Siyaseti, gönüllere girmek, insanımızın kalbinde ve mantığında doğru şekilde yer almak için yapıyoruz - Eskişehir Haber

Eskişehir Politika

Siyaseti, gönüllere girmek, insanımızın kalbinde ve mantığında doğru şekilde yer almak için yapıyoruz

Siyaseti, gönüllere girmek, insanımızın kalbinde ve mantığında doğru şekilde yer almak için yapıyoruz
Yayınlama: 6 Mayıs 2023 Cumartesi
A+
A-

TVNET yayınına konuk olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çankaya Köşkü’nde gerçekleştirilen canlı yayında, Türkiye ve dünya gündemine dair gelişmeleri değerlendirdi.

14 Mayıs'taki Cumhurbaşkanı ve 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimleri'ne 9 gün kaldığı anımsatılarak tabloyu nasıl gördüğünün sorulması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, hafta içi Karadeniz'de olduğunu belirterek, meydanlarda muazzam bir coşku olduğunu ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu coşku bugün âdeta pik yaptı. Van öyleydi, hele hele Erzurum benim siyasi hayatımda görmediğim bir coşkuyla bizi karşıladı. Sadece meydan değil havalimanından meydana gidene kadar yolun sağı, solu, her yönüyle otobüs yol almakta zorlanıyordu" diye konuştu.

Rize, Trabzon, Ordu ve Samsun'da da vatandaşların coşkusunun tavan yaptığını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Emniyetin verdiği rakam, Samsun'da 120 binin üzerindeydi, bugün Erzurum 130 bin civarındaydı. Böyle bir aşk, böyle bir heyecan var. Pazar günü de inşallah İstanbul mitingimizi yapacağız. Yarın Kayseri, Mersin mitinglerimiz var. Oralardaki vatandaşlarımla kucaklaşacağız. Seçime kadar da yoğun bir tempoyla mitinglerimize devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.

“BU ÜLKEYİ SİYASİ VE EKONOMİK PRANGALARINDAN KURTARMAK İÇİN BUGÜNE KADAR ÇOK MÜCADELE VERDİK”

Gittikleri her yerde kendilerini büyük bir teveccühle karşılayan vatandaşlara teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatandaşların 14 Mayıs'ı dört gözle beklediklerini söyleyerek, şöyle devam etti: "14 Mayıs seçimi, tarihî bir dönüm noktası olacak. 14 Mayıs'ı yeni atılımlar yapacağımız Türkiye Yüzyılı'nın bir miladı olarak görüyoruz. Bu seçimlere sadece biz değil tüm dünya ayrı bir önem veriyor. Türkiye ile hesabını kapatamayanlar da 14 Mayıs'a gözünü dikmiş vaziyette. PKK'sından FETÖ'süne terör örgütleri, bay bay Kemal ve avanesinin 14 Mayıs için kendilerine verdiği umuda bel bağlamış durumdalar. Ne diyorlardı? 'Seçimi kazanacak bir adayla çıkmak lazım.' Şu anda tabii onu bir kenara koydular. Seçimi kazanıp kazanmaması artık önemli değil, önemli olan kiminle seçime gireceğiz? PKK'sından FETÖ'süne derken bakıyorsunuz Kandil destek veriyor. Kandil'in dışındaki bütün terör örgütünün başları destek veriyor.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tabii bunlar benim milletimin bir kenara koyacağı durum değil. 14 Mayıs'ta da gereken cevabı verecek. Bu bitmedi, Batılı medyada işi gücü bırakmış Türkiye'deki seçimleri ana gündem maddesi hâline getirmiş durumda. Sürekli bay bay Kemal'i pohpohluyorlar. Niye? Sebebi ne? Türkiye'yi Batı'ya teslim etmeye söz verdiler. Batı'dan aferin almak için BBC'ye, 'Batı'yla ilişkileri öncelik hâline getireceğiz.' diye demeç vermiş. Bu ne demek biliyor musunuz? Bu çok açık bir şekilde Türkiye'nin değil, Batı'nın çıkarlarını öncelikli hale getireceğiz mesajıdır. Biz bu ülkeyi siyasi ve ekonomik prangalarından kurtarmak için bugüne kadar çok mücadele verdik ve hamdolsun netice de aldık. Şimdi bu bay bay Kemal birilerine 'Biz Türkiye'yi yine size bağımlı hale getireceğiz.' diyerek kendi aklınca göz kırpıyor” diye konuştu.

