Eskişehirliyiz.biz Ana Sayfa Eskişehir Apart Yurt Rehberi  
Üye Ol Üye Giriş
Eskişehir Forum Tartışma Platformu
www.eskisehirliyiz.biz
Ana Sayfa      
 
Forum

>yeni konu aç<  |  forum ana sayfa -- > Eskişehir -- > Genel

>Yanıtla<
>Cevap Yaz
Anadolu Kültür Süreci
Yazar Mesaj
gerchek | Offline 13 Mayıs 2009 Çarşamba 16:42  Anadolu Kültür Süreci
“Anadolu Kültür Sürecini” yaşatmak…

Altı yıl kadar önce ,Başkanlığını yaptığım,Eskişehir Turizm ve Tanıtma Derneğinde bir karar aldık….
Yıllarca bakımsızlık ve ilgisizlik nedeniyle yok olma sürecine giren ”Dünya Kültür Mirası “Frigya Vadisi ve Midas’a dikkat çekmek…
Frigya kurtarılmalı,tanıtılmalı,tesis yok o yüzden turist yok deniliyordu....
Gerçek ve sürdürülebilir turizm;Frigya ören yerlerinin yerel değerlerinin,somut ve somut olmayan kültürel mirasın işlenmesiyle oluşturulacağını düşündük...

Turizm modern anlamda bir “mühendislik” çabasıdır….
Hatta üniversitelerimizin mühendislik fakültelerinde turizm bölümlerinde ”Turizm Mühendisliği” bölümleri,kürsüleri kurulmalıdır..Bu bölümlerde ”iletişim,sanat ve reklamcılık eğitimleri verilmelidir.Çünkü,turizm,arkeoloji ve tarih bilim dalları turizmin canlılığına,hayatın dinamizmine ayak uyduramamaktadır.
Sonuçta biz;Sürdürülebilir turizmin ;özellikle kültür turizminin ,yerel değerlerin ,evrensel değerlerle yoğrulması ile oluşacağını biliyorduk..

Tıpkı sanat gibi..

Yoksa “güdük” kalacaktı,saman alevi gibi parlayıp sönecekti....

Birilerinin makamlarındaki görevi ve işi bitince ,turizm de bitecekti ve bir yığın çaba ve para boşa gidecekti.. Yapılanlar ”çöpe” gidecekti. Değersiz ve taklit olan her şey gibi..

Düşündük!..Neden Nevşehir’de Kapadokya’da “Santa Maria” adında korsan gemisi yoktu?Neden yapay plaj yoktu?
Eyfel Kulesi, ya da Brandenburg Kapısı yoktu?
Neden; yapay deniz? yoktu?
Neden; kimsenin aklına Kapadokya’da ,Ürgüp’e “palmiye” ağacı taşımak gelmemişti?...

Çünkü;gerçek,sürdürülebilir,bilimsel,planlı bir turizm hareketi başlatılmıştı orada..

Tarihi ve yerel değerler korunarak,geliştirilip teşvik edilerek..

”Bir takımın” gençlik hayalleri gerçekleşsin diye ,bir kentin tarihten gelen kimliğini,yerel değerlerini bozmadılar,kirletmediler,yozlaştırmadılar…

Kapadokya,(Avanos’da) Kızılırmak Nehrinde bir Venedik Gondolu (Gondol;kürekçinin ayakta durarak,uzun ve tek bir kürekle kayığı hareket ettirildiği,İtalya Venedik'in simgesidir.) ne kadar çirkin,eğreti ve saçma olursa, Anadolu şehri olan Eskişehir’de Porsuk’ta da saçma ve çirkindir…

Eskişehir; Avrupa’nın kültürel değerlerinin sergilendiği bir açık hava müzesi değildir. Eskişehir bir “Mini Avrupa Lunapark’ı “değildir.”Miniaavrupa hiç değildir”.

Eskişehir;Avrupa fanatiklerinin ne ön,ne de arka bahçesidir..

Kral’dan çok kralcı olmanın ne alemi var.? Postmodern kolaycı felsefe ile geçmiş korunamaz ,gelecek yaratılamaz.

