YUNUS’u ANALIM, ANLAYALIM DÜNYA BİZEDE KALMAZ. - Eskişehir Haber

Hüseyin GÜVEN

Hüseyin GÜVEN
Hüseyin GÜVEN

YUNUS’u ANALIM, ANLAYALIM DÜNYA BİZEDE KALMAZ.

YUNUS’u ANALIM, ANLAYALIM DÜNYA BİZEDE KALMAZ.
Yayınlama: 8 Mayıs 2012 Salı - 15.798
A+
A-

Uluslararası Eskişehir Yunus Emre Kültür ve Sanat Haftası 2 Mayıs’ta Başladı.

Büyük Türk mutasavvıfı, Hak aşığı ve Türk dilinin usta yorumcusu Yunusemre anısına her yıl anma programları gerçekleştiriliyor. 6 Mayıs günü Mihalıççık’ın Yunusemre Beldesinde (sarıköy) düzenlenecek anma töreninde büyük katılım bekleniyor.

 

***

Yaşadığımız yüzyılda hoş görmek kolay iş değil, YUNUSEMRE bize her zaman bir kapı, bir kılavuz olmuştur, Zamanla unutulan saygı, sevgi, hoşgörü anlayışı kolaylıkla “YUNUSEMRE FELSEFESİ” nin icrası ile mümkün.

 

***

YUNUSEMRE hemşerim, toprağım. Yaşadığı, gezdiği yerlerde doğdum büyüdüm, Bundan 7 yıl önce dünyaya gelen biricik oğluma; O mübarek “YUNUSEMRE” ismini verdim. Ahlakı, ihlası, samimiyeti, doğruluğu İnşallah yavruma sirayet eder… 

 

***

Biz bu değeri inanın gerektiği kadar anlamıyor ve tanıtamıyoruz. Değerlerimize sahip çıkmak görevimiz olmalı. YUNUS’u mutlaka neslimize anlatmalı, felsefesini sözlerini, şiirlerini yaşantısını özümseyip dosdoğru anlamalarını sağlamalıyız. Sahip çıktığımız değerleri çocuklarımıza torunlarımıza aktarmak boynumuzun borcudur.

 

***

Peki bizler ne yapıyoruz? Kucaklaşmak yerine kutuplaşıyoruz, hatta iyice abartarak kendimizden başkasına önem vermiyor, egoist ve bencil davranıyoruz. peki mutlumuyuz?

 

***

Huzur ve güven istiyorsak, en başta “ruh, kalp ve gönül” üçgenindeki her türlü kötülüğü silip, bütün samimiyetiyle insanlara “sevgi, saygı, şefkat, merhamet ve hoşgörü” ile yaklaşmamız gerekmez mi? YUNUS gibi…

 
***

Yaratılanı hoş gör, yaratandan ötürü” prensibiyle hareket ediğimiz zaman, Dünya daha güzel ve huzurlu olacaktır…

 

***

Tapduk dergahına 40 yıl taşınan odun. Bu dergah bizim yanı başımızda Ermemsultan. Yaşadığı yer Belen Cilbirt köyü. Mihalıççık ise tam ortalarında. Kaçımız biliriz yolunu?

 

***

Yani bizim dağlarımızdan, belki Mihalıçık’tan odunların en düzgünlerini seçiyor, eğri olanları buduyor, "Bu kapıdan değil eğri adam, eğri odun bile giremez" diyordu…

***

Dikkat buyurun.! Odun’un anlamı ne? Kapı ne? Ağaçlar ve budadığı dağ neresiydi? Neyi fark etmemiz istiyor Bizim YUNUSEMRE.! Hiç düşündünüzmü?

 

***

Bir dostumuz diyor ki;  Dağ; Benlik idi, Ego idi.

Odun; Nefsine ait eğrilikleri, Beşeri istek ve arzuları, Dünyaya ait yönüydü.

Odunu ateşe verdiği ocak Taptuk Dergahıydı.

Taptuk; Razı olan demekti… diyor ki gerçekten doğru.

 

***
Yunusemre’yi sahiplenme” görevi, bir anlamda “misafir yönetici” konumundaki Valilere bırakıldı. Torunları olarak bizler ne yapıyoruz? Bugünden tezi yok, Yunus’u anmaya evet! ama anlayarak, anlatarak, yaşayarak her birimiz Yunus olarak.

 

***

6 Mayıs 2012 Pazar günü “Onu an(la)mak” için orada bulunacağım inşallah. Görüşmek temennisiyle. Yunus’un şiirleri ile selam olsun…Ves’selam.





Bir Yorum Yazın
Bu habere yorumlar

Diğer Yazıları

Copyright © 2024