İngiliz The Economist dergisinin "Erdoğan gitmeli" diye haber yaptığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Erdoğan gitsin diye uğraşanlar kimler? Terör örgütleri, tefeciler, emperyalistler, bu milleti namerde biz muhtaç etmediğimiz için 'Erdoğan gitmeli.' diyorlar. Maşa olarak kullandıkları terör örgütlerine nefes aldırmadığımız için 'Erdoğan gitmeli.' diyorlar. Bu teröristlerden şu anda Avrupa'da olanlar var mı? Bunlar oralara barındılar mı? Oralarda saklanıyorlar mı? Saklanıyorlar. IMF üzerinden bu ülkeye vurdukları prangaları söküp attığımız için 'Erdoğan gitmeli.' diyorlar. Peki, kim gelsin istiyorlar? Tam da bunların tersini vadeden bay bay Kemal gelsin istiyorlar. Milletim bunların hesabını inşallah 14 Mayıs'ta çok güzel bir şekilde soracak."

Muhalefetin ülkeye, millete değil de iktidara gelmesi için kendisine destek vadeden güçlere hizmet ettiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hep söylüyorum; 14 Mayıs seçimleri yerli ve millî Cumhur İttifakı ile koalisyon ve kaos masası arasında geçecektir. 14 Mayıs, büyük ve güçlü Türkiye hayali kuranlar ile birilerinden 'aferin' almak için takla üstüne takla atanlar arasında geçecektir. 14 Mayıs teröristleri inlerinde yok edenler ile teröristlerle kol kola yol yürüyenler arasında geçecektir. Ve yine 14 Mayıs, Ayasofya'yı özgürlüğüne kavuşturanlar ile kutsallarımıza hakaret edenler arasında geçecektir. Ben milletime güveniyorum. Vatandaşım kutsalına el sürdürmeyecek, terörist sevicilere bu ülkeyi emanet etmeyecektir" diye konuştu.

“İSTANBUL'U SUSUZLUKTAN KURTARDIK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, pazar günü yapacağı İstanbul mitingine ilişkin soru üzerine şunları kaydetti: "Malum hep söylerim İstanbul benim aşkımdır. Siyasete İstanbul'da başladım ve yine İstanbul'da Büyükşehir Belediye Başkanlığı yaptım. İstanbul'u biz susuzluktan kurtardık. Çöp, çukur, çamur belalarından kurtardık. Peki, İstanbul'u kimden aldık? CHP'den aldık. Benden önce orada CHP vardı. İstanbul'u milletimiz bize teslim etti ve İstanbul ondan sonra farklı bir İstanbul hâline geldi. Basit bir örnek vereyim. Haliç'in hâlini bilirsiniz. Haliç, kokudan geçilmezdi. Ama biz o Haliç'i temizledik ve Alibeyköy'deki devasa bir taş ocağına Haliç'ten bütün dip çamurlarını pompayla aktardık. Yaklaşık 9,5 kilometre bir mesafeydi.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şu anda orası yaklaşık 500 bin metrekarelik alan hâline geldi ve şimdi çocuk oyun parkları var. O duruma getirdik. Haliç'teki koku gitti. Şimdi mevcut CHP'li Belediye Başkanı göreve geldi, maalesef Haliç tekrar kokmaya başladı. Çünkü bizim yaptığımız o operasyonu bu geri döndürdü. Tabii bizim bu operasyonumuz sıradan değildi. Biz aynı zamanda Boğaz'ın suyunu da Haliç'e aktardık. Haliç'e o suyu aktarmakla oradaki o dönüşümü sağladık. Dolayısıyla da Haliç'in suyunu temize döndürmek suretiyle Haliç çok daha farklı bir hâle geldi. Yine İstanbul'da göreve geldiğimizde doğal gaz kullanım miktarı 50 bin civarındaydı ama biz bunu 1 milyon 200 bine getirdik” diye konuştu.