Avrupa Birliği ‘nin Kültürler arası destek projeleri Anadolu kültürüne bu kadar önem verirken,bizimkilerin Avrupalılardan çok Avrupacı olmaları enteresandır , düşündürücüdür..

Derneğimiz Eskişehir’e, Hollanda’dan İstanbul ve Bursa üzerinden gelen yabancı turist kafilelerine rehberlik yapardı..(Hollanda Kraliyet Otomobil Kurumu) Derneğimizin organizasyonu ile Eskişehir’de kaldıkları süre içinde çok da para bırakırlardı.Ama bazı “küçük” adamlar bunları bilmeyebilir.(Olsun, onlar da bir gün büyüyeceklerdir)..Fakat Eskişehir Frigya Vadisinde sosyal gereksinimler ve konaklama olanaklarında yıllar boyu en ufak bir gelişme,iyileşme sağlanamadı,umutlarını kestiler,bir daha da gelmediler..Bu gün de Eskişehir’de bir turistik “değer” olduğuna inanmıyoruz

Onların Eskişehir’e geliş nedenleri birilerinin hala anlamak istemedikleri,”Frigya ve Midas” idi..

------------

Eskişehir Turizm ve Tanıtma Derneği,Eskişehir’e uyacak bir kültür turizminin ilk temellerini,(Pensilvanya Üniversitesi tarafından Dünyaya duyurulan )Frigya Kralı Midas’ın mezarından çıkan buluntulara göre yaptığı “Frigya Yemeği” ve “Frig Kokteyli” nin Eskişehir’e tanıtımını yapmak oldu.

İl Kültür ve Turizm Müdürümüz Sayın Ali Osman Gül’ün de katılımıyla Eskişehi'e turistik eğer olabilecek kültür değerlerini Eskişehir’e duyurduk…Tanıtılanlar, Anadolu’ya aitti ,orijinaldi ve ..”taklit değildi”……

Mitolojideki , aç gözlülüğün sonuçlarını anlatan “Altın Dokunuş” ve özgür düşünce öğretisinin ilk adımlarında olan “Midas’ın Kulakl arı” efsanelerine dikkat çektik..Bu efsaneler Anadolu’da geçmişti,Anadolu’nundur,orijinaldir ve..”taklit değildir”.

Derneğimiz;Frigya ve Midas’ın Dünya Bilim,Sanat ve Ticaret hayatına etkilerini içeren bir araştırma yaptı..Midas ve Kaybolan Ülke Frigya araştırması,VCD si Anadolu’ya aittir,orijinaldir ve…”taklit değildir”

Eskişehir Turizm ve Tanıtma Derneği “Midas Müzesi” nin altyapısını da hazırladı. Müzenin temasını oluşturan değerler,Anadolu’ya aittir,orijinaldir ve ..”taklit değildir”

Bir Frigya çalgısı olan”Pan Flüt” e ve öz be öz Eskişehir’li olan,Türkiye’nin en önemli Pan Flüt sanatçısı Sayın Aydın Yavaş’a dikkat çektik. ..Pan Flüt ve Aydın Yavaş,Eskişehir’dir,Anadolu’dur,orijinaldir ve ..”taklit değildir”

Son olarak,2009 yılından itibaren,Dünya’da" özgürlük ve bağımsızlık simgesi" olarak bilinen ”Frig Şapkasını” etkin bir şekilde,Türkiye’ye duyurduk.

Dünya’daki en az 10 ülkenin (Fransa,A.B.D. Venezuella ve Küba dahil) ulusal simge olarak kullandığı “Frig Şapkasını” trilyonlarca lira (korsan gemisine ve yapay denize? harcanan paradır) harcamadan,biz sadece 150.TL (YÜZELLİ TL) ile ulusal basında yer alarak,bir kamuoyu oluşturduk. Yaşadığımız ekonomik kriz günlerinde ,ne kendimizin, ne de bazı kurumlar gibi vatandaşın vergileriyle toplanan paraları çar -çur etmedik. (performans ; büyüklükle değil ”işlevi ile” değerlendirilir.)

Sazova’daki Hristiyan Azize Santa Maria Korsan Gemisine harcanan para ile ,aynı parktaki Yunus Emre anıtına harcanan paraları bir kıyaslarsanız,ne dediğimiz daha iyi anlaşılacaktır....

