Eskişehirliyiz.biz Ana Sayfa Eskişehir Apart Yurt Rehberi  
Üye Ol Üye Giriş
Eskişehir Forum Tartışma Platformu
www.eskisehirliyiz.biz
Ana Sayfa      
 
Forum

>yeni konu aç<  |  forum ana sayfa -- > Genel -- > Politika

>Yanıtla<
>Cevap Yaz
[color=reEskd][/color]HALİÇTE YAŞAYAN SİMONLAR
Yazar Mesaj
nazif26 | Offline 4 Ekim 2010 Pazartesi 14:28  [color=reEskd][/color]HALİÇTE YAŞAYAN SİMONLAR
Emniyet Müdürü Hanefi Avcı’nın, “Haliç’te Yaşayan Simonlar; Dün Devlet Bugün Cemaat” adlı kitabının yankıları yargı kulislerine de yansıdı. Hanefi Avcı, kitabında “Devlet içinde devlet” olduğunu iddia ederek, “Son zamanlarda gündemi meşgul eden tüm iddiaları yayan cemaattir; onlardan bilgi alan da onlar adına konuşan da cemaatin adamlarıdır” dedi. Avcı’nın kitabında yer alan bu ifadeler büyük yankı buldu.brbrAvcı’nın kitabını Adeğerlendiren Özden, “Fethulla Gülen’in eğitim düzeyi ve kültür düzeyi ortadayken halkımızın yumuşak olan inanç yapısı konusunda söyledikleri ve gözyaşları ile topladığı duygusal birikimi akçalı güce çevirdi” dedi.brbrGülen’i din yoluyla siyaset alanındaki etkisini artırmakla suçlayan Özden şöyle konuştu:brbr“Cemaatin, 1995’ten buyana devletin yargısında ve yönetiminde ağırlığı artıyor. Bu ağırlığını artması sonucu da bugün yakınma konusu olan her olayda cemaat kendisini hissettirmektedir. Artık Türkiye, Fethullah’ın dünyada açtığı okulların içinde en büyük okulu durumuna getirilmeye çalışılmaktadır. Hanefi Avcı’nın yazdıklarına zamanında ilgililer tarafından dikkat edilseydi bu duruma düşülmezdi."brbrHSYK’daki atama kirizinde Adalet Bakanlığı'nın kararnameyi geri çekmesini de eleştiren Özden, "HSYK'nın çalışmasını engelleyen Adalet Bakanının cemaate güç verdiği herkesçe bilinmektedir. DGM’ler kaldırıldıktan sonra özel yetkili mahkemelere Fetullahçı ağırlıklı savcı ve hakimler yerleştirilmiştir. Bunların yakınmasını hep duyuyorum. Son olaylarda bu kuşkuları doğurur nitelikte” dedi. br 
Yazar Mesaj
MucahiT_ | Offline 5 Ekim 2010 Salı 10:56  NE EKERSEN ONU BİÇERSİN..
KIM NE YAPARSA KARŞILIĞINI ALIR.EKMİŞ ŞİMDİDE BİÇSİN.SUÇSUZ YERE DEVLET KIMSEYI SOKAKTAN TOPLAMAZ BİZE NEDEN BİŞEY DİYEN YOKKKKK..? 
Yazar Mesaj
point | Offline 5 Ekim 2010 Salı 15:12  Simon’da THKP-C izi
Simon'da THKP-C izi
Hanefi Avcı'nın kitabını basan yayınevinin sahipleri THKP-C üyesi mi? Öyle ise bu ne anlama geliyor? Avcı'nın Agop'un torunu Cahit Akçam'la ilişkisi ne?

Avcı ve Agop’un torunu

Hanefi Avcı gündemin yine birinci maddesi.

Bu kadar gündem olmayı hayatında bir dönem daha başarmıştı. Hatırlanacağı üzere 28 Şubat günlerinde hukuksuz uygulamalara direnmesiyle tüm kamuoyunun takdirini toplamıştı Avcı.