Yapılan çalışmaların İstanbullulara huzurlu bir yaşam getirdiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Istranca Dağları'ndan, yaklaşık 120 kilometre uzaklıktan su getirdiklerini belirterek, şöyle devam etti: "İstanbul'a getirdiğimiz bu içme suyuyla da İstanbul su konusunda bir huzura kavuştu. Çöp noktasında en ufak bir şey kalmadı. O da hâlloldu. Çukur gibi şeyler kalmadı, bunları hâllettik. İstanbul, Habitat'ın ifadesiyle temizlikte dünyada sayılı ülkeler arasına girdi. Allah rahmet etsin Kadir Bey'le iyi bir süreç devam etti ama şu anda mevcut olan CHP'li Belediye Başkanı, İstanbul'u sel alıp götürüyor, o Bodrum'dan çıkıyor. Bodrum'da yaşamak pek huzur vermez."

“ÇALIŞMAYA, ÇABALAMAYA DEVAM EDİYORUZ”

AK Parti Büyük İstanbul Mitingi'nin Yenikapı Miting Alanı yerine ilk defa farklı bir yerde yapılacağının hatırlatılması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: "Atatürk Havalimanı'nda yaptığımız operasyonların biri, Kovid döneminde, bin 6 odalı Prof. Dr. Murat Dilmener Acil Durum Hastanesi'ni 3 ayda yaptık. Bu bizi çok rahatlattı. Bunun dışında ne dedik? 'Millet bahçesi hâline getireceğiz.' dedik. Bir taraftan da sağ olsun Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı'mız bunun çalışmalarını sürdürüyor. Ama bunun dışında da burayı bilişim merkezi hâline getirmek gibi bir hedefimiz var. Bunun dışında da uygun olan, müsait alanda da bu mitingi yapıyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çünkü beyefendiler Yenikapı alanını özellikle Cumhur İttifakı'na, AK Parti'ye verme noktasında rahat değiller. Onlar da zannediyorum Maltepe'de yapacaklarmış, hayırlı olsun. Biz Atatürk Havalimanı'nda pazar günü dev mitingimizi yapacağız. Tabii Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi'nde de inşallah yüzyılın mitingini yapacağız. 14 Mayıs'ta İstanbul'da alacağımız sonuç İstanbullular için de geleceğin müjdesi olacak” dedi.

Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi'ni gençler için bilimin, teknolojinin ve geleceğin sembolü hâline getirdiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları aktardı: "Bay bay Kemal ne yapıyor? O da Atatürk Havalimanı'nı Amerikalılara verme vaadinde bulunuyor. Hatırlarsanız ekonomi için de Amerikalı bir isim bulmuşlardı. Belki birkaç tane bilemiyorum. Gerçi adam gelmeye bile tenezzül etmemişti. Bunların toplantısına video konferansla bağlanmıştı. Bay bay Kemal bunu da büyük bir teknoloji diye anlatmıştı. Her geçen gün bu zatın başka hangi mahfillere ne sözler verdiğiyle ilgili bilgiler ortaya dökülmeye başladı. Sadece tefecilerle değil, terör örgütleriyle de pazarlığa oturmuşlar. Tüm bunlar, bu zatın SSK'yi nasıl batırdıysa devleti de batıracağının işaretidir. Maalesef karşımızdaki koalisyon masasının birilerinden aferin almak için yapmayacakları hiçbir şey yok. Buna ülkeyi, devleti terör örgütlerine teslim etmek de dahildir. Varsın onlar bildikleri yolda ilerlesinler. Biz milletimizden duyacağımız, 'Allah razı olsun' duası için çalışmaya, çabalamaya devam ediyoruz. İnanıyorum ki milletim bunlara fırsat vermeyecektir ve gerekli cevap 14 Mayıs'ta sandıklardan çıkacaktır."

