşamalrına atıfta bulunanlara akla gelen ilk örnektir. bunun gibi sayısız örnekleri bizlere yaşatan akp hükümetine sonsuz teşekkürler.brbuna dyanarak şu şiiride hatırlamadan edemiyorum....brbryiyin efendiler yiyin, bu içaçıcı sofra sizin;brdoyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!brbrtoplam 12 kıtadan oluşan bir tevfik fikret şiiridir. fikret, bu şiirini haziran 1912'de yazmıştır ve hala güncelliğini korumaktadır*.brbr brbrbr brcemil meriç, üstadın bu şiirinin de victor hugo'dan araklama olduğunu söyler.brbrhan-ı yağma brbrbu sofracık, efendiler - ki iltikaama muntazır brhuzurunuzda titriyor - bu milletin hayatıdır; brbu milletin ki mustarip, bu milletin ki muhtazır! brfakat sakın çekinmeyin, yiyin, yutun hapır hapır... brbryiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin, brdoyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin! brbrefendiler pek açsınız, bu çehrenizde bellidir bryiyin, yemezseniz bugün, yarın kalır mı kim bilir? brbu nadi-i niam, bakın kudumunuzla müftehir! brbu hakkıdır gazanızın, evet, o hak da elde bir... brbryiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin, brdoyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin! brbrbütün bu nazlı beylerin ne varsa ortalıkta say brhaseb, neseb, şeref, oyun, düğün, konak, saray, brbütün sizin, efendiler, konak, saray, gelin, alay; brbütün sizin, bütün sizin, hazır hazır, kolay kolay... brbryiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin, brdoyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin! brbrbüyüklüğün biraz ağır da olsa hazmı yok zarar brgurur-ı ihtiıamı var, sürur-ı intikaamı var. brbu sofra iltifatınızdan işte ab u tab umar. brsizin bu baş, beyin, ciğer, bütün şu kanlı lokmalar... brbryiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin, brdoyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin! brbrverir zavallı memleket, verir ne varsa, malını brvücudunu, hayatını, ümidini, hayalini brbütün ferağ-ı halini, olanca şevk-i balini. brhemen yutun düşünmeyin haramını, helalini... brbryiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin, brdoyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin! brbrbu harmanın gelir sonu, kapıştırın giderayak! bryarın bakarsınız söner bugün çıtırdayan ocak! brbugünkü mideler kavi, bugünkü çorbalar sıcak, bratıştırın, tıkıştırın, kapış kapış, çanak çanak... brbryiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin, brdoyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!brbrbrbrbr brcemil meriç aynen şunu söyler: ''... victo hugo'nun 'joyeuse vie' isimli şiirinden ilham alınarak yazılmıştır. mukayese için ilk kıt'anın tercümesini takdim ediyoruz.brbr'ha gayret yağmacılar, salaklar, sayın baylar,brhazların etrafına çöreklenin, şölen var...brkoşun yeriniz hazır,brbaylar, hayat kısadır, yiyin, için eğleninbrsizlersiniz sahibi bu talihsiz ülkeninbrbu millet malınızdır...''br 
Yazar Mesaj
point | Offline 2 Haziran 2010 Çarşamba 14:27  nerden kopyaladın
ardakasım nerden kopyaladın bunu.. Yani çakma yalanların kendi kendini ele vermis. Birsey okunmuyor. Karekterler bozuk çıkmıs. ortaçağdan kalma biryerlerden mi bulup copy paste yaptın?
 
Yazar Mesaj
point | Offline 2 Haziran 2010 Çarşamba 14:30  Meclis üyesine kıyak mı?
Talan konusunda sana okunabilir bir örnek koyayım.. Belki bir dahaki sefere daha okunaklı birseyler koyarsın..

Yani ezbere kaynaksız, birseyler eklemis gitmisin. Derdin belli. Her zamanki gibi ezbere saldırma stratejisi. Zira eklediğin seyi kendin okumamıssın anlasılan. Okusan okunamadığını görürdür..

(02 Haziran 2010 saat 14.30) Bu saatten sonra düzeltirsin belki...

Meclis üyesine kıyak mı?

Adliye Sarayı’nın hemen yanında bulunan bir araziyle ilgili olarak yapılan imar planı değişiklikleri dikkat çekerken, gerçekleştirilen ilginç uygulamalar da tepki yarattı. Arka arkaya imar planı değişiklikleri yapılan 866 adada, Büyükşehir Belediye Meclisi Üyesi Mehmet Kamil Biçerli’nin de arazi sahibi olması olayı daha dikkat çekici bir hale getirirken kuşku ve soruların oluşmasına da neden oldu.