Cuntayı deşifre etmesiyle…

Şimdilerde adı terör örgütleriyle anılıyor:

Devrimci Karargah…

Devrimci Karargah, THKP-C ve Dev-Yol gibi örgütlerin mirası üzerine kurulu bir örgüt.

Aslında istihbaratın başındayken bu örgütlere karşı operasyonlar yapmış olan Hanefi Avcı, bunu hepimizden daha iyi bilecek durumda.

Konumuz bu değil tabii ki…

Avcı’nın kitabı da değil.

Çünkü kitabın nasıl ve hangi psikolojiyle yazıldığı ortada.

Ben bir ayrıntıdan bahsetmek istiyorum.

Şaşırtıcı bir ayrıntı bu.

Kitabın basıldığı yayınevi...

Diyeceksiniz ki kitabın hangi yayınevinde basılmasının ne önemi var?

Bakın şöyle soralım: Avcı’nın kitabının yayınlandığı Angora Yayınevi’nin terör örgütü listesinde bulunan THKP-C ile bir bağlantısı var mı?

Ya da şöyle: Angora Yayınevi’nin sahipleri Cahit Akçam ve Cumhur Özdemir THKP-C ile nasıl bir ilişkiye sahip?
İşte Avcı’nın ilişkileri de bu sorularda saklı.

Soruları cevaplamadan önce Angora Yayınevi sahiplerinin kimlerle ya da Avcı’nın kimlerle ilişkide olduğuna bakalım.

Cumhur Özdemir’in, Ergenekon’da ismi geçen Yalçın Küçük ve Amerika’dayken vefat eden Erhan Göksel ile dostluğu bulunuyor. Özdemir’in kimlerle dost olup olmadığı bizi ilgilendirmez elbette.

Hatta onun Küçük ve Göksel’le ilişkili olması suç da değil.

Bizi asıl ilgilendiren Özdemir’in THKP-C ile bağlantısı. Çünkü Özdemir 1981'de THKP-C üyeliğinden 1 yıl hapis yatmış.

Yayınevi’nin öteki sahibi Cahit Akçam da eski bir toprak ağasının torunu. Ermeni kökenli, Agop’un torunu…

Akçam’ın Müslüman ya da Ermeni olması da önemli değil. Çünkü, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı herkes, hangi din ve ırktan olursa olsun eşittir ve de olmalıdır.

Cahit Akçam’a dikkat çektiren olay onun da tıpkı ortağı Özdemir gibi THKP-C ile ilişki içinde olması…

Akçam’ın THKP-C üyeliğinden hala devam eden bir davası bulunuyor. Sadece bu dava değil, Akçam’ı örgüte götüren…

80’lerde de yine örgüt üyeliğinden 90 gün tutuklu kalmış Akçam.

Ayrıca Akçam soyadı Avcı ile gündeme gelmiş değil.

Ağabeyi Taner Akçam kamuoyu tarafından tanınan biri.

Ağabey Akçam eserlerinde Osmanlı’nın Ermenilere soykırım yaptığını iddia ediyor.

Bu konuda eserlerinde tarihi belgeleri tahrif ettiği Türk Tarih Kurumu’nca tespit edilmiş.

1975'te Kıbrıs Harekatı’nı protesto ettiği gerekçesiyle tutuklanmış.

1977'de de örgüt üyeliğinden 9 yıl hapis cezasına çarptırılmış.

12 Mart 1977'de kapalı cezaevinden kaçarak Almanya'da mülteci olarak yaşamaya devam etmiş.

Ağabey Akçam ayrıca THKP-C ve Dev Yol gibi örgütlerin yurt dışı sorumluluğunu da yürütmüş.

Avcı’nın kitabının basımını emanet ettiği Özdemir ve Akçam’dan sonra evini sevgilisiyle buluşmak için kullandığı Nejdet Kılıç’a gelince…

Kılıç’ın THKP-C ile yakınlığı Emniyet çevrelerince biliniyor.

Hatta ‘Haşmet’ kod ismiyle tanınıyor örgütte.

