Eskişehirliyiz.biz Ana Sayfa Eskişehir Apart Yurt Rehberi  
Üye Ol Üye Giriş
Eskişehir Forum Tartışma Platformu
www.eskisehirliyiz.biz
Ana Sayfa      
 
Forum

>yeni konu aç<  |  forum ana sayfa -- > Genel -- > Politika

>Yanıtla<
>Cevap Yaz
bıktım ama ısrarla ergenakonn
Yazar Mesaj
kai | Offline 26 Ağustos 2010 Perşembe 12:16  bıktım ama ısrarla ergenakonn
Bazı komutanların ve devlet içinde görevli kişilerin birbirleriyle yaptıkları görüşmelerde ve yazışmalarda Türkiye’yi sarsacak hangi bilgilere ulaşıldı? Cumhuriyet Gazetesi’ne atılan bombalar hakkında Makine Kimya Enstitüsü’nün hazırladığı raporda neler yazılı? Dağlıca Baskını’nda Türk Milleti’nin kafasını karıştıran soru işaretlerini gün gün takip eden ve askerlerden komutanlara kadar çatışmaya katılan kişilerle görüşen Gazeteci Şamil Tayyar, bu yazışmaları ve çatışmanın olduğu bölgeye ait özel belgeleri ilk kez açıklıyor. İlk kez yayınlanan belgelerle, OPERASYON-ERGENEKON çok konuşulacak! İstihbarat birimleri arasındaki bu çatışma ve güç mücadelesi Çevik Bir zamanında en yüksek seviyeye çıkmıştı. Bir’in, Emniyet’in elindeki ağır silahları istemesi, Emniyet İstihbaratı’nın ve Emniyet’in güçlenmesinden duyduğu endişeyi ortaya koyuyordu. Mehmet Ağar bu isteğe çok sert bir cevap verdi. Bugün bu güç dengesi tamamen değişiyor.” “Kuvvet komutanları Ak Parti’ye darbe yapmayı kararlaştırmışlardı. O gece İlker Başbuğ’u arayan Aytaç Yalman’ın kafasına takılan tek bir soru kalmıştı: Hilmi Özkök’ün hazırlattığı gizli ve özel rapor!” “O gün, Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman’ın kapısını çalan kişi MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun’du. Atasagun, Yalman’ı iki konuda uyardı ve son sözünü söyledi. Aytaç Yalman, bu görüşmeden sonra oyunun dışına çıktı ve kuvvet komutanlarının planı alt üst oldu!” “Ergenekon’un 1 Numara’sı, İstanbul Orduevi’nde otururken önündeki gazeteden Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt’ın isminin üstünü çizdi ve yanına bir not yazdı: ‘Olmadı Yaşar, olmadı’. Sonrası malum, istihbarat servisleri Ergenekon Operasyonu için düğmeye bastılar.” “Selçuk Üniversitesi’nden bir grup öğretim görevlisi ve öğrenci, Yıldız Teknik Üniversitesi’nin Davutpaşa Kampüsü’nde silah kullanma, bomba yapımı, sabotaj gibi eğitimlere tâbi tutuluyor. Bu kampüs eski Davutpaşa Kışlası’dır. Ergenekon, burayı eğitim alanı olarak kullanıyor.” Dağlıca Baskını’nın perde arkasını araştıran ve kamuoyuna en doğru bilgileri veren Gazeteci Şamil Tayyar, Türkiye’yi sarsacak gizli belgeleri ilk kez bu kitapta yayınlıyor. Dağlıca Baskını’nda görevli ast subayın cebinden çıkan el çizimi mevzi planları, Cumhuriyet Gazetesi’ne atılan bombalar hakkında Makine Kimya Enstitüsü tarafından hazırlanan tetkik raporları, Ergenekon üyelerinin kendi aralarında yaptıkları telefon görüşmeleri, Başbakan R. T. Erdoğan’a emekli bir albay tarafından gönderilen gizli mektup ve kuvvet komutanlarının hazırladığı darbe planları… 
Yazar Mesaj
kai | Offline 26 Ağustos 2010 Perşembe 12:16  
“Abdullah Öcalan, ABD güdümlü Ergenekon örgütünün bir üyesiydi. İlk eğitimini bu örgütün içinde almıştır. ABD, İngiltere ve İsrail derin devletleri ile bizim Ergenekon'un ortak kararıyla, Türkiye'deki ayrılıkçı iç dinamikleri kontrol etmek amacıyla, Öcalan'a bir terör örgütü kurma görevi verilmiştir.” “Uğur Mumcu ile Eşref Bitlis'in ölüm tarihlerine dikkat ediniz: Mumcu, ölmeden birkaç gün önce, Cumhurbaşkanı Özal'dan gizli bir konuyu görüşmek için randevu talep etmiş, konu hakkında Bitlis'e de telefonla bilgi vermiştir. Mumcu, bu görüşmeden birkaç gün sonra suikasta uğramış, konu hakkında açıklama yapacağını söyleyen Bitlis Paşa da hemen arkasından hayatını kaybetmiştir. Bakınız, Türkiye olarak şimdi söyleyeceklerimle yüzleşmek zorundayız!” “Ergenekon Operasyonu'nda, bu yapılanma içinde bulunan bazı kişilerin Hizbullah terör örgütü içinde aktif rol oynadığı belirlendi. Bu ilişki, Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan'a düzenlenen suikastı bir kez daha gündeme getiriyor. Çünkü Okkan suikastını işlediği söylenen sanıkların dosyasında, suikastın sanıklar tarafından işlenmediği yazılı.” “Geçmişte, dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Hüseyin Kıvrıkoğlu'na suikast düzenlediler, Genelkurmay Başkanı olmasını engellemek istediler, fakat kurşun bir albaya isabet etti. Aynı kişilerin Başbakan Erdoğan'la birlikte TSK'nın üst düzey komutanlarından birkaçını hedef aldıkları istihbaratı güvenlik birimlerini harekete geçirmiş durumda…” Emniyet İstihbarat Dairesi Eski Başkanı Bülent Orakoğlu, Türkiye'nin yüzleşmesi gereken korkunç gerçekleri ilk kez bu kitapta açıklıyor.  