SÜREKLİ PLAN DEĞİŞİKLİĞİ

Kurtuluş Mahallesi’nde Onursoy, Sunam ve Sevilen isimli sokaklar arasında bulunan bir arazide arka arkaya imar planı değişiklikleri yapıldı. Adliye Sarayı’nın hemen yanında bulunan arazi 2006 yılına kadar konut alanı konumunda bulunuyordu. 866 ada olarak tanımlanan ve 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22 ve 153 nolu parsellerden oluşan arazi 2006 yılında yapılan imar palın değişikliği ile konut alanından çıkartılıp “Zemin Ticaret Üstü Katlı Otopark” konumuna dönüştürüldü. Bu plan değişikliğinden sonra arazide hiçbir gelişme meydana gelmezken 2008 yılında yeni bir imar planı değişikliği gerçekleştirildi. Daha önce bir bütün olarak “Zemin ticaret Üstü Katlı Otopark” konumuna dönüştürülen arazi yeni değişiklikle ikiye ayrıldı. Mehmet Kamil Biçerli’ye ait parsel diğerlerinden ayrılırken ada üzerinde iki ayrı “Zemin ticaret Üstü Kapalı Otopark” belirlendi. Bu değişikliklerden sonra 16, 17, 18, 19, 20, 21 ve 22 nolu parseller Büyükşehir Belediyesi tarafından kamulaştırılırken Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi Mehmet Kamil Biçerli’ye ait olan araziye dokunulmadı.

DÜŞÜNDÜRÜCÜ İDDİALAR

Adliye Sarayı’nın yanında bulunan arazide arka arkaya yapılan imar planı değişiklikleri ve acilen yapılan kamulaştırma işlemi adada bulunan parsel sahiplerinde rahatsızlık yarattı. Parsel sahipleri kendilerine haksızlık yapıldığını belirtirken ilginç bir iddiada bulunarak şunları söyledi.

“Bizim parsellerimizin yanında işadamı Mehmet Biçerli’ye ait bir arazi bulunuyor. Daha sonra Büyükşehir Belediye Meclisi Üyesi de olduğunu öğrendiğimiz Mehmet Biçerli bizlerle görüşerek arsalarımıza talip oldu. Kendi arsasıyla bizimkileri birleştirerek katlı otopark yapacağını belirterek arsalarımızı kendisine satmamızı istedi. Biz kendisine arsalarımızı satmayacağımızı, daire karşılığı kendisine verebileceğimizi söyledik. O da bu teklifimizi kabul etmedi. Bu görüşmelerden kısa bir süre sonra arsalarımız Büyükşehir Belediyesi tarafından kamulaştırılarak elimizden alındı. Bizim arsalarımız elimizden alınırken Mehmet Biçerli’nin arsasına dokunulmadı. Büyükşehir Belediyesi kamulaştırarak elimizden aldığı arazileri ne yapacak? Kamulaştırılan arsalarımızın kiralama ya da yap-işlet-devret modeliyle Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi Mehmet Biçerli’ye tahsis edilmesinden endişe ediyoruz”

YANIT BEKLEYEN SORULAR

İmar Planında arka arkaya yapılan değişiklikler ve Büyükşehir Belediyesi tarafından gerçekleştirilen kamulaştırma işlemi kuşku yaratırken değişik soruların oluşmasına da neden oldu.

Bölgedeki gelişmeleri takip edenlerin yanıt aradığı sorular şöyle;

1- 2006 yılında yapılan plan değişikliği ile bir bütün olarak “Zemin Ticaret Üstü Katlı Otopark Alanı” yapılan arazi 2008 yılında yapılan yeni değişiklikle neden ikiye ayrıldı?

2- İki yıl aralıkla yapılar imar planı değişiklikleri kimin talebi ile gerçekleştirildi?

3- Bölgede hangi gereksinim nedeniyle aynı anda iki ayrı katlı otopark ve itcaret alanı olarak belirlendi?

4- Aynı anda bulunan 7 parsel kamulaştırılırken Mehmet Kamil Biçerli’ye ait araziye neden dokunulmadı?

5- Büyükşehir Belediyesi daha aciliyet taşıyan bölgelerde otopark yatırımı yapmazken, burada neden aceleci davranarak kamulaştırma gerçekleştirildi?

6- Büyükşehir Belediyesi kamulaştırdığı arazilere kendisi mi katlı otopark yapacak?

7- Büyükşehir belediyesi tarafından kamulaştırılan arsalar, o arsalara bitişik araziye sahip olan Büyükşehir belediye meclisi Üyesi Mehmet Kamil Biçerli’ye kiralama ya da yap-işlet-devret modeliyle tahsis edilecek mi?

sehir gazetesi
 
Yazar Mesaj
point | Offline 2 Haziran 2010 Çarşamba 14:32  Büyükerşen gözüyle topraklarımız
Büyükerşen gözüyle topraklarımız

Çarşamba günü şehrimizde yayınlanan tüm mahalli gazetelerimiz Büyük Şehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen`in ilimizde uygulamaya koyacağı 1/25000`lik yeni imar planını manşetten yayınladı.