“MİLLÎ GÜVENLİĞİMİZİ TEHDİT EDEN TÜM TERÖR ÖRGÜTLERİYLE TARİHİMİZİN EN BÜYÜK VE ETKİLİ MÜCADELELERİNİ VERDİK”

"Terör örgütleri varlık, yokluk mücadelesi veriyorlar. Bu örgütlerin seçimden önce veya sonra bir provokasyona kalkışabileceklerini düşünüyor musunuz? 14 Mayıs'tan sonra terörle mücadelede bizi ne bekliyor?" sorusuna Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bunlar zaman zaman Güneydoğu Anadolu'da, doğuda artık bazı yeni gelişmelerin olduğunu... Bir de bay bay Kemal bir şeyler fısıldıyor, 'daha güzel, daha iyi olacak' gibi. Bizse, millî güvenliğimizi tehdit eden tüm terör örgütleriyle tarihimizin en büyük ve etkili mücadelelerini verdik" cevabını verdi.

Vesayetin, darbecilerin, emperyalistlerin Türkiye'nin ayaklarına vurdukları prangaları birer birer kırdıkça, yeni ufukların açıldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu sayede terörle mücadele stratejisinde köklü bir değişikliğe gittiklerini söyledi.

Önce çözüm süreci ile bu meselenin suhuletle sona erdirilmesi ihtimalini sonuna kadar zorladıklarını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Baktık ki bunlar uzattığımız eli ısırıyor. Bu sefer terörü kaynağında bitirme stratejisini devreye alarak, onların anlayacağı dilden konuştuk. Gabar'da, Cudi'de, Tendürek'te, Bestler Deresi'nde bunları yok ettik. Eğer bunları biz, inlerinde vurmamış olsaydık, bugün söylüyor ya 'bahar gelecek...' Baharı biz getirdik zaten" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Güneydoğu ve doğuda baharı kendilerinin getirdiğini vurgulayarak, şunları kaydetti: "Bütün o inlerine girerek getirdik. Eğer o inlerine girmemiş olsaydık, bugün teröristler oralarda yine cirit atacaklardı. Ama şu anda bunların sesleri duyuluyor mu? Hepsi Kandil'e şu anda yığıldılar, varsa yoksa Kandil. Oradan sesleniyorlar. Fakat Kandil'i de bunların başına geçireceğiz, o günler de yakın. Ne diyor? 'Selo'yu çıkaracağız, Selo ne yaptı?' diyor. Daha ne yapacak? Diyarbakır'da benim 51 Kürt vatandaşımı katledenler, öldürenler bunlar değil mi? Şimdi onu çıkaracakmış, bay bay Kemal'e bak. Nasıl sen böyle bir şey söylersin? Eğer Türkiye bir hukuk devleti ise bu hukuk devletinin içinde sen kalkıp da istediğin gibi atıp tutamazsın. Ve benim milletim sana zaten bu fırsatı da vermeyecek. Erzurum, Van bugün bunu söyledi. Yarın Kayseri'deyim, ben biliyorum ki Kayseri de aynı şeyleri söyleyecek. Kimden hangi desteği alırlarsa alsınlar, artık ülkemize zarar veremeyecekler."

Terörle, darbeyle kendilerini yıkamayacaklarını anlayan güçlerin, şimdi strateji değiştirdiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye sınırında oluşturulmaya çalışılan terör koridorunun bunun somut örneği olduğunu kaydetti.