Yazar Mesaj
kai | Offline 26 Ağustos 2010 Perşembe 12:17  
15 yılını yargı büroksasinde doldurmuş ve militer düşünüş tarzları ile askeri bürokratlarla yoğun bir ilişki içinde olmuş bir kişi olarak şunu açıkça ifade etmem gerekir ki, Türk demokratikleşmesinin önündeki en büyük engel ve demokrasi üzerindeki en büyük gölge, Genelkurmay askeri bürokrasinin günümüz Türkiyesinde bulunduğu yanlış konum ve askeri düşünüş tarzının sivil parametreler üzerindeki yadsınmaz hakimiyetidir. Sivil güç odakları ve sivil toplumun önünde korku veren bir mania aoalark bulunan Genelkurmay bürokrasisi geçmişten günümüze uzayan süreçteki 27 Mayıs 1960, 12 Mart 1971, 12 Eylül 1980 ve 28 Şubat 1997 ihanetleri ve müdahaleleri ile kazandığı özerk ve imtiyazlı statüsünü korumaya ve daha da geliştirmeye çalışmakta, yargı bürokrasisini pasivize etmekte ve sivil elitlere karşı daha da özgür ve alternatifsiz bir tabu olmanın peşinde koşmaktadır. Böyle bir düşünce tarzının ise vatanperverlikle, irade-i milliyeye saygı ile milletin emrinde olma düşüncesi ile ve demokrasi istemekle en ufak bir paralelliği olamaz. Kimse bizi bu tenkit ve analizlerimizle düz mantık bir ordu karşıtlığı içinde görmemelidir. Gayemiz asırların izlerini ve kahramanlığını üzerinde taşıyan kahraman ordumuzun milliye bir bütün halinde, 21 yy gerçeklerine uygun ve demokratik sistem içinde nasıl yer alması gerektiğine işaret etmektedir. Tek ümidim şu ki, belki benim bu onurlu mücadelemden bir müddet sonra, bu mücadeleyi esasen vermesi ve belirli bir seviyede cesaret sergilemesi gereken irade-i milliyenin temsilcisi olan sivil siyasiler, bakarsınız mahcubiyet içersine girerler de onlarda cesur bir demokratik uyanışa şahit oluruz veya bizden sonra şahit olur bu aziz millet... Öncelikle belirtmek gerekir ki bu kitap milletimizn bağrından çıkan mehmetçikleri üzmek için kaleme alınmadı. Onlar adına harket ettiğini söyleyen bir kısım kimselerin bu milletin üzülmesine yol açanların yanlışlarını dile getirmek ve ORDUNUN DEVLETİ Mİ- DEVLETİN ORDUSU MU 
Yazar Mesaj
kai | Offline 26 Ağustos 2010 Perşembe 12:19  
İsmailağa Cemaati, müftü cinayetinden camide bıçaklı saldırı ve yaralamalara, yolsuzluk iddialı dava dosyalarından taciz ve tecavüz iddialı soruşturmalara kadar, tartışmalı pek çok olayın odağında yer aldı. brbrCemaat, seçimlerde destekleme kararı aldığı AKP hükümetinden başı sıkıştığı ilk anda bile başbakan yardımcısı düzeyinde “ilgi ve alaka” gördü. Onun içindir ki, İsmailağa ve Fethullah Gülen cemaatlerinin hesaplarının mercek altına alınmak istenmesi ortalığı ayağa kaldırdı; ardından Cumhuriyetin “ilk”ler tarihi yazılmaya başlandı: Adalet bakanının “emriyle” bir savcı, ilk kez bir Cumhuriyet başsavcısının makamını basıp kendisini gözaltına aldı. Polis ve jandarmaya bir başsavcının emirlerine uyulmaması talimatı verildi... Cemaatleri soruşturan Cumhuriyet başsavcısı, tarikatlara “tuzak” kurmakla, cemaatler hakkında istihbarat toplayan MİT elemanları ise cemaat üyelerini “fişlemekle” suçlandı! Savcının emriyle cemaat soruşturmasında yer alan askerler hakkında ise “terör örgütü üyesi” oldukları gerekçesiyle dava açıldı; hepsi hapishanelere konuldu...brbrYaşanan hesaplaşmada cemaatin neden bu kadar güçlü olduğu ise, cemaat liderinin “AKP bizi korumak zorundadır... Kimse riyakârlık yapmasın...” sözleriyle apaçık ortaya çıktı...brbrElinizdeki bu çalışma ise, cemaatleri özellikle siyasal ve parasal yönüyle soruşturmak isteyen Cumhuriyet savcıları ile cemaatleri destekleyenler arasındaki sert savaşımın belgelerle anlatılmasıdırbr 
Yazar Mesaj
kai | Offline 8 Eylül 2010 Çarşamba 11:01  
herkese iyi bayramlar. REED  
>Yanıtla<
>Cevap Yaz
 


online ziyaretçi: 24274
online üye: 0
 
Telif hakkı saklıdır © 2000-2024 Eskişehir Reklam
Eskişehirliyiz.biz Anasayfa | Giris Sayfan Yap | Sık kullanılanlara ekle| WebMaster Kodu | İletişim  
eskişehir

eskisehir@eskisehirreklam.com