Kılıç’ın 80 öncesinde sıkı bir THKP-C militanı olduğunu hatırlatmaya gerek yok sanırım…

Şimdi bu isimleri ve faaliyetlerini bir kez daha gözden geçirip Avcı’nın nasıl bir ilişki içerisinde olduğunun adını koymak gerekmez mi?

Gerekir elbet. Ancak yine de savcılık soruşturması sürecinde mahkemenin vereceği karar ortaya çıkmadan Avcı’ya haksızlık yapmak istemem.

habervaktim 
Yazar Mesaj
point | Offline 5 Ekim 2010 Salı 15:13  O gazeteciler deşifre oldu!
O gazeteciler deşifre oldu!
Hanefi Avcı'yı yakından tanıyan Önder Aytaç, Avcı'nın kitabındaki cemaat bölümünü gazeteciler Nedim Şener, Ruşen Çakır, Tayfun Hopalı, Soner Yalçın, Necdet Açan ve Toygun Atila'nın yazdığını öne sürdü. Muhatapları ise yalanladı...

Devrimci Karargah Terör Örgütü soruşturması kapsamında “örgüte yardım ve yataklık” suçundan tutuklanan Emniyet Müdürü Hanefi Avcı'nın ‘Haliç'te yaşayan Simonlar' kitabının, cemaatle ilgili ikinci bölümünün Temmuz ayından sonra kitaba eklendiği ortaya çıkarken, ikinci bülümün yazımına 6 gazeteci ile muvazzaf ve emekli bazı askerlerin yardım ettiği iddia edildi. Cemaat bölümün yazmakla suçlanan gazeteciler ise bu iddiayı yalanladı.

HAYIR KAMPANYASI İÇİNDİ


Hanefi Avcı'nın kitabı ve tutuklanması Habartürk'te masaya yatırıldı. Katılımcılardan Polis Akamedisi'nde uzun süre ders veren Doç. Dr. Önder Aytaç, Avcı'nın kitabının ikinci bölümünü 6 gazeteci ile muvazzaf ve emekli bazı askerlerin yazdığını iddia etti. Kitabın amacının anayasa referandumu öncesinde ‘hayır' oylarının bir blokta toplanmasını sağlamak olduğunu iddia eden Aytaç, kitabın yazımına katkıda bulunduğunu iddia ettiği isimleri de şöyle sıraladı:

‘AKÇURA DA REDAKTE ETTİ'

“Milliyet gazetesi muhabiri Nedim Şener, Vatan Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Tayfun Hopalı, Vatan gazetesi köşe yazarı Ruşen Çakır, Hürriyet gazetesi yazarı Soner Yalçın, Hürriyet gazetesi Yazı İşleri Müdürü Necdet Açan ve Hürriyet gazetesi muhabiri Toygun Atila... Bu kişiler benim kaanatimce, benim okumama göre kitaba azımsanmayacak yardım yapmışlardır...” (...) “Sadece gazeteci değil, muvazzaf ve gayri muvazzaf da var. Diyorum ki, askeriyenin içinden birileri bu kitabı edit edenlerden birisi...”

GÖRDÜM, REDAKTE ETMEDİM


Önder Aytaç, Milliyet gazetesi yazarı Belma Akçura'nın kitabın birinci bölümünün edisyonuna yardım ettiğini öne sürdü. Programın konuklarından Şamil Tayyar ise Avcı'ya yardım eden 3 gazeteci olduğunu, bunlar arasında Akçura ve Çakır'ın olmadığını söyledi. Akçura ise, edisyona yardım etmediğini, sadece röportajda kitabı okuyarak soru sormak istediği için ilk bölümü aldığını söyledi. Akçura, Avcı'nın kitabına yardımcı olmasını istemesi halinde bunun ayıp ya da yanlış bir şey olmayacağına inandığını söyledi.

MASAMDA GÖRÜNCE!..