Çünkü halkımızca olumsuz görülüp,tartışmaya açılan imar planının uygulaması tüm mahalli gazetelerin muhabirlerince imar sahasına götürülmüş,imara açılan alanların ne kadar verimsiz tarım dışı alanlar olduğu Yılmaz Büyükerşen`ce muhabirlere gösterilmiştir.Yılmaz Büyükerşen bu planla şehrimizin gelecek 50 yılı plan altına alınmış,yapılacak tesisler bu plana uygun olacak diye söylemiştir.Ancak Yılmaz Büyükerşen`in gazete muhabirlerini götürüp gösterdiği araziler gerçekte tarım dışı bırakılacak birinci sınıf tarım arazileri değildir.Bu araziler imara açılacak çok az bir sahanın ortak özelliklerini yansıtmaktadır.Gazetecilere gösterilen araziler kiremit,tuğla fabrikalarınca toprağı alınan çukur arazilerdir.Hal bu ki,yeni imar planında spor,kargo taşımacılığı alanı olarak ayrılan alan 12.000 dekardır.Böyle bir alan 3 km eninde,4 km boyunda veya 2 km eninde,6 km boyunda bir alanı içermektedir.Böyle bir alanın tamamını gezmek en az bir gün alır.Zaten mevsim gereği tarlalarda da ekili hiç bir mahsul kalmamıştır.Belki Yılmaz Büyükerşenin gezdirdiği saha bu projenin de dışındaki alan olabilir.Gazeteciler arazide kaldıkları 15-20 dakika içinde araziyi tanıma fırsatı dahi bulamazlar. Onlar sadece başkanın sözlerine inanırlar.

Esasında imar planına alınan 12.000 dekar alanın en az 8-10 bin dekarı gerçek birinci sınıf tarım arazisidir. Muttallıp,Esentepe,Sakintepe,Cumhuriyet köyü çiftçilerinin de yapılan imar planına karşı çıkması halen üzerinde sebze yetiştirip,yılda 2- 3 ürün alınan birinci sınıf tarım arazilerinin yapılaşmaya açılmasıdır.Onlar da verimsiz kıraç arazilere tesisler kurulmasına karşı değillerdir.Şu anda adı geçen arazilerde domates,ıspanak,marul,maydanoz,lahana,karnabahar,taze soğan,tere,roka,barbunya,taze fasulye gibi sebzeler yetiştirilmektedir.Bu arazilerde bir dekar sahadan 10-15 ton domates,4-5 ton ıspanak,10-15 bin demet maydanoz alınabilmektedir.Bu arazilerde sera kurulmaya başlanmış,damlama sulama uygulanmaktadır.Eskişehir bu arazilerde yetiştirdiği domateslerle Türkiye`de en çok domates üreten ilk üç il içine girmiş,tarlada marul üretiminde Türkiye`de ilk sırada yer almaktadır.Taze soğan üretiminde de ön sıralarda yer almaktadır.Eskişehir`in yetiştirdiği tarla domatesleri tabii ortamda yetiştiği için çok lezzetlidir.Sebze tarımı çalıştırdığı işçi sayısı ile de önemli bir istihdam kaynağıdır.Bir dekar sebze tarlasında 7-8 ay boyunca en az 2-3 işçi istihdam edilmektedir.Bir dekar sebze tarlasının ortalama net getirisi 4-5 bin TL.dir.Ancak bu kadar kıymetli birinci sınıf tarım topraklarımız spor ve kargo depolama alanı gibi her türlü araziye kurulabilecek tesislere kurban edilmektedir.Hal bu ki,Eskişehir`de spor,kargo deposu yapılacak o kadar çok alan var ki,saymakla bitmez.Şehrin gelişmesi Seyitgazi yolu veya Kanlıpınar sırtlarına yapılsa değerli tarım topraklarımız yok olmaz.

