|
DEPRESYON Herkesin depresyonu aynı özellikleri göstermiyor. Kiminde karamsarlık ve umutsuzluk, kimindeyse genel bir ilgisizlik ve yaşamdan zevk alamama ön plana geçiyor. Bazıları uykusuzluk ve iştahsızlıktan yakınırken, bazen tam tersine aşırı bir uyku ve tıkınırcasına yemek yeme davranışı görülüyor.Ancak, şu ya da bu biçimde, depresyon toplumda en sık rastlanan ruhsal bozukluk. Her on erkekten birisi ve her beş kadından birisi yaşamı boyunca bir kez depresyon geçiriyor.
Depresyon her yaşta görülebiliyor. Kadınlarda en sık otuzbeş, kırkbeş yaşları arasında, erkeklerde ise kırkbeş, altmışbeş yaşları arasında ortaya çıkıyor. Depresyon riskinin en düşük olduğu grup evli erkekler. İkinci sırada evli kadınlar geliyor. Bir başka deyişle, evlilik depresyona karşı koruyucu bir rol oynuyor. En riskli grup ise ayrılmış ya da boşanmış kadınlar.
İstatistiklerdeki en çarpıcı sonuçsa, kuşkusuz, depresyon oranlarının yıllar içinde gösterdiği büyük artış. Son yirmibeş yılda toplumda depresyon görülme sıklığının on ile yirmi kat arasında arttığı bildiriliyor. Depresyon özellikle gençler arasında giderek yaygınlaşıyor. Bu nedenle, bazı araştırmacılar, dünyanın melankoli çağına girmekte olduğunu ileri sürüyorlar.
Depresyonun Nedenleri
Kişiyi depresyona sürükleyen nedir? Neden, yaşam insanın gözüne çekilmez bir yük gibi görünmeye başlar? Çoğu zaman, kişinin başından bazı olumsuz olaylar geçmiştir. Bir yakınının ölümü, ağır bir hastalık, evlilikle ilgili sorunlar, ayrılık, işsizlik gibi bir çok neden saptanabilir. Ancak bunların varlığı soruyu tam olarak yanıtlamıyor. Çünkü, bir çok kişi bu tür sorunlarla karşılaşırken, yalnızca bazıları depresyon geçiriyor. Dolayısıyla, bazı kişilerde depresyona bir yatkınlık söz konusu.
Bugünkü bilgimize göre, depresyondaki en önemli yatkınlık etkeni kalıtım. Yapılan araştırmalar, depresyon geçiren kişilerin akrabalarında da depresyonun sık görüldüğünü gösteriyor. Öte yandan, depresyona yatkın kişilerde bazı kişilik özellikleri dikkat çekiyor. Kimseyi incitmemeye, herkesi hoşnut etmeye çalışıyorlar. Bunlar genellikle aşırı duyarlı, titiz, sorumluluk duygusu yüksek kişiler. Sürekli mükemmeli arıyor, ulaştıkları başarıları yetersiz görüyorlar. Onurlarına fazla düşkünler. Öfkelerini genellikle belli etmiyor, sıkıntılarını içlerine atıyorlar.
Yapılan araştırmalar kadınların depresyon konusunda erkeklere göre daha açık sözlü olduklarını gösteriyor. Kadınlar genellikle duygularını kolay açığa vuruyor, yaşadıkları sıkıntıyı dile getirip yardım talebinde bulunuyorlar. Erkeklerse, depresif duygularını ve umutsuzluklarını gizlemeye, güçlü erkek imajından taviz vermemeye çalışıyorlar.
facebook/elmadanismanlik ELMA AİLE DANIŞMA MERKEZİ |