Avcı'ya yardım ettiği iddia edilenlerden Nedim Şener, yardımcı olmuş olsa kitaptaki Dink suikastine ilişkin yanlışların olmayacağını belirterek “Kitabı masamda gördüm. Hanefi Avcı'yı arayıp ‘İsminizle korsan kitap çıkmış' dedim. O da bana güldü. O ana kadar haberim yoktu” dedi.

DAHA İYİ BİR KİTAP OLURDU

Ruşen Çakır “Kitaptan hiçbir şekilde haberim yok. Ne yazdığını biliyorum, ne ettiğini biliyorum. Niye sağda solda Önder k.... uyduruyor. Avcı, keşke bana söyleseydi edisyonunu yapsaydım, daha iyi bir kitap olurdu ama yapmadığı, kendi bileceği iş” derken Necdet Açan ise, “Önder Aytaç'a sorun. Bu konu hiç ilgilendirmiyor” diye konuştu.


Avı ile Kılıç'ı da o buluşturmuştu

Hanefi Avcı'nın kitabının yazımına katkı sağladığı iddia edilen isimler arasında yer alan Hürriyet Gazetesi Yazıişleri Müdürü Necdet Açan, Aktüel'e kapak olan ‘Avcı Avlarıyla' haberini yapan gazeteci. Avcı 1997 yılında Nejdet Kılıç'ın da aralarında bulunduğu 6 kişi ile bir araya gelmiş ve yaptığı işkenceden dolayı özür dilemişti. İşkenceci ve mağdurlar bu olayın ardından fotoğraf çektirmiş bu olay Aktüel dergisinde Açan imzasıyla haber olmuştu. Halen Hürriyet Yazı İşleri Müdürü olan Açan'ın Avcı ile arasının çok iyi olduğu belirtiliyor.

‘Cemaat' Temmuz'da yoktu

star Ankara Temsilcisi Şamil Tayyar'ın, Hanefi Avcı'nın kitibanının cemaatle ilgili ikinci bölümünün sonradan yazıldığı iddiasını Hanefi Avcı'nın kitap basılmadan önce kitabın taslağını gönderdiği Milliyet Yazarı Belma Akçura doğruladı. Habertürk'te Hanefi Avcı'nın tutuklanmasıyla ilgili tartışma sırasında Tayyar'ın ısrarlı soruları üzerine Akçura, Hanefi Avcı'nın kitabı Mayıs ayında kendisine gönderdiğini, Temmuz ayında da Avcı ile yüzyüze görüştüğünü bu zamana kadar kitapta cemaatle ilgili bölümün olmadığını söyledi.

Belma Akçura, 2010 Mayıs ayında da kitabın taslağını kendisine gönderdiğini söyledi. Şamil Tayyar'ın ısrarlı soruları üzerine Akçura, 2010 yılının Mayıs ayında kitabın taslağı kendisine geldiğinde cemaatle ilgili bölümün olmadığını söyledi. Avcı ile Temmuz ayında Eskişehir'de yüzyüze görüştüğünü anlatan Akçura “2010 Temmuz ayında Hanefi Avcı'nın yanına gittim. O zaman da yoktu... İkinci bir kitap yazdığını söylemişti...” dedi. Akçura “Kitap çıktıktan sonra ben Hanefi Avcı'ya e-maille bu durumu sordum ancak cevap alamadım” dedi.

Avcı'ya özgürlük istediler

İstanbul Adliyesi'ne giden CHP'li eski milletvekilleri Sabri Ergül, Ercan Karakaş, ressam Bedri Baykam, sanatçılar Tarık Akan, Müjde Ar, Rutkay Aziz, gazeteciler Ahmet Hakan, Hikmet Çetinkaya ve Cüneyt Ülsever'in de aralarında bulunduğu bir grup, tutuklanmasına itiraz etmeyen Hanefi Avcı'nın tutukluğunun mahkeme tarafından resen incelenmesini istedi. Avcı'nın tahliyesini isteyen grup, dilekçeyi İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na verdi.

