Erkeğin ‘ADAM’ olduğu yerde…
UNUTMAYIN DELİKANLILAR !...
Her kadınımız, her kızımız bir babanın kuzusu...
8 MART İŞİN PROTOKOLÜ...
....................................
KÖŞE YAZIM - Erkeğin ‘ADAM’ olduğu yerde…
İnsanoğludur fışkıran Neş’et eden, zuhur eden,
Neş’et etmiş Ertaş soyadı ile insanoğlu olmuştur,
Türk ozanı, halk profesörü, bozkırın tezenesidir o…
Ve o kocaman yürekten dökülüverenler etkilemiştir Güvence’yi…
*
Der ya hani!...
‘Kadınlar insandır. Biz erkekler ise; İnsanoğlu…’
Etkiler ya insanlığı, insanlığa /yüreklere dökülüverir ya!...
O kelamlar ki tarihe kazınmıştır altın harflerle,
Kadın denilince insan, insan deyince ilk ana gelir akla…
Ana gibi yar…
*
Neşet babanın kastı, ana eşittir insan,
Evlat, eşittir insanoğludur kanımca,
Kadın demektir azizim, ‘Adam gibi adamda’
Adamca özetleyivermiş bozkırdan zuhur eden Neş’et baba,
Kadını, anayı, atayı, insanı…
*
Aciz kul ‘Güvence’ düşünüverir işte öyle, b/öyle,
Fazla söze ne hacet efendim,
Yorgunu yokuşa sürmektir gayrısı,
Sözün azı karar, çoğu çoluğa, çocuğa da zarardır,
Erkeğin adam gibi adam olduğu yerde
Kadına her gün 8 Mart’tır…
Ves’selam…
GÜVENCE
.../...
8 MART 1857’DE NE OLMUŞ?
8 Mart  1857’de ABD’nin New York kentindeki bir tekstil fabrikasında daha iyi  çalışma koşulları için greve giden kadın işçilerin fabrikaya  kilitlenmesi, arkasından da çıkan yangında fabrika önünde kurulan  barikatlardan kaçamayarak çoğu kadın 129 işçinin ölmeleriyle sonuçlanan  vahim bir olay vukuu bulmuştur...
BM tarafından 1900’lü yılların başında uluslararası bir gün olarak tanımlanmış Dünya Kadınlar Günü…
Ülkemizde ise ilk kez 1921 yılında, yaygın olarak ise 1975 yılında ‘Emekçi Kadınlar Günü’ olarak kutlanmış…
Yeri gelmişken ifade edelim;
ABD, AB ve diğer Avrupa ülkeleri birçok konuda olduğu gibi bu konuda da ahkâm kestiğini görüyoruz…
8 Mart 1857’de ABD’de 129 işçinin ölümüyle sonuçlanan vahim olay utanç için yeterde artar onlara…
TÜRKLERDE KADININ ÖNEMİ…
Diğer yandan birçok ülkenin hakir gördüğü /Türklerin kadınları binlerce yıldır baş tacı ettiğini görüyoruz…
Dilerseniz birkaç örnekle destekleyelim…
Türklerin en eski destanlarından biri olan Yaratılış Destanı’nın da Yaratan’a ilham veren ‘Ak Ana’ adında ki kadındır...
-Eski  Türk destanlarında kadının /erkeğinin her daim yanında olduğunu  görüyoruz... Kadın erkeğinin güç ve dahi ilham kaynağı kabul ediliyor…
-Kağanın  buyrukları yalnız ‘Kağan buyuruyor ki’ ifadesiyle başlamışsa geçerli  kabul edilmezmiş, bu kadına verilen önemin bir diğer örneği…
-Yabancı  devletlerin elçilerinin kabulünde hatun da hakanla beraber olurdu...  Tören ve dahi şölenlerde kadın, hakanın solunda oturur siyasi ve idari  konumlardaki görüşlerini beyan ederdi... Mesela büyük hun imparatorluğu  adına Çin ile ilk barış antlaşmasını Tanrıkut Mete Han’ın Katunu  imzalamıştır…
-Kadının yüceliği Altay Dağları’nın en yüksek tepesine ‘Kadın başı’ ismi verilerek yaşatılmıştır…
Ve kadınımıza verilen daha nice özellik sıralanabilir…
8 MART VE VEDA HUTBESİ…
Fahri  kâinat efendimiz (s.a.v) ‘Veda Hutbesini okuduğu 9 Zilhicce Cuma… Yani  Miladi Takvimle 8 Mart 632 Cuma Günü’nün iz düşümüdür adeta...
Sanki yüzyıllar önce planlanmış gibi…
Ben tesadüflere hiç inanmam…
Bakınız, fahri kâinat efendimiz (s.a.v) 8 Mart 632’de /Veda Hutbesinde kadın için ne diyor:
‘Ey insanlar!
Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allahtan korkmanızı tavsiye ederim...
Siz kadınları Allah’ın emaneti olarak aldınız ve onların namusunu kendinize Allah’ın emri ile helâl kıldınız...
Sizin  kadınlar üzerinde hakkınız, kadınlarında sizin üzerinizde hakkı  vardır...’ ve devamındaki sözleri ne kadar anlamlı öyle değil mi?
Bu şekilde idrak etmek ve belki de kutlamak daha derin mana taşıyor gibi…
ADEM’LİK YOKLUKTUR…
Adem’lik yokluktur…
Yok demektir azizim.
Varlık Havva ana ile başlar…
İşte bu yüzden değerlidir Müslüman-Türk kadınları!
Baş tacıdır kadınlarımız, analarımız’ der güvence…
***
KadınAnalarımız o kadar değerlidir ki!
Peygamber  Efendimiz Hz Muhammed (sav) ’i, tüm peygamberleri,  Yunusemre’yi,  Mevlana’yı, Oğuz Kağan’ı, Bilge Kağan’ı, Hz Türkistan/Hoca Ahmet  Yesevi’yi, Pir Sultan Abdal’ı, Karamanoğlu Mehmet’i, Fatih’i, Yavuz’u,  Mustafa Kemal Atatürk’ü, Mehmet Akif’i, Atsız Ata’yı, Necip Fazıl’ı  doğuran ve yetiştiren kadınlarımız /analarımızdır…
İslam’ın  nuru ve Türklük onuru ile yoğrulan kadınlarımızın, analarımızın bir  günü değil, inadına her günü kutlu olsun efendim… Ves’selam.
Hüseyin Güven - huseyinguven1907@gmail.com
Bir Yorum Yazın
	 
					
 
					

 
		
 
			 
			 
			 
			 
			 
			 
			 
			 
			 
			 
			 
			 
			 
			 
			 
			 
			 
			 
			 
			 
			 
			 
			 
			 
			 
			 
			 
			 
			 
			 
			 
			 
			 
			 
			 
			 
			 
			 
			 
			 
			 
			 
			 
			 
			 
			 
			 
			 
			 
			 
			 
			 
			 
			