Eskişehir Turizm ve Tanıtma Derneği; bizim olmayan yerine ,bizden, Anadolu’dan yetişen değerleri öne çıkardı ve çıkaracak,

Ve bundan sonra da böyle olacak..

Ve bazıları, kendi deyimleri ile; bize daha çok “gıcık olacak” ,akıl,bilgi ve yorum yerine, gerçek dışı haberler üretecekler.Biz ise;diş ile, tırnak ile,
sevda ile,düş ile,
bilim ile,sanat ile, daha çok çalışacağız..

Ve… “Anadolu Kültür Sürecini” yaşatacağız…
MUSTAFA TEKELİ

Öyle yıkma kendini,
Öyle mahzun, öyle garip...
Nerede olursan ol,
İçerde, dışarda, derste, sırada,
Yürü üstüne - üstüne,
Tükür yüzüne celladın,
Fırsatçının, fesatçının, hayının...
Dayan kitap ile
Dayan iş ile.
Tırnak ile, diş ile,
Umut ile, sevda ile, düş ile
Dayan rüsva etme beni.
 
Yazar Mesaj
adsoyad | Offline 13 Mayıs 2009 Çarşamba 19:06  
değindiğiniz tarihsel değerler, kültür mutlaka değerlendirilmeli, yalnız sürdürülebilirliğini modern parklarla kıyaslamak politik görüşünüz olmuş.

siz frig sembollerini eskişehirin sembolü haline getirseniz bile başarılı bir şekilde, gelir bir akpli gökçek gibi biri müslüman memleket bura diyerek siler süpürür hepsini, cami koyar yerine.

örneklerini gördük, görüyoruz. ayasofya gibi hıristiyanlık için de, dünya için de tarihsel bir değer olan mekanı cami yapma baskısı hala var ona güçleri yetmiyor henüz.

politik yaklaşımınız dışındaki görüşleriniz mutlaka değerlendirilmeli. sadece turizm rantı için değil, bu toprakların tarihi, gerçeği olduğu için üzerinde çalışılması gereken bir konu. 
Yazar Mesaj
point | Offline 14 Mayıs 2009 Perşembe 10:06  Senin takıntıların var arkadasım
Yani senin gerçekten ilginç takıntıların var. Adamın yazdığı seylerde kültürden bahsetmesi hemen batmıs sana her zamanki gibi.

Yani kesin onada yakından akp li damgasını yapıştırırsın sen.

Kültürüne sahip çıkmaktan ve kendin olmaktan bahsediyor. Ama siz hayatı ve insanları sadece sizin gibi olması gerekenler olarak görüyorsunuz. Sizin gibi bakmamızı bekliyorsunuz herşeye. Ancak yaradılışın özünde bile bu farkındalık var. Her insan farklı bunu neden kabul edemiyorsunuz.

Siz hizmetlerinizi belli birşeyin kopyasının üzerine kurarsanız, kültürü kendi kültürünüzün dısında ararsanız eleştirilirsiniz. Allah için savunduğun adamın kaç tane yerel kültürümüzle ilgi yaptığı iş var. Şehrin kendine ait kendine özel parmak izi gibi bir kimliğini yaratmak çok mu zor. Bilmem nerenin kopyasını yapmaktan.

Küreselleşme karşısında ortaya çıkan düşüncelerin içinde en önemli vurgu yerelleşmektir, yerel kültürlere sahip çıkmaktır. Oysa bir yerel kültürümüzü red eder bir tavır içindeyiz yıllardır. Bir kent siluetimiz, kentimizi ifade edebileceğimiz bir değerimiz yok neredeyse. Eskişehir denilince korsan gemisiylemi anılalım, opera salonuylamı tanınalım, heykellere dolanmış sokaklarımızha hatırlanalım. Bu mudur sizin Eskişehirden anladığınız. Sizde savunduğunuz adam gibi herseyi kendinizin bildiğini sanıyorsunuz. Konunun içindeki kişilerin uzmanların, bilim adamlarının söyledikleri bile size hava civa geliyor.