Star

 
Yazar Mesaj
point | Offline 5 Ekim 2010 Salı 15:16  Hanefi Avcı çabuk pes etti!
Hanefi Avcı çabuk pes etti!
Tutuklandığı gün avukatına "itirazda bulunma" talimatı veren Hanefi Avcı çabuk pes etti...

Devrimci Karargah terör örgütüne yardım etmek suçundan tutuklanan Emniyet Müdürü Hanefi Avcı'nın tutuklanmasına itiraz edildi.

Geçtiğimiz Salı günü tutuklanan Hanefi Avcı'nın avukatı Bahtiyar Kurt, mahkemeye itiraz dilekçesini sundu. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi nöbetçi hakimi tarafından tutuklanan Avcı için aynı mahkemeye itirazda bulunuldu. İtiraz talebini mahkeme heyeti değerlendirecek.

Hanefi Avcı ise tutuklandıktan sonra yaptığı açıklamalarda itirazda bulunmayacağını belirtmişti. Suçsuz olduğunu ileri süren Avcı'nın avukatı itiraz süresinin son gününde dilekçesini mahkemeye gönderdi.

CİHAN

Avcı yine su ergenekoncu pasalardan sağlam çıktı. Onlar hemen gata kulli yaptılar. Haberal hemen hastaneyi gitti. Guiness rekorlar kitabına girecek yakında.. En uzun sürede iyileşmeyen hasta olarak... 
Yazar Mesaj
point | Offline 6 Ekim 2010 Çarşamba 17:54  Avcı operasyonu çöktü
Avcı operasyonu çöktü
Hanefi Avcı'nın, Ruşen Çakır harici bir numaralı adamı Nedim Şener bile Avcı'nın kitap yüzünden tutuklanmadığını itiraf etti. Avcı olayıyla ilgili ortaya çıkacak yeni bilgiler sizi şok edebilir...

Star yazarı Şamil Tayyar'ın yazısının ilgili bölümü:
Hanefi Avcı operasyonu başladığında ısrarla savunduğum bir tez vardı: Operasyon kitap yüzünden başlamadı, operasyonu önlemek için bu kitap yazıldı. Bu bağlamda, cemaat iddiasının işlendiği ikinci bölüm kitaba sonradan eklendi.

Habertürk TV'deki olaylı tartışma programında konuşan Milliyet Yazarı Belma Akçura, istemeden de olsa bu iddiayı teyit eden önemli bir açıklama yaptı. Dedi ki: Hanefi Avcı kitabın taslağını bana mayıs ayında (2010) gönderdiğinde cemaat bölümü yoktu. 16 Ağustos 2010 günü katıldığı bir TV programında kitabı 10 Nisan polis günü nedeniyle yayımlamayı düşündüğünü ancak ertelediğini söyleyen Avcı, bu kararı almasa piyasaya sürülecek kitapta cemaat bölümü olmayacaktı.

Avcı'nın sevgilisi ve karısı kadar güven duyduğu Milliyet Muhabiri Nedim Şener'in de avukat edasıyla yaptığı ısrarcı savunmasının ardından, operasyonun kitap yüzünden olmadığı görüşüne yakın tavır sergilemek zorunda kalması, ilginçtir.

O halde problemin kaynağı nedir? Bu soruya daha sağlıklı cevap bulabilmek için soruşturmanın tamamlanmasını bekleyelim. Bakalım, bu köprünün altından daha ne sular akacak?

 
Yazar Mesaj
point | Offline 6 Ekim 2010 Çarşamba 17:55  Bakan Ergin’den Avcı açıklaması!
Bakan Ergin'den Avcı açıklaması!
Adalet Bakanı Ergin: Avcı tutuklanmadan önce iddialarla ilgili bakanlıkta ifade verdi. Verdiği ifadede somut bilgi ya da belge yok...

Adalet Bakanı Ergin, Hanefi Avcı'nın müşteki sıfatıyla Adalet Bakanlığı'nda ifadesinin alındığını ancak burada kendilerine somut belge verilmediğini söyledi.