Bu gün tarım topraklarımızın değerini bilmeyenler yarın ithal domates,fasulye,ıspanak,marul maydanoz yemeye mahkum olurlar.Zaten son yıllarda toprağın ve çiftçinin kıymetini bilmediğimizden ithal buğday,arpa,mısır,ayçiçeği,nohut,mercimek fasulye gibi ürünleri getirmeye başladık.Birinci sınıf tarım topraklarımız spor alanı olursa aç kalıp zayıflar,daha çok koşarız. Yılmaz Büyükerşen 12.000 dönüm arazi içinde çok az yer tutan 3-4 sınıf toplam alanı 1000 dekarı geçmeyen arazileri bulup gazetecileri kandırdı,ama vicdanını nasıl kandıracak.Ama sadece suç onda değil.Son 100-120 yıldan beri Eskişehir`e başta Balkanlar,Kafkaslar,Kırım`dan ve civar il,ilçelerden göçüp gelenlerle şehrimiz hızla gelişmiş,şehrimize gelen insanlarımızsa 1-2 sınıf tarım toprakları üzerine yerleştirilmiştir.Şehrin en verimli topraklarına fabrikalar,hava alanları kurulmuş,apartmanlar dikilmiştir.Arazi katliamı yıllardır devam etmektedir.Bu güne kadar gelen hiç bir belediye başkanı verimsiz kıraç arazilere şehri kurmayı düşünmemiştir.Yılmaz Büyükerşen`de şehirciliği düz ve verimli ovalara kurulur olarak görmüştür.Onun için tarım toprağının değeri yoktur.Hal bu ki,çok eski yıllarda şehirleri ve yerleşim yerlerini kuranlar meyilli,kıraç arazilere yerleşmiş,mümbit tarım topraklarını ekip,biçerek değerlendirmiştir.
Devletimiz verimli tarım arazilerinin korunup,amaç dışı kullanılmaması için 5403 sayılı TOPRAK KORUMA VE ARAZİ KULLANIMI Kanununa çıkarmışsa da,kanun maalesef yeterince uygulanamamaktadır.Bu kanuna göre bitkisel üretimde kullanılan arazilerin tarım dışına çıkarılması yasaklanmakta,kurallara uymayanlara önemli cezalar verilmektedir.Tarım dışı arazi kullanımı için her türlü arazinin tahsisinde TOPRAK KORUMA Kurulunun görüşü alınıp,kurulun raporu doğrultusunda verimsiz,kıraç arazilere yapılaşma yapılacağı öngörülmektedir. Hal bu ki,Eskişehir gibi ovaya kurulup toprakları her gün talan edilen şehrimizde usulsüz yapılan imar planlarını uygulayanlara önemli cezalar verileceği bilinmeli,bir an önce yapılan yanlışlıklar düzeltilmelidir.

Kaynak: iki eylül gazetesi

Eskişehir'de Orman yok allahtan olsa oralara ne yapardı sizin bu kafa bilmem artık... 
Yazar Mesaj
Dras_1966M | Offline 2 Haziran 2010 Çarşamba 15:40  
at gözlüklüler ve yandaşlar bundan bir şey anlayamaz.Sende her ikiside olduğu için point kardeş anlayamaman kadar doğal sonuç yok. halk anlıyor nede olsa neyin ne olduğunu. Siz anlamasanızda olur. 
Yazar Mesaj
MucahiT_ | Offline 2 Haziran 2010 Çarşamba 16:49  :-))))))
fikir paylaşmakta kavga yoktur.güzellikler varken neden kırıcı sözler kardeşler bana cevap verin bakiym.. 
Yazar Mesaj
point | Offline 2 Haziran 2010 Çarşamba 21:37  arkadasım
boyunda tasma ayakta pranga olanların oldukları yerden ayrılamadıkları ve dogal olarak birsey gormeyip herseyi oldukları cukurdan ibaret sanmalarının ne demek oldugunu senin gibiler sayesinde hepimiz anlıyoruz...

sukurki sizin gibilerin sayısı her gecen gun azalıyor.. boylesine bir kul kolelik zaten baska hangi kafada olabilir. kraldan cok kralcı olmak ezbere papagan gibi dolap beygiri misali aynı cemberde donup durmak.. sonucta mevlana ne demiş sen ne anlatırsan anlat karsındaki ancak anlayabildiği kadarını anlayacaktır..

takıldıgınız bir kac kelime obeginin basında gelen sizlere ezberlettiler sanırım at gozlugu...

ne hikmetse bazı seyleri kabullenemiyorsunuz summu hasa ilah yerine koymussunuz bazılarını. bu da ancak diktator kafaların tebaları uzerindeki etkisiyle olabilir. sizin gibi teba zihniyetlerde olasılıkları incelemek yerine sanal gercekliğinde 3 boyutta bir hayat yasarlar ancak.. Doğruların ucuna bile yaklasamazlar anlamazlan gelirler işlerine gelmedimi, duymazlar, kokusunu almazlar altlarına kacırsalarda..

sizin gibilere bir ornek vereyim..