Bir bilim adamı çıkıp kendi konusu olan çöp konusunu ifade ediyor. Hayır yanlıs biliyorsunuz bu isi heykeltras prof.umuz daha iyi bilir siz bosu bosuna bu iste eğitim almıssınız, bosuna bu isten prof. olmuşsunuz diyorsunuz. Bir sivil toplum kurulusu olarak bu konuda çalısan ve uzmanlasmıs bir adamın tespitlerine isinize gelmedeği içi politik diye tepki gösteriyorsunuz. Hatta bu sekilde kendiniz gibilere hedef gösteriyorsunuz. Saldırın bu adam hocanın icraatlarını elestirdi. Neredeyse adamı meydana koyup taslatacaksınız. Bu kadar tabu mu hoca ve icraatları. Hata yapması olası değilmi.

Bırakın bu partizanlığı. Asıl sizin her lafınız ve yorumuzun partizanca. Ön yargılı. Allah askına o savunduğunuz parkın kapısından içeri girdinizmi? Onu merak ediyorum.

Ki bizler parka da karsı olmadık. Sadece harcanan paraların ne kadar olduğunu merak ettik. Toplam maliyetini öğrenemesek de mesela o korsan gemisinin 1,2 trilyona mal olduğunu öğrenebildik. Kentin bir ton sorunu varken bunlara öncelik neden verilmediğini merak ettik. Biz verdiğimiz vergilerin hesabını soruyoruz. Eskişehirli olarak Eskişehirli Modern Bir Anadolu kenti istediğimizi ifade ettik. Avrupa özentisi ve kendi kültüründen uzaklaştırılmıs bir kent hayali olan da bizler değil sizsiniz ve biz bu tavrı elestirdik ve elestirmeye devam de edeceğiz. Sizde bizi hedef gösterip taslatmaya çalısarak susturmayı denemeye devam edin. Ama asla susmayacağız. 
Yazar Mesaj
adsoyad | Offline 15 Mayıs 2009 Cuma 08:28  
anlamıyorsunuz yazmayın bari, işi hemen akp savunmasına getirip alakasızca üste çıkma çabası.

sürdürülebilirlik üzerine tespitin yanlış olduğu ve örneklerini belirttim. ama o anlaşılmaz tabi, ille akp yüceltilecek ilgisiz şeyler yazılacak.

tekrar söyliim, derneğin aldığı karar gayet güzel, bir süredir birçok kişi tarafından dile getirilen bir düşünce, desteklemek te lazım.

sözü geçen sürdürülebilir turizmin yeni ve farklı şeyler yaratmakla değil kültürel mirasın işlenmesiyle olacağı tespitinin tam bir doğru olmadığı da bir gerçek. önceki yazıda daha açık yazıldı zaten. 
Yazar Mesaj
point | Offline 17 Mayıs 2009 Pazar 10:09  sorun sende
sorun sende canım... biz savunma meraklısı falan değiliz ama sen saldırma meraklısın. hemen herkese aynı seyi yapıstırıyorsun. birisi elestirse, bir yanlıs olduğunu ifade etse direk söylediğin sey sen akplisin oluyor.

adam turizm konusunda olması gerekenleri postmodern bir kent yaratıldığını çağdaş özgün kimliği olan bir anadolu kenti yaratılmasından bahsediyor. ama sen bu durumla alakası olmayan icraatları olan baskan elestiriliyor diye direk adamı akpli ilan ediyorsun.

sizin derdiniz hiç bir zaman üzüm yemek olmadı. amacınız her zaman bağcıyı döğmek.

adam gayet güzel bir sekilde durumu açıklamıs ama sen bunu nedense bir türlü normal algı mekanizması ile algılamayı beceremiyorsun. 
Yazar Mesaj
gerchek | Offline 19 Mayıs 2009 Salı 12:20  wiea arkadaşa yanıt
arkadaşım,eleştirilerini ilgi ile okuyorum ve sana da kızamıyorum,
benim yakın çevremde de senin gibi düşünen "çok yakın" arkadaşlarım,dostlarım var... bu bir süreç..belki yeterince araştırılırsa sen de beni anlayacaksın ve bir yerlerde uzlaşacağız..
----------------
senin yazın şuydu...
Gönderen: wiea 06.05.2009 16:58:19
Ya ne biçim dernek açıklaması bilim parkındaki gemi santa maria birebir aynısı diye yazıyor belediyenin kendi sitesinde, sen nuhun gemisi diyosun.