Gündemdeki sorularla ilgili olarak NTV'nin yayınına katılan Adalet Bakanı Sadullah Ergin Hanefi Avcı'nın kitabı ve sonrasındaki tutuklama olayıyla ilgili açıklamalrda bulundu.

Avcı'nın müşteki sıfatıyla bakanlıkta ifade verdiğini ilk defa açıklayan Ergin, “Hanefi Avcı beimle yaptığı görüşmede sadece bir kaç telefon numarası vererek yakınları ve kendisinin usulsüz dinlendiğini söylemişti. Ancak kitapta iddialar daha genişti.

Bu iddialar üzerine soruşturma başlatmış ve bilgi de vermiştik kendisine. Ancak kendisi ithamlara devam etmişti. Biz de müşteki sıfatıyla Avcı'yı davet etti. 20 Eylül'de gelerek, kendi kitabında iddialar hakkında sorular soruldu. Ama direk cevap vermeyerek, duyumlarım var, düşüncelerim bu gibi cevaplar vermiştir.

Kendisi bir kaç gün içinde yeni bilgiler vereceğini söylemişti ama tutuklandı. Fakat tutukluyken de soru sorduk ama yine net cevap vermedi. Soruşturmayı ilerletmek için somut delil sunulamadı. Ben düşünüyorum bulun tavrında bir şeyler söyledi.

20 Eylül'de müşteki sıfatıyla verdiği ifadede bir somut belge yok. 1 Ekim'de de sorduk ama, ‘Geriye dönük araştırılsın' dedi o kadar” yorumunu yaptı.

Bugün Hanefi Avcı'yı ziyaret eden ve ardından açıklamalarda bulunan CHP milletvekilleriyle de ilgili olarak, “CHP milletvekillerinin açıklamalarını tasvip edemeyiz. Milletvekillerin bu şekil taleplerini karşılamaya çalışıyoruz. Ancak bu arkadaşlar yine kanunlara karşı geldi. Artık kendilerine izin vermemiz çok zor. Ancak bu durum sadece bu arkadaşlarımız için geçerli” dedi.

Avcı ve kitabındaki iddiların oldukça çok olduğunu ve iddiların giderek arttığını dile getiren Bakan Ergin, “Bu iddiaların hepsini soruşturmayı yapan kişiler değerlendirecektir. Biz de konunun mevzuata ilişkin ilerlemesini izleyeceğiz. Bu kadar bilgi kirliliğinin olduğu yerde iddialar iddia olarak kalacak. Esas olan soruşturma sonucunda çıkacak karadır” görüşünü dile getirdi.

'ELEKTRONİK PRANGA İÇİN UZUN SÜREDİR ÇALIŞIYORUZ'
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün TBMM'nin açılışında değindiği tutukluluk sürelerinin uzunluğu ve ardından bakanlığın yaptığı elektronik pranga projesine de değinen Adalet Bakanı, “Sayın Cumhurbaşkanımız toplumda dile getirilen soruları söyledi. Yargılamaları mahkemeler yapıyor, iddianameleri savılık hazırlıyor, tutuklama ve beraati yine mahkeme karar veriyor. Tutukluluğun uzun olduğu görüşü her dava da değişir. Her somut olayın tutukluluk süresinin kendisine göre farklıdır.

Şu anda tutuklu ve hükümlü oranı yüzde 50-50. Modern sistemler geliştirilirse tutuklu oranı aşağı düşecektir. Elektronik sistemi hem tutuklu hem de hükümlüler için uygulanabilir. Ancak kararı parlamento verecek. Tutukluluk hallerinde en fazla 10 yıl, adli kontrol çerçevesinde, hakim taktiri ile olabilir elektronik pranga uygulaması yapılabilir kanaatindeyiz.

Bu projeye bir buçuk yıldır çalışıyoruz. Bu yıl içinde kanun tasarasını Bakanlar Meclisi'ne ardından Meclis'e göndermeyi düşünüyoruz. Aile içi şiddet uygulayanlar için bu yöntem etkili kullanılabilir. Evine belli uzaklıktan daha fazla gidemez dendiği zaman o alet ile giderse alarm verilecek ve yakalanacaktır bu kişiler.

