MUHAMMEDİ AHLAK - Eskişehir Haber

Konuk Yazar

Konuk Yazar
Konuk Yazar

MUHAMMEDİ AHLAK

MUHAMMEDİ AHLAK
Yayınlama: 8 Nisan 2012 Pazar - 14.414
A+
A-

Seküler bir bakış açısına sahip modern hayat bütün dünyayı ahlaki çöküntüye doğru sürüklemektedir.  Gelişen bilim ve teknoloji de modern insanın içine düştüğü bunalıma çözüm olamamaktadır.

Seküler anlayış insanı inanç ve ahiret bilincinden uzaklaştırmaktadır. Bu bilinçten uzaklaşan insan birçok değer yargısını yitirmekte, ahlaki değerleri erozyona uğramaktadır. Ahiret bilincinden uzaklaştıkça insanlarda suç işleme, günaha meyletme, ahlaki yönden zaafiyer gösterme gibi eğilimler artmaktadır.
Diğer yandan tüketim kültürünün artması insanlar arasındaki ilişkileri zayıflattığı gibi menfaate dayalı, bencil ve birbirine güvensiz insanlar topluluğu oluşmaktadır. İnsanlar birbirine yabancı, komşular birbirine küs, akrabalar birbirini tanımamaktadır. Yardımlaşma, hoşgörü, sevgi ve saygı, merhamet, adalet gibi ahlaki değerler yerini bencillik, menfaatçilik, şiddet, hırs, zulüm gibi olumsuz davranışlara bırakmaktadır.

Gençler manevi değerlerden uzak, kendi kültürüne ve inancına yabancı internet kültürüyle yetiştiğinden toplumdan kopuk bireyler haline gelmektedirler. Dolayısıyla zevk kültürüne düşkün idealsiz gençler yetişmektedir. İdealsiz genç, idealsiz toplum demektir.

İnsanlık topyekün ahlaki çöküntüye doğru gitmektedir. Muhammedi ahlaka ve O’nun getirdiği evrensel prensiplere toplumun bugün daha çok ihtiyacı vardır. Bütün değerlerin dumura uğradığı kalplerin ve ruhların bomboş olduğu günümüzde Hz. Muhammad’in (SAV) bütün insanlığa getirdiği evrensel mesaj insanlığın kurtuluşu olacaktır. Kalpler O’nun nuruyla nurlandıkça, insanlığa ve dünyaya bakış açımız değişecek, şiddetin yerini merhamet, korkunun yerini sevgi, zulmün yerini adalet alacaktır.

Sevgili Peygamberimiz (SAV) veda hutbesinde “Size iki emanet bırakıyorum, ona sarılıp uydukça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. O emanetler Allah’ın kitabı Kuranı Kerim ve Peygamberinin sünnetidir” buyurmaktadır.

Öyleyse bütün Müslümanlar nerede olurlarsa olsunlar, nasıl bir sıkıntıyla karşılaşırlarsa karşılaşsınlar Allah’ın kitabına ve Peygamberin sünnetine bakacaklar. Bizler hayatımızda O’nu örnek alırsak, bütün davranışlarımızda ve müşkülatımızda O’nu rehber edinirsek ancak kurtuluşa erebiliriz. Aksi durumda hüsrana uğrayanlardan oluruz.

İçinde bulunduğumuz Nisan ayı Kutlu Doğum ayı olarak kutlanmaktadır. Hz. Muhammed’i anlamak, öğrenmek, tanımak, O’nun getirdiği mesajları algılayabilmek, hayatımızda O’nu rehber edinmek için bu tür etkinlikler kaçırılmaması geren fırsatlardır. Hani bilmediğimiz, duymadığımız, bilip te yapmadığımız bir şeyler vardır. Bu vesileyle Kutlu Doğum etkinliklerine katılarak bu yöndeki ihtiyaçlarımızı giderelim. Cahilliğimizi fark edip zihinlerimizi O’nun getirdiği bilgilerle dolduralım. Kalplerimizin susuzluğunu giderelim.

İnananlara  sadece namaz kılmak, oruç tutmak yetmez. O’nun yolundan gitmek, elimize tesbih alıp günde 1000 defa salavatı şerife okumak değil sadece. Peygamber Efendimizin (SAV) hayatını tekrar tekrar okuyalım. O’nun nasıl örnek bir insan olduğunu anlamaya çalışalım. O’nun doğruluğunu, güvenilir bir insan olduğunu, şefkatini, adaletini, sevgisini, öfkesini anlamaya çalışalım. Anlayıp biz de hayatımızda uygulamaya gayret edelim. O nasıl bir komşuluk yapmışsa biz de öyle bir komşu olalım. Arkadaşına ve de düşmanına ne şekil davrandıysa biz de aynısını yapalım.

Bu Kutlu Doğum ayında şöyle bir kendimize bakalım. Muhammedi ahlakın neresinde duruyoruz. O’nun getirdiği ölçüleri hayatımızda ne kadar uyguluyoruz. İbadetlerimizi tam yapıp hala birinin gıybetini yapıyorsak, yahut insan hakkına girip birini incitiyorsak ne kadar ahlaklıyız? Bildiklerimizi hayatımıza yansıtmıyorsak eğer ikiyüzlü davranmış olmuyor muyuz?

Bu güzel ay vesilesiyle Peygamber Efendimizin (SAV) hayatını tekrar okuyalım. Hiç olmadı Veda hutbesini okuyalım. Bir arkadaşımıza O’nun hayatını anlatan bir kitap hediye edelim. Bildiklerimizi bilmeyenlerle paylaşalım. Bir kardeşimizi Peygamberimizi ve risaletini  anlatan bir konferansa götürelim. Yetim bir çocuğa ayakkabı alalım. Birbirimize güler yüz gösterip kırgın olduğumuz birisiyle barışalım. Hiç bir şey yapamıyorsak Suriye’deki zulmün bitmesi için dua edelim. Muhammedi ahlakla ahlaklanalım.

 HÜLYA AKDOĞAN





Bir Yorum Yazın
Bu habere yorumlar

Diğer Yazıları

Copyright © 2024