...............
Yukarıdaki yazını yeni gördüm..o parkta(Bilim,Sanat parkında) "Nuh'un Gemisi var!"Hala da var.
Ben "Bilim Parkında" Nuh'un Gemisi'nin olmasını,popülizme prim ve "BİLİME İHANETTİR" diyorum.

Ve bir gazeteci? çıkıyor,araştırmadan,soruşturmadan atıp tutuyor..

"Ben Frig Şapkası yok
" diyorum,
Adam,"Anadolu.Ünv.önünde var ya" diyor..

Fakat;YOK Kİ!,

dün de yoktu,

bugün de YOK!

bizi yalancı çıkarmaya,küçültmeye uğraşıyor..Ve gittikçe de "kendi küçülüyor".,burnu uzuyor..

"Bizden Söylemesi" diyerek,o zat kendini bilir diyeceğim ama,belli ki bilmiyor,bilse bunu yapmaz.
"lafımı ortaya yere gorum,begenen alır,begenmeyen gaçar geder" kültürüyle? gazetecilik ve köşe yazarlığı yapılmaz,biraz "basın etiği" ve çokca da "insani ahlak" ..

"wiea" biliyorsun ki bu son sözleri size söylemiyorum.O gazeteci? arkadaşa "şifalar diliyorum"

Bu arada moral veren yorumları için "point" e teşekkürler..

saygılarımla
 
Yazar Mesaj
adsoyad | Offline 19 Mayıs 2009 Salı 16:37  
bana kızmayın zaten, parkı yapan belediyenin resmi sitesinde öyle yazıyordu, ya gemiden sonra güncellemediler.

2. olarak ayrıca yazsa ve nuhun gemisi varsa bile parkın tam adı, "bilim, sanat ve kültür parkı". bilim dışında 2 kavram daha yer alıyor ki kültür denilince oraya tepegöz'ü, şaman totemlerini de koysa yeridir, hatta gerekmektedir, türk kültürünün bir parçasıdır. nuhun gemisi de bu milletin ortadoğu coğrafyasından edindiği bir kültürü, inanışı.

parkın adı sadece bilim olsa ne söyleseniz haklısınız, adnan oktar zırvalarından farkı kalmazdı.

son olarak bilime ihanet eylemi için verilebilecek en güncel örnek türkiye bilimsel ve teknolojik araştırma kurumu (tübitak)nun başına iktidar partisi tarafından ilahiyatçıların getirilmesi, devletin resmi bilim kurumunun bu kadrolarla doldurularak darwin yasakçılığı, bilim insanlarının politik nedenlerle kurumdan uzaklaştırılmaları gösterilebilir. 
Yazar Mesaj
point | Offline 20 Mayıs 2009 Çarşamba 09:43  iste tek yönlü anlayısla olmaz
Bak ne güzel de söylemissin bilim kültür sanat parkı diye. ancak gördüğün gibi türk kültürüyle ilgili ne var, türk sanatı ile ilgili ne var orada. yani avrupa özentisi ile doldurmussun herseyden önce. kendi kültürüne milletine sırt çevirmissin. Avrupalılığıda nerenden anlıyorsan bilimsel, ekonomik ve sanayi anlamında avrupayla uzak yakından bir alakan yok sanatıyla kafayı bozmussun. Yani sen değil bunu yapanlar için söylüyorum.

Kendi kültürünü hiçe sayarak görmezden gelerek ne yaparsan yap özentiden ve taklitten öteye gidemiyeceksin.

Bilimsellik konusuna gelince darvin konusunda sana kesinlikle katılmıyorum. Senin bu anlamda kendi atalarının bir maymun olduğunu kabul ediyor olabilmenin adına ister bilim de ister baska birsey de. Benim gibi bir çok insanda bunu kabul etmiyor etmiyecekte. Sonuç olarak kendi içinde bir çok tezatlmarı olan bir teori. Bilim ise gercekliği ispatlanmış değerleri içerir. Sen dedenin birinin mezarını bul ve maymuna benzediğini göster de durumu kanıtla ondan sonra Darvin teorisi bilimsel bir gerçek olsun. Adı üstünde teori zaten. O anlamda bizde bir sürü teori atarız ortaya adına bizde bilim deriz.