Malum Köroğlu destanı.. Zalim bolu beyinin zulmune karşı gelen Köroğlunun babasının gözlerine mil çektirmiş ve kör etmiştir gözlerini.. HALK ONA BUNDAN SONRA KÖROĞLU ADINI VERMİŞTİR. Köroğlu destanıdır gider boluda.. Onun namını kıskanan biride aynı namı alacagını dusunup babasının gozlerini kör eder.. BÖYLE AHMAKLIK OLURMU.. HALK DA BUNA KÖRÜNOĞLU LAKABINI TAKAR.

işte sizin gibilerin yaptıkları anca bu körünoğlu gibi.. yırtınsanızda nafile.. halk yıllardır sizin babanızı körettiğini görüyor ve layıkınızı hep sandıkta gösteriyor..

eskişehir de es kaza, anti akp hareketiyle, medyanın oyunları ve ustun siyasi kıvraklıklar ve ayak oyunları ile halkın gozunu boyadınız ama bundan dolayı kendiniz dev aynasında gormeyin..

namınız ancak körünoğlu olabililir.

geçmişinde ataturkun resimlerini paralardan kaldıran, turk milletinin zihninden silmeye kalkan karanlık izleri olanlar. yıllarca insanları solcuyuz diye somurup kandıran ve ataturkcuyuz ataturkun mirasına zahip cıkıyoruz diye ATATURK UN KENDİ ELLERİ İLE KURDUGU TURK DİL KURUMU VE TURK TARİH KURUMUNA BIRAKTIGI PARALARINI İÇ EDENLER ANCAK VE ANCAK KÖRÜNOĞLU OLURLA HALKIN GOZUNDE.. istediğiniz yalanı iftirayı attın saga sola bu gecmişinizdeki lekeleri hep alnınızda tasıyacaksınız 
Yazar Mesaj
MucahiT_ | Offline 3 Haziran 2010 Perşembe 10:29  TŞK.
eyvallahhh kardeş aydınlattın.. 
Yazar Mesaj
adsoyad | Offline 29 Ağustos 2011 Pazartesi 12:48  
akpnin yabancıya sattığı toprağımız 81 milyon 600 ... bin metrekare.

tapu kadastro genel müdürlüğünün verilerine göre bugün itibariyle yabancı ülke vatandaşlarına satılan türk toprağının miktarı bu.

say desen adını sayamayacağı 89 farklı ülkeye toprak satan akp yetmiyor azınlıklara da parasını vergilerimizden ödeyerek kurtuluş savaşı öncesi gayrimenkullerini iade ediyor.

bu arada vatandaş, çiftçi, üretemez duruma gelmiş, toprağı, malı hacizle elinden alınıp yabancılara satılmış, dedesinin savaşarak koruduğu toprakları AKP yüzünden kaybetmiş, rakamlar ortada sesi çıkan yok, millet hala dinle, göstermelik şovlar, yardımlarla avutuluyor, bunlara kanmayıp doğruları söyleyenler yine suçlama bile yapılmadan ceza evlerine atılıyor. 
Yazar Mesaj
point | Offline 29 Ağustos 2011 Pazartesi 14:50  Yabancıya Toprak Satımında Gerçekler! Kim Ne Kadar Sattı?
Uzun süredir kamuoyunda tartışma konusu yapılan `yabancılara toprak satışı` konusunda istatistiki bilgiler ilginç sonuçları ortaya çıkardı. Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan rapora göre, Türkiye`de Cumhuriyet tarihinin en büyük satışını 70 milyon metrekarelik alanla CHP hükümetleri yaptı. Rahşan Ecevit`in `yüzüğümü veririm, yeter ki topraklar satılmasın` dediği, MHP Genel Başkanı Bahçeli`nin ise her fırsatta karşı çıktığı toprak satışı konusunda liderlik yaptığı belirlenirken, `askeri yönetimler` altında bile bu satışlar gerçekleştirildi.

Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan rapora göre, 18 Aralık 2006 tarihi itibariyle Türkiye`de 181 milyon metrekare genişliğindeki toplam 65 bin gayrimenkul yabancılara satıldı.

:::::::::::::::Yabancılara en çok toprağı CHP satmış :::::::::::::::::::::::::::::::

EN ÇOK CHP SATTI
AK Parti`ye yönelik sert muhalefetiyle bilinen CHP`nin en önemli eleştiri konularından birini yabancılara yapılan toprak satışı oluşturuyor. Bu konuda çeşitli soru önergeleri veren ve TBMM`de araştırma komisyonu kurulmasını isteyen CHP, 2006 yılı başında toprak satışını düzenleyen yeni bir kanunun iptali için de Anayasa Mahkemesi`ne başvurmuştu. CHP Grup Başkanvekili Haluk Koç, bu konuda açıklama sırasında yabancıların çok büyük araziler satın aldığını savunmuş, `Ülke toprakları ayağımızın altından kaymaktadır` demişti. Koç`un diğer bir iddiası da Kurtuluş Savaşı`ndan sonra 1984 yılına kadar ülke topraklarının yabancılara satışına izin verilmediğiydi. Ancak Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü`nün rakamlarına göre, durum CHP`nin iddia ettiği gibi değil. Bugüne kadar yabancılara hangi yıl ne kadar satış yapıldığını ortaya koyan veriler incelendiğinde, CHP`nin tek parti döneminde 41 milyon metrekare, iktidar olduğu çok partili dönemlerde ise 29 milyon metrekare taşınmaz malı yabancı uyruklu şahıs veya şirketlere sattığı anlaşıldı.