Cinsel suçlular için bu sistem uygulanabilir. Çok amaçlı kullanım alanları söz konusu. Dünyada bir çok yerde kullanılıyor. Alt yapı çalışmalarının tamamlıyoruz” dedi.

‘48 GAZTECİ HAPİTE DEĞİL'
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun AB'de yetkililere 48 gazetecinin tutuklu olması açıklamasının doğruyu yansıtmadığını belirten Ergin, “48 değil 148'de olabilir. Burada önemli olan gaztecilerin yazdıkları yazılardan, fikirlerini açıklamalardan dolayı içerde olmamasıdır. Bir gazeteci yazısından dolayı hapse giriyorsa bu durum AİHM kararlarına karşıdır ve sonunda Türkiye tazminat öder. Bendeki bilgilere göre 26 gazeteci hapiste. Fikir ve düşünce suçundan çok az sayıda gazeteci hapiste olabilir. Hırsızlık, silahlı terör örgütüne üyelik, uyuşturucu, gasptan dolayı hapiste gazeteci var. Burada ölçü kaç gazetecinin gazetecilik faaliyetinden içerde olmasıdır” açıklamasını yaptı.

‘TÜRBAN YENİ ANAYASA İLE ÇÖZÜLÜR'


Türban sorununun yeni ve özgürlükçü bir anayasa ile çözülebileceğini anlatan Sadullah Ergin, bu durumun yeni olmadığını belirterek kendilerinin ülkedeki özgürlük ve demokrasinin ilelemesi için çalıştıklarını anlattı.

‘HSYK ADAYLARININ YARISI YARSAV LİSTESİNDEN'
NTV'deki programda son olarak HSYK seçimlerine değinen Bakan Ergin, kendilerine yöneltilen ‘halkı kandırdılar' iddialarının doğru olmadığını söyledi. Ergin kendilerinin, seçimlerin en az yarısının kürsü hakimi tarafından yapılması gerektiğini söylediklerine dikkat çekti. Ayrıca Adalet Bakanlığı bünyesinde 4-5 kişinin aday olduğunu ne var ki 200 adaydan yarısının YARSAV listelerinden geldiğini belirtti.

Ergin adayları 11 bin hakim ve savcının seçeceğine de dikkat çekti.

FERHAT SARIKAYA ÖRNEĞİBakan Ergin görevden alınan ve avukatlık dahi yapamayan Ferhat Sarıkaya ve benzer durumdaki kişilerin haklarını aramak için dava açabileceklerini ve davanın olumlu sonuçlanması durumunda görevlerine de dönebileceklerini kaydetti.

NTV

 
Yazar Mesaj
adsoyad | Offline 8 Şubat 2011 Salı 07:39  
nasıl da susturuyorlar yobazların soygununu dile getirenleri.brbrekonomi kötü diyen ato başkanını bile gözaltına alıp tehdit ettiler, sen kalk soyguncu abd kuklası akpnin sistemine laf et, uydururlar böyle bir sözde terör örgütü, masum ve dürüst insanları hapislerde çürütürler.brbrtarih boyunca az görülür böyle diktatörler. 
Yazar Mesaj
point | Offline 8 Şubat 2011 Salı 10:01  kendi temiz olmayan
aponun kankisine gelince yargı yandas oluyor. sizin işinize gelince yargıya saygı gerekiyor. siz once bu kafayı bi değiştirin isterseniz..

yargıdaki olaylarlar mudahale edebilmek için hakimlerin cocuklarını işe sokmaktan mimlisiniz zaten 
>Yanıtla<
>Cevap Yaz
 


online ziyaretçi: 16968
online üye: 0
 
Telif hakkı saklıdır © 2000-2024 Eskişehir Reklam
Eskişehirliyiz.biz Anasayfa | Giris Sayfan Yap | Sık kullanılanlara ekle| WebMaster Kodu | İletişim  
eskişehir

eskisehir@eskisehirreklam.com