Her konudaki yaklasımınızı aynı sekilde bilim alanında da gösteriyorsunuz sonuç olarak. Hukuktan bahsedersiniz ama hukuk dısı bir durumunuz hukuk tarafından sorgulandığında hukuku kötü, yanlı ilan edersiniz. Demokrasiden bahsedersiniz ama isinize gelmedimi darbe yanlısı olup çıkarsınız. Sandıktan bahsedersiniz sizin beklemediğiniz sekilde sonuç çıkarsa oy verenlere küfredersiniz. Esitlikten solculuktan bahsedersiniz ama hiç de adil davranıp hiç öyle yasamazsınız. Ulusalcılıkan bahsedersiniz ama türklüğünüzü nedense görmezden gelirsiniz. Medyayı yandas ilan edersiniz ama sizin isinize gelen bir haber yaparlarsa keser duvara yapıstırır bakın zaman gazetesinde haberimiz çıktı diye referans gösterirsiniz.

Bırakın bu iki yüzlülüğü artık. Herkes bu yaptıklarınızın farkında. Bugün üniversitelerin olduğu nokta ortada, baslarındaki kisilerinde kimler olduğu ortada. Bilimselliğinizi birazda bu kurumlarda gösterseniz, esit, ilerici görüslü, demokrat anlayışınızı birazda bu kurumlarda sergileseniz. Ama hayır kendi yapmaları gerekenleri beceremeyen rektörleri görüyoruz açıklarını baska yerlerden kapatıyorlar. Sanki Jandarma komutanı gibi, sanki emniyet müdürü gibi baska isler yapıyorlar. Hocalıkmı? Bilim adamlığımı? Elbette bunları beceremedikleri için açıklarını bunlarla kapatıyorlar.

Siz aynaya bir kez bakıp kim olduğunuzu sorun kendinize, sonra pencereyi açıp dışarı bir bakın. Nerede olduğunuzda sorun kendinize. Sonra inin halkın arasına bir karısın kimlerin arasındasınız onada bir bakın. Ondan sonra abuk subuk seyleri, elin ecnebisinin yaptığı seyleri kendi sanatın, kendi kültürün gibi insanlara yutturmaya çalısmaktan vazgeçin.

Bilimselliğinizi de teorilerle değil. İspatlanmış gerçeklere olan inancınızla ve bunun için yaptıklarınızla kanıtlayın.

Yada illa diyorzanız darvin teorisi teori değil kanıtlanmıs bir bilimsel gerçektir. Hodri meydan bir dedenizin mezarını açın bizde görelim ne kadar bilimsel bir gerçek olduğunu. 
Yazar Mesaj
gerchek | Offline 20 Mayıs 2009 Çarşamba 12:12  wiea arkadaş’a
merhaba...
ben bu konu ile ilgili son olarak yazıyorum..herkes doğaldır ki, dilediği gibi düşünecektir..

Özgür düşüncelerin çıkış noktası bağımsızlıktır.
Birilerinin yaptıklarının büyülü etkisiyle düşündüğünü sanan insan aslında artık düşünemez olur.Bir anlamda bilgisayar sistemlerinin ağ bağlantıları gibi..Ana bilgisayar vardır ya..
diğerleri ne kadar bağımsız kalabilirse?..

Bakın, benim düşüncelerimde,bir atasözümüz gibi(Anadolu deyimidir)"hem nalına,hem mıhına" vurmak ve tabii ki sonuçta da "ne İsa'ya ,ne Musa'ya" ne sola,ne de sağa yaranmak vardır.

"wiea" arkadaş;
Nuh'un Gemisi, ortadoğu coğrafyasının edindiği bir kültür,inanıştır demiş.


"Nuh'un Gemisi"kültür ve inanış değildir.giysi,yemek,mimari,danslar vb...folklör gibi değildir...Dinlerin içinde olan "dini bir anlatımdır"

Tek tanrılı,kitabi dinlerin başlanğıcından beri,Musevilik,Yahudilik,Hristiyanlık ve İslam dinlerinin hepsinde "Nuh'un Gemisi" vardır.

