AMAYA DAİR
AMA’YA DAİR
Ama ile başlayan bir cümlenin öncesinde söylenen ne olursa olsun, esas iletilmek istenen amanın devamındaki ifade edilen yargıdır. Amaların sonrasındadır esas olan…
Ama ukaladır.
Önce okşar, sonra aşağılara çeker, hitap edilen kişiyi, olayı…
Ama istikrarlıdır.
Önceki cümle olumluysa sonrası üzer, kırar, yorar, sıkar. Öncesi olumsuzsa; sonraki, cümleleri kurtarır.
Ama sürprizdir.
Konuşur insan; anlatır, anlatır ve çıkıverir bir anda, şaşırtır dinleyeni. Kaldırır gözleri, diker antenleri konuşmacıya.
Ama bunalımdır.
Kaosta kullanılır.
Bir iyidir, bir kötüdür .”Ama şunu demese böyle olur muydu?” “Ama bu da var?” falan filan işte.
Ama çelişkiyi kucaklar. Bir yargıyı sununca onu çürütür oracıkta. “seviyor ki geldi ama veda etmeden niye gitti?” of deli çelişki.
Ama korkaktır.
Hep açıklama yapar, hep savunma içindedir bazen.
Ama sessizdir.
Karşı cephe aktifken; ama sadece üç nokta kayar ardına ve susar, donar, bekler.
Ama güçlüdür.
Hem cesarettir, hem yeni kapılar açar, hem ben fazla önemsedim, hem sen fazla buldun ya da bu cümle fazla uzadı.
Ama sevgiler…