“SINIR ÖTESİ HAREKÂTLARIMIZ BİTMİŞ DEĞİL”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin sınır ötesi harekâtlarla bu kuşatmayı 3-4 yerinden kırdığını hatırlatarak, şunları ifade etti: "İnşallah kalan kısımlarını da etap etap güvenli hâle getireceğiz. Dolayısıyla sınır ötesi harekâtlarımız bitmiş değildir. Sadece doğru zamanı bekliyoruz. Orada umduklarını bulamayanlar, bu defa senaryolarını, karşımıza çıkarttıkları bir masa aracılığıyla gerçekleştirmeye çalıştılar. PKK'sından FETÖ'süne tüm terör örgütlerinin heyecanlanmasının, 14 Mayıs için kendilerini ortaya atmalarının sebebi budur. Dikkat ederseniz, Kandil ne söylüyorsa, Pensilvanya ne söylüyorsa, siyasetçi görünümlü ele başları ne söylüyorsa, bay bay Kemal de aynısını söylüyor. Neredeyse her gün kendilerine bu tabloyu sorduk, bugüne kadar 'PKK terör örgütüdür' sözünü ağızlarından duymadık. Bay bay Kemal, hadi çık 'PKK terör örgütüdür' de, niye diyemiyorsun? Söyleyemiyor. Bir gün çıkıyor 'cezaevindeki teröristleri salacağım' diyor, ertesi gün 'yurt dışındakiler özgürce Türkiye'ye dönecek' diyor. Son günlerdeki telaşları, pazarlıklarının ortaya çıkmasından kaynaklı. Ama terör örgütlerine yakayı kaptırdıkları için de geri dönemiyorlar. Ülkemizin üzerindeki planlarını terör örgütleri üzerinden hayata geçirmek isteyenler, bu treni de kaçırmak istemiyorlar.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şu anda Kılıçdaroğlu ve ortakları üzerinde oynanan oyunu biz çok iyi biliyoruz. Ama bir kez daha söylüyorum, başaramayacaklar. Kimse boş hayallere kapılmasın. Ne Türk milleti teröristlerin salınmasına izin verir ne de güvenlik güçlerimiz terör örgütlerine nefes alacak imkân tanır. Bizim için terörle mücadelenin 14 Mayıs öncesi, sonrası yok. Türkiye Yüzyılı yürüyüşümüzün önündeki tüm engelleri aşana kadar, bu mücadele Allah'ın izniyle sürecek. Seçim öncesi ve sonrasında terör eylemi ya da provokatif bir hadisenin yaşanmaması için güvenlik güçlerimiz şu anda canla başla çalışıyor” şeklinde konuştu.

“BİZİM MİLLETİMİZ BUNLARIN PEŞİNDEN GİTMEZ”

"Terör örgütü PKK ve siyasi uzantısı HDP hem mitinglerde hem canlı yayınlarda Kemal Kılıçdaroğlu'na oy istiyor. 'İmralı tecridinin kapısını parçalayacağız' diyenler, 'Afrin'i geri alacağız' sözü verenler, özerklik vadedenler var. Diğer taraftan Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan 'YPG ile PKK aynı şey değil.' dedi. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?" sorusuna Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Her şeyden önce bay bay Kemal terör örgütünü ve siyasi uzantısını öyle bir cesaretlendirdi ki herkes kalbindeki ve aklındakini söylemekten artık çekinmiyor. Öyle bir tabloyla karşı karşıyayız ki koalisyon masası seçim kampanyası değil, sanki teröristlere özgürlük kampanyası yapıyor. Dikkat edilirse 'yüzyılın hesabını soracağız' diyor" cevabını verdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, HDP'lilerin, Kılıçdaroğlu'nun kapalı kapılar arkasında kendilerine birtakım sözler verdiğini açıkça ifade ettiğini kaydederek, "O sözlerin ne olduğu, yapılan açıklamalarla bir bir ortaya çıkıyor. Uzunca bir süre ortaklığı gizlemeye çalışsalar da HDP'nin başından beri bu masanın kurucusu olduğu ortadaydı. Bu kaos masasının müdavimleri, cumhurbaşkanlığı pazarlığı, koltuk pazarlığı, bakanlık pazarlığı yapıyorlar. Bay bay Kemal herkese bir şeyler dağıtırken, terör örgütü mensuplarını da ihmal etmiyor" diye konuştu.