Yani günümüz için yaşayan "din kültürünün" anlatımlarındandır.Din'in yozlaştığı veya "dinden çıkar elde etme amacı olan kişiler" ve akımlar bu motifleri,inanışları kullanırlar.

Oysa tek tanrılı dinlerde "inanışların,heykelleştirilmesi sembolleştirilmesi,görselleştirilmesi"yani kısaca"put"haline getirilmesi "din kültürü içinde" ayni zamanda günahtır da.

Şimdi günümüzdeki yaygın dinlerin simgelerini,teker teker parklara dikecek olsak ne olur.
Bir köşede İsa'nın çarmıha gerilmiş heykeli"o da hristiyan inanışı ve kültürüdür."
Ya da bir köşede Yahudilerin "ağlama duvarı"

Halen yaşayan dinlerin "populizm adına"parklara konulması yanlıştır.Hele hele "Bilim,sanat ve kültür parkına" konulması "skandaldır"

Bu tip objeler,parklara,lunaparka,temalı parklara konulabiliyor.."Bilim,sanat ve kültür"parkı hariç..

Yani bir "yaşayan din kültürü" parkı yaparsınız,içine de istediğiniz objeyi koyarsınız.


Fakat bu da din adına yanlıştır..

Çünkü yukarıda sayılan dinlerdin temelinde görselleştirme yasaktır,günahtır,dinden çıkma nedenidir.
Brezilya ,Rio de Jenerio daki milyonlarca "turist çeken" İsa heykeli de Hristiyanların ilk peygamberi olan İbrahim' i artık dinlemediğini göstermektedir. bu ne perhiz,bu ne lahana turşusu.

bu görseller (din ve ibadet temalı heykeller;putlar),ilk olarak bütün kitabi dinlerin ilk peygamberi olan İbrahim Peygamber tarafından yıkılmıştır.
Yani"Nuh'un gemisi"de ,haç(İsa'nın çarmıha geriliş figürü) de ,çarşı pazarda "satılan"Kabe abajurları,saatleri,duvar süsleri din kültüründen rant sağlayan çevrelerin yanlışlarıdır.

neyse....Yani kısaca...
yapılan
"din adına" da yanlıştır,
"bilim adına" da,yanlıştır.

Sanırım bu son yazım olacak..
nekadar da yazılsa,çizilse yine akp'li,şucu bucu olunacak ;yobaz dinci ya da tam tersi "dinsiz" denilecek,komünist denilecek,Atatürkçü denilecek...

....ve umarım bundan sonra da;
herkese değil,
sadece Prof.Dr.Türkan Saylan gibi;
devletin parasıyla,
halkın vergileriyle değil,
diş ile tırnak ile
sivil toplum kuruluşlarıyla
ve halkla birşeyler yapan,
kendisiyle barışık,
alçakgönüllü,
paylaşımcı,
kavgacı ve ben merkezci olmayan
vatanını ve Anadolu'yu seven,
eğitimci ve bilim insanlarına
"hoca" denilecek 
Yazar Mesaj
adsoyad | Offline 20 Mayıs 2009 Çarşamba 14:24  
ooo konu dallanıp budaklanmış gene.
nuhun gemisinin yanına sümer yazıtlarını da koysa iyi olacak, bölge dinlerinin bu hikayeleri sümer paganizminden alınmış, kendilerinden 4 bin yıl önce kaleme alınmış pagan hikayeleridir. bilim adnan oktar videoları ve yazıları gibi hacim ve malzeme hesabıyla dünyanın bütün canlılarını taşıyacak birşeyin mümkün olduğunu söylemez, aksine gerçek bilim sümer tabletlerini bulup okumuş, bölge dinlerinin kaynağının yine bölgenin 4 bin yıl önceki pagan hikayeleri olduğunu, bu tek tanrıların paganizmdeki tasvirlerini, kızları lat, uzza, menatın diyalog halindeki çizimlerini ortaya çıkarmıştır. nuhun gemisinin akıl almayacak büyüklüğü ve imkansız olayının, mezopotamyada fırat, dicle taşmasındaki seli öngören ve uyarılarını dinlenmeyenlerin selde boğuldukları, hayvanları kaybettiği, belki bilim parkındaki gemi büyüklüğünde yüzen bir araçla kendi çiftlik hayvanlarını kurtaran bir pagan kültürü kahramanı olduğu gerçeği anlatılmak istenmiştir, bilim, kültür parkına konularak.

