Komik şehir “Eskişehir” - Eskişehir Haber

Özgür TIKIZ

Özgür TIKIZ
Özgür TIKIZ

Komik şehir “Eskişehir”

Komik şehir “Eskişehir”
Yayınlama: 2 Ocak 2014 Perşembe - 13.827
A+
A-

Bir gün önce Büyükşehir Belediyesinin basın bültenini gördükten sonra yazmaya karar verdiğim yazıya bugün en son yaşanan elektrik kesintisinin ardından kesinlikle yazmam gerektiğine karar vererek yazmaya başladım.

Dün bahsettiğim basım bülteni yıllardır kentli olarak karşı çıktığımız ve buradan da çeşitli zamanlarda dile getirdiğim bir KARMAŞA yı kanıtlar nitelikteydi. Yıllar önce İktidar Partisinin belediye başkanı olarak belediye başkanlığına başlayan ve yine kent merkezindeki alt belediyelerinde hepsinin aynı partiden olduğu bir dönemde yapılan değişiklik. Hatta kentimizi ilk kez ulusal basına bile taşıyan bu komik gereksiz karmaşa hala devam ediyor.

Evet bahsettiğim ve benim hatırladığım Başkan Büyükerşen’in ilk icraatı olan Cadde ve Sokakların adını değiştirmekti. Böylece geçmişiyle bir kentin bağı adeta koparılmıştı. Kimse kime neyi tarif edecek. Hangi cadde nerede karmaşasının yaşanmaya başladığı zamanlardı bunlar. Üzerinden 10 yıldan fazla süre geçmiş olmasına karşın da hala devam eden bir karmaşa. Adeta Eskişehirliye yapılan bir ZULM..

Şimdi belediye başkanımızın 3. Dönem başkanlığının yani 15 yılının son günlere yaklaştığımız bu günlerde kendi imzaları olan bu değişiklik yüzünden KENTTEKİ içinden çıkılmaz durumu tekrar hatırlattı bizlere..

Belediye basın bültenin de adres tarif ederken parantez içinde beğenmeyip değiştirdiği caddenin eski adını da yazmak zorunda kalıyordu. Bu kadar komik bir durum olabilir mi? Yıllardır vatandaşlar aynı sıkıntıyı yaşıyorlar. İyi bir icraat yaptıklarını iddia ediyor olsalar da, sebep oldukları karmaşa nedeniyle sokak adı yazarak tarif etmekte zorlandıkları adresi  ESKİ ADINI parantez içinde yazarak çözmeye çalışıyorlar.

İşte olayın komik yanı bu.. Bir zamanlar ben yaptım oldu diye zorla yapılan bu ZULM uygulaması şuan gelmiş belediyenin de başının derdi olmuş ki adres tarif etmeyi beceremiyorlar. Adres tarif ederken yıllardır vatandaşa yaşattıkları İŞKENCENİN farkında olarak parantez içinde “Biz bir hata ettik” diyorlar adeta..

İşin kötüsü artık çok geç. Geriye dönmek için.. Geriye dönmeye çalışmak işi daha da karmaşık hale getirecek.

Sonuç BEN YAPTIM OLDU diyerek yapılanların aslında olmadığını kanıtlayan bir durum..

Evet geriye dönüşü olmayan bir durum  daha var. O da tramvay hatları. Tramvay güzergahları da aynı mantıkla yapıldı. Şuan yaşanan uzatma işkencesinde de aynı komiklikte durumlar var. Sosyal Medyada konuşuluyor. “3 kilometrelik yolu gidebilmek için yapılan 8 kilometrelik yola Modern Taşıma Sistemi ESTRAM” denilir..

Yine aynı mantık.. Ben yaptım oldu..

Daha komik neler mi var.. Mesela el arabası ile yapılan asfaltlamalar var. Yol yapmayı asfalt yamama sanma zihniyeti var.