MHP-DSP DE SATMIŞYabancılara toprak satışı konusunda 62 yıldır parmağında taşıdığı yüzüğünü vermeye hazır olduğunu söyleyen ve `Parmağımdaki yüzüğü satmaya hazırım. Yeter ki topraklar satılmasın` diyen Rahşan Ecevit ile eşinin koalisyon kurduğu MHP iktidarı döneminde de satışlar hızlı bir artış gösterdi. MHP`nin de her fırsatta kampanyalar düzenleyerek karşı çıktığı toprak satışları konusunda, rakamlar gerçeği ortaya koydu. ANASOL-D hükümeti döneminde 9 milyon 725 bin metrekare toprak yabancılara satıldı.

ASKERLER BİLE
Genel müdürlüğün ortaya koyduğu veriler, Türkiye`de üç kez yönetime el koyan `askeri yönetimler` döneminde dahi yabancılara taşınmaz satıldığını ortaya koydu. Buna göre, `askeri yönetimler` döneminde toplam 14.5 milyon metrekare alan satıldı.

Bahçeli de `ihanet` etmişMHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin il başkanlığı tarafından Bostancı Kültür Merkezi`nde düzenlenen bayramlaşma töreninde yaptığı konuşmada, toprak satışını `vatana ihanet` olarak değerlendirmişti. Bahçeli şöyle konuşmuştu:

`Vatana ihanet tanımını niye gözden geçirmiyorsunuz? Vatan toprağını satmak ihanetse 279 bin dönümü sattılar. Buna benzer Kıbrıs, alt üst kimlik tartışması vesaire konular... Bunların acaba hangisi vatana ihanet kapsamına içerisine dahil edilebilir? İşte MHP diyor ki Cenab-ı Allah nasip eder milletimiz de teveccüh ederse oy çokluğu ile Meclis`e geldiğimizde yeter sayı olan 184 milletvekili ile Meclis`i toplar vatana ihanetten ne anlaşılması gerektiğini tartışmaya açarım. Adalet Komisyonu, Anayasa Komisyonu tartışır, dışa bağımlı olmayan aydınlar tartışır ve bir tanım ortaya konulur. Bu tanıma uyuyorsa Recep Tayyip Erdoğan gözünün yaşına bakmam, seni alaşağı ederim.`

MHP: TAHDİTLER VARDI KALDIRILDIMHP Genel Sekreteri Cihan Paçacı, daha önce yabancılara mülk satışında tahditler bulunduğunu, bunların bir kısmının kaldırıldığını söyledi. Paçacı, MHP`nin yabancılara mülk satışının kolaylaştırılmasına tepki gösterdiğini vurguladı.

 
Yazar Mesaj
point | Offline 29 Ağustos 2011 Pazartesi 14:52  Toprak satışında rekor CHP’nin
Yabancılara Toprak satışında rekor CHP’nin

CHP’nin Cumhuriyet tarihinin en fazla toprak satışı yaptığı ortaya çıtı. Sadece 1961-65 yıllarında bile CHP hükümetlerinin sattığı arazi miktarı 40 bin 81 kilometrekare...

YABANCILARIN mülk edinmesine ilişkin olarak hükümete yüklenen CHP’nin aslında Cumhuriyet tarihinin en fazla toprak satışını yaptığı ortaya çıktı. Yıllara göre bakıldığında 1961-65 yılları arasında 40 bin 81 kilometrekare toprak satışının CHP hükümetleri döneminde yapıldığı belirtildi. AK Parti döneminde ise Türkiye tarihinde yabancılara satılan arazi miktarının toplamının ancak yüzde 8.7’sinin satıldığı kaydedildi.

GERÇEKLER ORTADA

AK Parti, muhalefetin kendilerine karşı en çok kullandığı konuların başında gelen ‘yabancılara toprak satışı’ ve ‘yabancıların Türkiye’de petrol çıkarması’ ile ilgili düzenlemeleri doğru anlatmak için harekete geçti. AK Parti’nin aylık yayın organı Türkiye Bülteni dergisinde dört sayfalık ‘Gerçekler Ortada’ başlıklı bir bilgi notu yer aldı. 50 bin basılan ve tüm illere dağıtılan dergiye ek olarak verilen notta, yabancılara mülk satışı konusunda rekorun, 1961-65 yılları arasında 40 bin 81 kilometrekare ile CHP hükümetlerine ait olduğu vurgulandı. AK Parti döneminde ise Cumhuriyet tarihinde yabancılara satılan toplam toprağın ancak yüzde 8.7’sinin satıldığına dikkat çekildi. AK Parti’nin yaptığı düzenleme ile bir yabancıya satılabilecek arazi miktarının 30 hektardan 2.5 hektara düşürüldüğünün de altı çizildi.