ayrıca tek tanrılı dinlerde putlaştırma her zaman vardır. hepsinde bir duvar, taş, simge bulunmaktadır. brezilyaya gelmeden haç vardır, önünde eğilinir, insanlar üzerinde taşıyabilir, gerektiğinde onu kullanarak dua eder.
islam için de yüzyıllardır hacer-ül esved konusunda net bir yanıt verilememiştir, bugün de bütün islami sitelerde bu taşa tapmanın puta tapmaktan ne farkı var sorusuna geçersiz yanıtlar vardır, hacer-ül esvedi googleda arattığınızda daha çok bu konuda başlıklar çıkar.
felsefesi zaman, mekan, cisimden öte çizilmeye çalışırken bir yandan da bu taş önünde eğilinir, kıbledir, hacca gitmenin amacı bu taşa dokunmaktır, ayrıca yine şeytanı tasvir eden taşlar taşlanır.

bu açıdan bakıldığında putperestliğin bir savunusu olan cisme değil, temsil ettiği güce, ruha inanış aynen şeytan taşlama olayındadır, yani savunusuyla, eylemiyle putperest bir eylemdir.

hacer-ül esved ise inanışa göre kabeyi yaparken ibrahime melekler tarafından cennetten gönderilen taşlardan biridir. ibrahimden istemesi, rengi vs. detayları vardır hikayenin. ve islam sürecindeki hikayesi budur. önceki hikayesi ise taşın gökten düşen bir meteor parçası olduğu, aydan düştüğüne inanıldığı ve ay tanrısının bir parçası olduğu için kutsal sayılarak mekkedeki yerini aldığıdır.

neyse bunlar böyle uzar gider, sonuçta nuhun gemisi antik yunanın truva atı gibi, sümerin bir parçasıdır, sonraki dinler kendine mal etmiş o ayrı konu. tek tanrılı, çok tanrılı, bütün dinlerde de put, putlaştırma, cisimleştirme vardır, sürmektedir. 
Yazar Mesaj
point | Offline 20 Mayıs 2009 Çarşamba 17:13  bosver sen bunu
gerchk sen bu adamı bosver biri buna küçüklüğünde pağan kitabı birsey diye okutmus galiba. Biride hayvanat bahçesindemi artık nerdeyse bak deden bu falan diye maymun göstermis buda inanmıs hala bunların saptantısıyla devam ediyor. Dikkat edersen her yazdığı sey genelde pagan, BOB vs. gibi seylerden farklı seyler değil.

İslamda kalp gözü diye birsey vardır. Bir insanın kalp gözün kapandımı ne yapsan ne görse nafiledir.

Sen ne söylersen söyle o eninde sonunda bobla bilmem neyle bağlayacak herseyi. Yani arastırıp bulsanız o kitabı belkide kitaptan sayfaları direk yazıyordur da ;)

Baska bazı kaynaklar söylesen simdi onlarıda yanlı vs. diye uydurup gidecek.

Hac olayından, seytan taslamaya kadar bir çok seyi putlastırma ile bağdastıracak kadar da saptırmıs olayı. Bir ilahıyatçı değilim ama bu benzetmelere Beyaz hoca bilem gülecektir herhalde.

Putlastırmaya simdi bir örnek vereceğim ama bunu zaten herkes çok iyi biliyor Türkiyede.

Ancak tartısmayı dahada uzatmaya gerek yok. Asağı yukarı yazacağı seyler belli zaten. Pagan, Bob, gemi, yumurta falan
>Yanıtla<
>Cevap Yaz
 


online ziyaretçi: 21255
online üye: 0
 
Telif hakkı saklıdır © 2000-2024 Eskişehir Reklam
Eskişehirliyiz.biz Anasayfa | Giris Sayfan Yap | Sık kullanılanlara ekle| WebMaster Kodu | İletişim  
eskişehir

eskisehir@eskisehirreklam.com