"Parlamentoda bunlarla bir saat ne görüştüler? Açıkla. Ama açıklayamadı" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: "Cezaevlerini boşaltmaktan, kamudan attığımız terör örgütü yandaşlarını yeniden devlete doldurmaktan söz ediyor. Londra'daki tefeciler de yeniden ülkemizi avuçlarının içine almanın hesabını yapıyor. Bu hesabın içinde herkes var, bir tek milletimiz yok. Bay bay Kemal ve terör örgütü yöneticilerinin söylem birliği içinde olmaları gerçekten vahim bir tablodur. Terör örgütünün sözcüleri '100 yıllık Cumhuriyeti yıkacağız, değiştireceğiz' diyor ama CHP'den bir kişi de çıkıp buna itiraz etmiyor. Masanın etrafında olanlardan itiraz eden yok. HDP'liler CHP'ye ağza alınmayacak sözler sarf ediyor ama bay bay Kemal o hakaretleri sineye çekiyor. Sadece Kılıçdaroğlu değil, yanlarındakiler de terör örgütlerinin ve HDP'nin hakaretleri karşısında sessizliğe gömülmüş durumdalar. Belli ki bu işin gizlisi, saklısı kalmadı. Aradaki anlaşmalardan herkes haberdar.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “’Ülkeye şu yeniliği getireceğiz, yatırım yapacağız' dediklerini duyan var mı? Sadece şunları diyorlar, 'Borç alacağız, eskiye döneceğiz, teröristleri salacağız, Erdoğan'dan kurtulacağız.' Başka vaatleri yok. Bizim milletimiz bunların peşinden gitmez. Teröristlerle beraber hareket edenlere de ben inanıyorum ki yetki vermez. Sen, teröristlere kucak açarsan, yol yürürsen eninde sonunda o teröristler gelir, boynuna kemendi vurur. Bunların dertleri millete hizmet değil, hatta Erdoğan'dan kurtulmak da değil. Bunların tek derdi, ülkeyi siyasetiyle, ekonomisiyle, güvenliğiyle projelerine teslim etmek. Ama bunu da başaramayacaklar” ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Van mitingindeki görüntüler ile burada atılan sloganların anımsatılmasının ardından değerlendirmesi sorulan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Allah kimseyi partisinin bayrağıyla terör örgütünün paçavralarını yan yana getirecek zillete düşürmesin" dedi.

“MİLLETİMİZ HER ŞEYİN FARKINDA”

Van'daki söz konusu mitingde terörist başı Öcalan ve terör suçlusu eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş lehine sloganlar atıldığını, hatta terör örgütü PKK'ya destek veren "Dişe diş, kana kan" diye sloganlar yükseldiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: "Neresi burası? Türkiye. Neresi? Van. Peki burada kimler var? İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı burada konuşma yapıyor. Güya siyasi parti yöneticileri burada konuşma yapıyor. Nasıl olur da 'Dişe diş kana kan...' böyle bir sloganının atılmasına müsaade edilir. Elbette emniyet birimlerimiz bu durum karşısında gereğini yaptı, yapıyor. Peki bu görüntülere CHP'den, bay bay Kemal'den bir itiraz geldi mi? Hayır. CHP'ye gönül vermiş vatandaşlarımı da rahatsız eden bu görüntü, bilakis Kılıçdaroğlu ve avanesini ziyadesiyle mutlu etmişe benziyor. Öyle mutlu olmuşlar ki terör örgütünün paçavralarını sallayanlara terör örgütünün işaretiyle karşılık veriyorlar. Böylece kapalı kapılar ardında yaptıkları pazarlığa, anlaşmaya sadık olduklarını da gösteriyorlar."

Seçim günü yaklaştıkça bütün boyaların döküldüğüne dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: "Terör örgütüyle ortak olursan, pazarlık yaparsan, onların işaretine sahip çıkar emellerini de paylaşıyorsun demektir. Terör örgütü bunları, âdeta kendisine benzetti. Söyle bana arkadaşını, söyleyeyim sana kim olduğunu. Bu kadar basit. Hepsi terör örgütünün jargonuyla şu anda konuşmaya başladılar. Öyle bir durum ortaya çıktı ki, akıl alır gibi değil. Biri terör örgütünün işaretini yapıyor, bir diğeri kürsüden mermi saçıyor, boş kovanları sallıyor. Neresi burası? Parlamento. Hangi terör örgütüne, masada kime ne söz verdiklerini unuttukları için her şeyi birbirine karıştırıyorlar. Elleriyle kalp işareti mi yapacaklar, terör örgütünün işaretini mi yapacaklar bilemez duruma düştüler. Ülkemizin batısında ayrı, doğusunda ayrı konuşuyorlar. Kılıçdaroğlu, Diyarbakır Anneleri'ne gitsin de 'Demirtaş'ı serbest bırakacağım' desin. Diyemez. Hamdolsun milletimiz her şeyin farkında ve sandıkta bunlara dersini vereceği günü bekliyor. Bundan da hiç endişem yok."

Seçim sürecindeki anketlerle ilgili bir soru üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, tekniğine uygun yapılan her anketin kendilerinin önde olduğuna zaten işaret ettiğini söyledi.