Alt yapı çalışması yapmadan yol yapmak, sonra yolu alt yapı için kazıp yamamak var.

Şehirde elektrikler gidiyor, sular kesiliyor. Kalabak suyu hatları donuyor içme suyu yetiştirilemiyor. Çeşmeden koku geliyor, KLOR oranı artırılarak koku giderilmeye çalışılıyor. Gece sanırsınız Pınar Süt tesislerinden süt akıtmaya başlamış ESKİ..  Bu kadar klor mikrobu öldürür ama sağlığa da zarar.

Koordinasyon eksikliği var. Biri yapıyor, diğeri gelip kazıyor.

Zamansız yapılan işler var. Tüm Türkiye de büyükşehirler okullar açılıyor diye teyakkuza geçiyor bizde okulların açıldığı gün bir köprü yıkılıyor, ana iki tane altere belediye aylar sonra asfaltlamak gereği hissediyor.

Yazın kent boşken yapılmayan asfaltlamalar okullar açılıp, demir yollarının istasyon köprüsünü yıkmasının ardına bırakılıyor. Şark kurnazlığıyla yıllardır çözüm üretemedikleri trafik çilesi seçim arifesinde bir günah keçisine yıkılmaya çalışılıyor.

Seçim kazanmakta iyi bir koz sanılan tramvay yine  tramvay uzatma çalışmaları ile bir kez daha kullanılmak isteniyor.  Her mahalleye aynı anda götürülüp seçim kazanılsın diye aynı anda kazı çalışmaları başlıyor. İşin kötüsü hiçbir nokta tamamlanamayıp 2 kış vatandaşın emdiği süt burnundan getiriliyor.

Daracık kaldırımlar reklam geliri olsun diye billboardlarla dolduruluyor. Yayalar caddelerde yürümeye araçlar kaldırımlara park edilmeye mahkum ediliyor.

Komik tarafı Türk Kültürüne katkı sağladığına atıfla bir başkana TÜRKSOY tarafından ödül veriliyor. Kentte ise Kültür adına ortaya konanlar opera, korsan gemisi, masal şatosundan öteye geçmiyor. Avrupa kentlerindeki heykellerin taklitleri, köprülerin benzerleri en komiği Korsan Gemisi kültür olarak kabul ediliyor.

Kültür başkenti çalışması adeta yapılan tramvay uzatma çalışmaları, yer altına alınmak istenen tren hattı çalışmaları, termal suyu olmayan bölgede yapılan termal tesise su taşıma çalışmaları gibi bir sürü nedenle İNŞAAT başkenti olarak bir yılı tamamlıyor.

Kendi esnafıyla küs esnafına hayatı dar etmeye yemin etmiş gibi davranan başkana, belediyeye ait bazı yerleri işletmek için kiraya verdiği yerler nedeniyle olsa gerek başka kentten gelip EN İYİ ESNAF DOSTU ödülünü başka kentin esnafı veriyor.

Demin de dedik ya. Büyük bir termal tesis yapılıyor ağaçların ortasına.  Termal suyu da olmayan bölgede adeta ağaç katliamı yaşanıyor. Görmezden geliniyor. Varsa yoksa su merkezden buraya nasıl getirilir onun hesabı yapılıyor.

Tabela yarışı yaşanıyor ateda. İş yapmak yerine kafalarda farklı çağrışımlar uyandırma gayretine giriliyor. Ertuğrul gazide açılan üst geçitin önüne büyükşehir tabelaları çalışıyor diye konuluyor, yapımına devam edilen köprü önüne DDY çalışması nedeniyle kapandı yazısı asılıyor.

Çevre yolunda çalışmaları eleştirenler orta refüjleri ağaçlandırırken biz yaptık bu çalışmayı demek adına ÇALIŞIYOR tabelaları donatıyorlar.