 
Yazar Mesaj
adsoyad | Offline 30 Ağustos 2011 Salı 00:44  
akpyi savunma amacıyla cahil kopyala yapıştır karalamaları yapmışlar yine.

tarım toprağının yabancıya satışına izin veren yasalar kime ait? AKP

81 milyon km2yle adını bile sayamayacağı 89 ülkenin, ilk üçte ingiliz, alman, yunan vatandaşlarına türk toprağını peşkeş çeken kim? AKP

akp militanlarının bir diğer yanlışı da, başkaları da yapmış ne olacak biz sıçtık batırdıysak savunması yapmaları, madem ki chpye iftiralarınız doğru, suçluyorsunuz, ne diye aynı haltı fazlasıyla yiyorsunuz.

ikincisi bunlar iftiradır, zaman vs sahte belge dahi düzenlemiş, sahtekarlıkları ispatlanmış din tüccarı kalpazan medyanın uydurduklarıdır, bu yazdıkları tapu kadastroda bile kaydı olmayan yalanlardır.

gerçekler tapu kadastro müdürlüğünden öğrenilebilir ancak tayyipin söyleyip bülentin ağlayacağı bir fırsat olmamıştır bu konuda.

türkiyenin akp icraatları sonucu bugünkü durumu
link, tıkla... bu linkten iftira olarak değil gerçek rakamlarla görülebilir. 
Yazar Mesaj
point | Offline 30 Ağustos 2011 Salı 11:29  hala inkar
devlet kurumlarının raporlarından bahsediyoruz. sizin yalanlarınızı yüzünüze vuran devlet raporları bunlar. kaldıki buna benzer raporlar sizin chp rüzgarınızla ilgili de var. ki bu rüzgar bir zamanlar pkklı yapılanma yapıyor diye mit tarafından ve hatta sizin avukatlığına soyunduğunuz ergenekoncu batı çalısma grubu tarafından bile aynı sekilde fislenmis. bunlar sizin kara düzen yalanlarınız gibi ortaya attığınız palavralar değil. devletin resmi kurumlarının belgeleri.

[code][/code]


sizin yalanlarınız boyutlarının küçük bir bölümü bu. mesela anti amerikancı görünen sizlerin abd poposu yalama konusunda en önde gidenler olduğunuz gibi. onlarla ilgide devlet arsivlerine ve raporlara bakmaya gerek yok. bunun için sizin cosku adamlarınızın geçmislerine geçmislerinde kalema aldıklarına bakmak yeterli. mesela abd yi öven yazıları kalema alan çölasan gibi, abdyi öven bir kitap yazan ilhan selçuk gibi. yine aynı sekilde geçtiğimiz seçimde abd deden icazet almak adına abd ye heyet gönderen chp gibi.

hatta rüzgarın pkklı yapılanmayı desteklediğini kanıtlar nitelikteki. türk bayraksız ve atatürk postersiz diyarbakır ve doğudaki bir çok ildeki mitingleri. pkklılara kosulsuz af vaatleri. özerklik sözleri. aponun kankisi yalçın küçük denen adamı savunmak. pkknın kent içi yapılanması olan KCK ya destek vermek ve sahip çıkmak. tüm bunlar herseyin aleni kanıtları.

kimler yalan söylüyor, kimler karalama yapıyor ortada.

sizin ve sizin gibilerin ne mal olduğu her geçen gün biraz daha ortaya çıkıyor.

mesela sizler darbe yapmayan askeri kağıttan kaplana benzetecek kadar densizlestiniz bir dönem, sizin cosku adamlarınız çoğunun ise askerden çürük raporu almıs askerlik bile yapmayan, belki dağdaki kardesine kursun sıkmak zorunda kalırım diye korkanlardan olusuyor. siz hala kalkmıs yalanlarla dolanlarla, alakalı alakasız abuk subuk uydurma iftiralardan medet umuyorsunuz.

yalanlarınz içinde boğulacaksınız, kendinize prim yapmak için akıttığınız kanlar ve gözyaşlarında boğulacaksınız.

türk halkı size her zaman dersini verdi ve sükürki sayınız yüzde 20 leri geçmiyor ve her geçen gün sizin ne olduğunuz anlayanlar da sizlere sırt çevirmeye devam ediyorlar.

sizin ne kadar zorunuza gitsede. egemenlik kayıtsız sartsız milletin. sizin hakir ve akılsız gördünüz bu milletin. size tokatı her zaman millet vurdu. Bundan sonrada vurmaya devam edecek. hala abuk subuk yalanlarınızla ancak kendi kendinizi avutursunuz[/code] 
Yazar Mesaj
point | Offline 30 Ağustos 2011 Salı 11:45  ayrıca talan konusunda sana somut örnekler
Eskisehirde uzaklara gitmeden bakacaksın kim nereyi nasıl talan etme derdine düsmüs.