"Hem cumhurbaşkanlığı hem de Meclis seçimlerinde tereddüde yer vermeyecek şekilde öndeyiz" diyen Erdoğan, milletin, hizmet ve eser siyasetinin hakemliğini 21 yıldır çok iyi yaptığını, yine yapacağını vurguladı.

“VATANDAŞIM, KİMİN YAPICI VE YENİLİKÇİ, KİMİN YIKICI VE ESKİCİ OLDUĞUNU ÇOK İYİ GÖRÜYOR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Vatandaşım, kimin yapıcı ve yenilikçi, kimin yıkıcı ve eskici olduğunu çok iyi görüyor" dedi.

Bu seçimlerin bir özelliğinin olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, büyük bir deprem felaketiyle karşı karşıya kalındığını, 11 vilayetin bu depremi yaşadığını ve deprem bölgesinin insanlarının, İstanbul, Ankara ve buna benzer birçok yerlere ister istemez göç etmek durumunda kaldığını anımsattı.

Bunun bir yerde de âdeta şehirlerin boşalması demek olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, konteyner kentlerle de bunları mümkün olduğunca telafi etmenin gayreti içinde olduklarını ifade etti.

Şehirlere tekrar geri dönenlerin olduğunu, kendi evinde oyunu kullanma gayreti içinde olanların bulunduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul, Ankara, buna benzer diğer vilayetlere giden vatandaşların da oralarda kayıtlarını yapmak suretiyle oylarını kullanma gayreti içinde olacaklarını söyledi.

Kamuoyu yoklamasını meydanlarda yaptıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Meydanlar, Cumhur İttifakı ve AK Parti'nin üstünlüğünü âdeta haykırıyor" diye konuştu.

AK Parti'nin İzmir mitingine katılan vatandaşların sayısına da dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, İzmir'in, Kılıçdaroğlu'nun milletvekili olduğu il olduğunu anımsattı.

İzmir'de CHP'li belediyenin yaptığı bir hizmetin olup olmadığını soran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: "İzmir'de de çöp, çukur, çamur, susuzluk... Körfez, şu anda rezillik, kokuyor. Kim yapacak bunu? Belediyenin yapması lazım. Peki belediye böyle bir adım attı mı? Yok. Yine İzmir dendiği zaman akla İstanbul geliyor. Niye? İstanbul-İzmir arası 7,5 saatti. Ama biz attığımız adımlarla İstanbul-İzmir arasını 3 saat 15 dakikaya indirdik. Manisa-İzmir arasında meşhur Sabuncubeli Tüneli var. Bu tüneli yaptık. Bütün bunlar benim milletimin gözünden kaçmıyor. Bindirilmiş kıtalarla yapılan mitingler değil. Tam aksine İzmir'in kendi özbeöz halkı AK Parti mitinginde her şeyini ortaya koydu. Görünen bu, tablo bu. Onlar da malum kendi ittifaklarıyla oraya toplandılar, bir araya geldiler. Fakat bu onlar için inşallah çok çok yanıltıcı bir cevap olacak."

“SEÇİM, SANDIKTA MİLLETLE KAZANILIR”

Masabaşı anketlerle, sosyal medya kampanyalarıyla seçim kazanılmayacağını Kılıçdaroğlu ve avanesinin bir kez daha anlayacağını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Her işi yalan dolan olan ana muhalefetin açıkladığı anketlerin de yalan olduğunu 14 Mayıs'ta halkımız görecek. Bunlar 21 yıldır her seçim öncesi kendi masabaşı anketlerinde hep birinci çıkıyorlardı. Ama hiçbir seçim sonucu öyle olmadı. Biz kendi yaptırdığımız bilimsel anketlerin sonuçlarını bildiğimiz için bu yalanların hiçbirini umursamadık. Milletimiz sandıkta hep AK Parti'ye, şahsıma teveccühle zafer kazandırdı. AK Parti çünkü gönüllerin partisi. CHP ise yalan anketlerin, algı operasyonlarının partisi. Sosyal medyada bir video, bilmem kaç defa izlendi, diye mutlu oluyorlar. Gerçi orada da foyaları ortaya çıktı. Sahte hesaplarla sosyal medyada at koşturdukları havasını yayıyorlardı. Hesaplarını ele geçirdikleri insanların nasıl dolandırıldıkları da ayrıca utanç hanelerine yazıldı. Kurdukları düzen ortaya çıkınca tabii o rakamların hepsi çöp oldu. Tıpkı bunun gibi anket firmaları da para karşılığı bunlara mutlu olacakları sonuç veriyor."