Bir sürü alt geçit üst geçit olan yolda PARASI NEO ALIŞVERİŞ merkezince karşılanan köprüye ise köprüden büyük belediyenin bir tabelası yerleştiriliyor. Diğer köprülerde ise bir tane isim bile yazmıyor.

Adeta seçim yarışına giriliyor. Olan trafik sorunu yok deniyor, vatandaş araba alıyor o yüzden artıyor trafik diye yakınmalar yaşanıyor.

Bir alan imarda park yapılacağız diye alınıp sonra göz göre göre özel sektöre 22 yıllığına komik rakamlarla kiralanıyor. Belediye kasasından nakit çıkan para 22 yılda bile geri alınamıyor.

Kurumlar çözüm üretmek için görevi sahiplenmek yerine birbirine yönlendiriyor vatandaşı. Çözüm üreten olmuyor.

Tüm bunlar yetmiyor gibi yerel yönetim anlayışı değiştirilip kent merkezinde kenar mahallelere hizmet götürmeyi başaramayan sisteme bir de ilçe ve köyler ekleniyor.

Vatandaşın derdine çözmek için alt belediyeler beyaz, mavi masalar kuruyor büyükşehir belediyesi vatandaşın sorununu dinlemiyor. Sorun anlatmak için arayan vatandaşı telefon başındaki memur azarlıyor ardından tepkilerden korkuyor iki gün telefonları açan olmuyor.

Su için gölet yaptık yedek su deposu olacak deniliyor ama çaktırmadan yasalara aykırı aynı suyun çevresine binalar dikilmeye çalışılıyor.

Vatandaşın sorunun çözmek ve dinlemek için bir ekip kurulmazken heykeller için özel bakım ekibi kuruluyor. Vatandaş ise sesini nasıl duyursun diye gazetecilerden medet umuyor.

Herkes birbirini suçluyor. Engellendik diyen çıkıyor ortaya bir açıklama yapıyor. Herkes birbirini engelliyor vatandaşın hayatını kolaylaştırılacak çözümler nedense üretilemeyip hep başka bahara kalıyor.

Sözde yeni bulvarlar yapılıyor vatandaşın işini zorlaştırmak için ruhsat verdikleri yerlerin önünden geçişler yapmak yerine adeta işkence etmek istercesine uygulamalar ortaya çıkıyor. (Örnek Kaptopu Cd)

Yani eskişehirde ki olaylara örnekler bulmak çok. Hele bireysel örneklere girersek sanırım birkaç sayfa daha karalamak durumunda kalırız.

O yüzden kısaca durumu özetleyelim. 2013 Kültür Başkentliğimizi kazılar, çukurlarla kutladık.  Elektrik kesintileriyle hayatımıza renk kattık. Su kesintileri ile heyecanımız arttı. Trafik çilesi ile nefsimizi yenmenin yollarını aradık. Park ederken saç baş yolmamaya boş bulabildiğimiz otoparklarda araç bıraktığımızda otopark parası için saç baş yolmadık. Avrupa kentimizin sınırlarını geliştirmek için yeni su kanalları oluşturduk. Gondollumuzun keyfini buralarda sürmenin yolunu aradık.  Sorunlar için birbirimizi suçlayıp o yapacaktı. Ben yapmayacaktım demenin daha kolay olduğunu keşfettik.

Özetle 15 yıldır alıştığımız ben yaptım oldu mantığı ile barışmayı 2013 de de öğrenemedik.  Bakalım 2014 yılında neler değişecek, Eskiyen şehrimizin daha kim bilir ne makyajsız halini tekrar görmek durumunda kalacağız..

Komik olan şehir mi, şehri yönetenler mi, onları tekrar tekrar seçen bizler mi?

2014 yeni umutlarla başladı.. karanlıkta ve susuz..

 

(nasip olursa diğer tezatlarıda bir ara tekrar yayınlarım)





Bir Yorum Yazın
Bu habere yorumlar

Diğer Yazıları

Copyright © 2024