Birinci örne sarısungur. köylünün elindeki arsalar talan edilmis. çakma köy fakirlerince. ve ne hikmetse bu köy fakirlerinin büyük çoğunluğu büyüksehir belediyesinin bürokratları diğer kalan kesimde ise anadolu üniversitesinden hocalar var.

ikinci vurgun sahası. Borabeyi göleti. Zamanın rektörü Engin ataç, sorumlu belediye baskanı ahmet ataç. devletin kendisine verdiği araziye kaçak binalar dikiyor rektör, kardesi baskan da göz yumuyor.

üçüncü vurgun sahası Kızılinler göleti. yine kanunsuz kacak binalar. villalar söz konusu. villa sahibi yakın tanıdık bir isim. zatı muhterem.. namı değer prof baskanımız

dördüncü vurgun sahası tramvay. dünya standartlarının dısında eski bırakılmıs bir standartta yapılıyor proje. maksat tek bir yerden alım yapılmasını sağlamak ve Eskisehirli tülomsası devre dısı bırakmak. ayrıca bu dünya standardı dısında olduğu için alternatif 50 kadar üretici saf dısı bırakılmıs oluyor. uzatma projeleride doğal olarak bu standart dısı sisteme uymak zorunda. sonuç dünyanın terk ettiği tramvay sistemi kente tamamen tuzluya mal oluyor. o dönem için dolar kuru türk lirasına çevrildiğinde projenin km maliyeti 11 milyon tl. bu projeden tam 4 yıl sonra antepte aynı proje kmsi 3 milyon liraya mal ediliyor.

diğer vurgun alanı akıllı saat. eskisehirliler akıllı saat kullanmak zorunda bırakılıyor. her aboneye zorunlu kosmanın yanında akıllı saate geçmezlersu suyun metreküpünün daha pahalıya kullanılacağı yönünde aba altıntan sopa gösteriler. sonuç tüm abonelere bu akıllı sayaç satılıyor. abonelerin yüzde 95 akıllı sayaç kullanmaya baslayınca bu kez sayısı azalan eski sayaçlara satılan suyun fiyatı düsürülüyor. maksat suyun metreküpünü sukadara satıyor masalları ile halkı uyutmak. ama türkiyenin en pahalı kent içi suyu eskisehirlilere satılıyor ve bu çağda bu yılda hala insanlar kuyruklara geçerek sıraya girip su satın alıyorlar. hemde kullanmadan pesin pesin ödüyorlar suyun parasını.

bunun gibi beton olayı var mesela. piyasaya 50 tl ye satılan hazır beton belediyeye 150 tl ye fatura ediliyor

belediyenin yaptığı düzenlemelerin bir çoğunda buna benzer bir çok sey var.

mesela tmo dan park alanı diye alınan arazi belediye kasasından restore ediliyor. tam 3,5 milyon tl ye. sözde kiralayan firmadan dan bunun 1,7 milyonu geri alınıyor.. ama kasaya giren çıkan yok..

köprüler yapıyorlar krkuluklar insanları koruyamıyor gençler ölüyor, kaçak binalar yapıyorlar kanun binaları durduruyor ama bunu kaçak yapıyı yapanlara hesap sorulmuyor, eskinin islerini dspli meclis üyesi yapıyor, hesap sorulmuyor, bir bürokrat yönettiği yerin islerine yapan taseron mütahitle ortak olup insaat isleri yapıyor. kanunlara uymayan isler yapılıyor tonlarca para harcanıp yenileniyor. bil mem kaç tane ağaç dikildi deniyor ağaçların yarısı ortada görünmüyor.. kafalarına göre imar planları değistiriyorlar bir çok seyi engelliyor geciktiriyorlar. belediye değnekcilik yaptırıyor halktan para topluyor ada sokakları değnekci gibi otopark yapmak aklına gelenler otoparklar yapmayı akıl edemiyor..

12 yıllık geçmisi söyle ciddi irdeleseniz daha neler çıkacak neler. 2 b vs. tüm bunların yanında hava civa geliyor. alt tarafı türkiyenin en küçük büyüksehir belediyesini en büyük borçlu belediye yapabilenlerin yetkilerinin daha fazla olması halinde yapabilecekleri hayal bile etmek insanı korkuruyor.

 
>Yanıtla<
>Cevap Yaz
 


online ziyaretçi: 1640
online üye: 0
 
Telif hakkı saklıdır © 2000-2024 Eskişehir Reklam
Eskişehirliyiz.biz Anasayfa | Giris Sayfan Yap | Sık kullanılanlara ekle| WebMaster Kodu | İletişim  
eskişehir

eskisehir@eskisehirreklam.com