Dijital medya üzerinden yaptırılan sahte anketlerin de bulunduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Orada da yine trol hesaplar üzerinden kendi lehlerine sonuç çıkartıp algı yapmaya çalışıyorlar. İşin komik yanı, sonra da o sosyal medya anketlerindeki yapay sonuçlara kendileri de inanıp atıp tutuyorlar. Biraz daha sabırlı olsunlar diyorum. Bu millet esas anket sonucunu 14 Mayıs'ta verecek" dedi.

Bir gazetecinin, "Sonra da sandıktan çıkan sonuca inanmakta zorluk çekiyorlar" ifadesine karşılık Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Öyle, buna da şimdiden başladılar zaten. Yüksek Seçim Kurulu'nun güvenilirliğinden bahsediyorlar. Böyle saçma sapan yaklaşım olur mu?" diye konuştu.

“SİYASETİ, GÖNÜLLERE GİRMEK, İNSANIMIZIN KALBİNDE VE MANTIĞINDA DOĞRU ŞEKİLDE YER ALMAK İÇİN YAPIYORUZ”

Yeni Şafak gazetesinde yer alan, CHP'nin sosyal medyadaki trol ağlarıyla seçime yönelik dezenformasyon çalışması yürüttüğü yönündeki haberin hatırlatılması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmeyi yaptı: "Bunların anlamadıkları şu. Seçim, sosyal medyada trol ordularıyla değil, sandıkta milletle kazanılır. Sandıkta yenileceklerini anlayınca sosyal medya manipülasyonlarına sarıldılar. Özellikle de gazetenizde bu yalan tezgâhını nasıl döndürdüklerini ben de bugün okudum. Bu düzenbazlığı ortaya döktüğünüz için ben sizi tebrik ediyorum. Ne yapıyorlar? Sandık güvenliğine gölge düşürmek için organizasyon kurmuşlar. Âdeta yalan haber makinesi gibi üretim yapıyorlar. Sahte isimler ve fotoğraflarla hesaplar açarak sosyal medyada 40 milyon kişiye ulaşan bir şebeke kurmuşlar. Bir defa bu da yalan. Yani 40 milyon kişiye nasıl ulaşıyorsun? Bu ne demek? Anne kucağındaki çocuklar da herhalde bu 40 milyonun içindedir. Böyle bir saçmalık olur mu?”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ortada milyonlarca insan varmış gibi gözüküyor. Ancak bu hesapları sadece birkaç kişi kullanıyor. Bunlar provokasyona yol açacak her türlü fitneyi, dezenformasyonu, yalanı bu hesaplardan yapıyorlar. Hesabın fotoğrafına bakıyorsunuz bir kadın görünüyor ama gerçekte hesabı kullanan kişi erkek çıkıyor. Aynı anda bir sürü hesabı kullanıyorlar. İşleri tamamen bu. Tam bir şebeke yani. İşte sizin de haberinizde anlattığınız gibi bu trol ordusu, bay bay Kemal'e çalışıyor. Bayağı da para veriyorlar. Bunlarla güya milletin aklını karıştırmaya çalışıyorlar” diye ekledi.

Orman yangınlarında, depremlerde ve diğer bazı hassas dönemlerde de bu hesapların her türlü fitneyi, fesadı ortaya koyduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu hesapların, depremzede gibi davranıp insanları kandıran binlerce tweet attıklarına da işaret etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, adına "köleleştirilmiş hesaplar" denilen hesapların da yine devreye sokulduğunu söyledi.

Sosyal medyada gerçek insanların hesaplarını bir şekilde çalıp sonra da buralarda kendi propagandalarıyla ilgili paylaşımlar yapıp hesap sahibi fark etmeden onları da geri sildiklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, sosyal medya kullanıcılarının bundan haberin

Gönderen: alfa_turk



Bir Yorum Yazın
Bu habere yorumlar
Copyright © 2024