Yoga Bahane, Algı Şahane
Geçtiğimiz günlerde yaşanan Yoga hadisesinden sonra yapılan açıklamalar ve yazılan çizilenler pes artık dedirtti. Zira yasaktan dert yanacak en son kişiler YASAKLAR şehri diye bastı feryadı.
Hele ki yaşanan konunun yakından uzaktan alakası olmadıkları bilmeleri rağmen Eskişehir Valiliğini hedef almaktan da geri durmadılar. Nasıl bir kuyruk acısı vardır da göz göre göre yalan açıklamalar yaptılar diye düşünmeden edemedik. Elbette biliyoruz festival adında düzenlenmek istenen İZİNSİZ organizasyonun gerçekleştirilmemiş olması ve her türlü baskı ve açıklamalarına rağmen yapılmasını sağlayamadıkları için diş biliyorlardı. Ancak sadece konunu bu organizasyonun yapılmaması olmadığı da kulağımıza gelen duyumlar arasındaydı.
Organizasyonun bildiğiniz gibi yapılacağı tarihe 3 gün kala resmi izinler almak için başvurmuşlardı. Adeta geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi emri vaki yapıp işi kotaracaklardı. Ancak festivalde alkol satışı da yapmayı planlıyor olmaları ve en son festival adında yapılan organizasyonda yaşananların hafızalardan silinmemesinden dolayı kendilerine izin verilmedi. Daha doğrusu konser ve etkinlikler için izin verileceği ancak alkol satışının kuralları olduğu ve bu kuralların sağlanmaması nedeniyle izin verilemeyeceği belirtilmişti. Sonrasında tabi daha önceki yıllarda olduğu gibi bazı gruplara açıklamalar yaptırıp mahkemeye başvurup izin alma prosedürlerin bypass etme yoluna gitmek istediler. Ancak yargı bekledikleri yanıtı vermedi. Vermeyince ne oldu, tüm taşeronlarını devreye sokarak Türkiye genelinde özellikle de Eskişehir Valisi sayın Erol Ayyıldız’ı hedef gösteren akıl almaz haberlere imza attılar.
Hatta bir habere göre terör bağlantılı olduğu iddia edilen organizasyon yapımcısının Ak Parti üyesi olduğunu bile yazdılar. Bundan ne elde etmek istiyorlardı bilinmez. Ancak siyasi partiler ve bir çok sivil toplum örgütleri valilik kararının arkasında olduğunu yüksek sesle söylediği için tüm çabaları boşa giderek organizasyon tamamen iptal oldu.
Evet kulağımıza gelen bir bilgiye göre ise aslında organizasyonunun sağında solunda hiçbir yerinde olmayan bazı belediye yetkililerin 10 milyon gibi bir rakam alacağı iddiası. Elbette bu bir iddia ancak yaşanan tüm olaylar sırasındaki koparılan yaygara ve ardından hala rövanş alma çabaları da iddiaları destekler nitelikte değil mi sizce de? Zira bu iddiayı dile getirmemiştik şu zamana kadar. Ancak Türk Dünyası Vakfının kontrolünde olan Eskişehir Valiliği ile uzak yakın bir bağı olmayan Dede Korkut Parkıyla ilgili yaşananları Valilikle alakası olmadıkları bile bile Valilik Yasağı gibi kamuoyuna yayma girişiminin başka bir açıklaması olabilir mi?
Eskişehir’de belediyelerin özellikle Büyükşehir Belediyesinin parklarındaki onca yasak dururken kalkıp da bu yasaklar yokmuşçasına duvarları bile olmayan, insanların kamp sandalyeleri ile rahatça oturdukları, çeşitli belediye etkinliklerin de zaman zaman yapıldığı, evcil hayvanlarla insanların girebildikleri bir parkı hedefe alıp kendi parklarında uyguladıkları YASAKLARI YOK SAYARAK hangi yasaktan bahsediyorsunuz.
Şehrin yaşantısın, şehrin belleğini yok eden onlarca uygulamayı hayatımıza sokan, yasaklayan sizler değil misiniz? Şehrin cadde ve sokaklarının isimlerine değiştirerek başladığınız bu ben yaptım olduğu mantığıyla hayatımızda ne kadar çok şeyi sizler yasaklamadınız mı?
Kullandığımız yoları kapatıp zorla şu yolları kullanacaksınız diyen siz değil miydiniz? Bizlere zorla otobüs ve minibüs seçeneklerini kaldırıp benim yaptığım tramvaya bineceksiniz diye dayatmadınız mı? Otopark yapmayıp şehrin sokaklarını dubalarla kapatıp zorla birilerine verdiğiniz otoparklarda yüksek fiyatlarla bizleri muhatap etmediniz mi? Bizlere tramvay yolunu yasak edip, makam araçlarınızla o yolları kullanarak bunları gözümüze sokmadınız mı? Bizleri zorla akılla saat kullan yoksa suyu pahalı satarım diye evlerimizdeki su saatlerini bile değiştirtmediniz mi? 1999 da söz verdiğiniz su ile ilgili sorunları çözmeyip bizleri zorla damacana suya mahkum etmediniz mi? Yazmayla bitmez bizlere dayattığınız zorlamalar. Yasak konusunda en son laf edecek sizlersiniz?
Yoga olayını bahane edip birkaç gün kopardığınız yaygara ile yine rövaşı alamadınız. Ne olduğu biliyor musunuz artık siz de parklarda uyguladığınız saçma yasakları esnetmek zorunda kalacaksınız! Kaldınız da.. Büyük Parkta Kuran kursu öğrencilerini almak zorunda kaldınız.
Bundan sonra yapacağınız her baskı da, her yasakta bu sözlerinizi başınıza vuracağız. Yasaklayamayacaksınız! İzin almaya gerek olmadan nasıl yoga yapılabiliyorsa. Bundan sonra her grup her etkinlik için yasakladığınız parklara akın edecek insanlar. Yasakladığınız örtüleri çimlere serecekler, yasakladığınız kamp sandalyelerinde oturup termoslarındaki çayları yudumlayacaklar, sokak köpeklerinin cirit attığı ancak sahipli evcil hayvanlara izin vermediğiniz günler de bitecek, enin de sonunda yapmadığınız bisiklet yolları nedeniyle çocuklar o parklarda özgürce bisikletlerine binebilecekler. Yasaklarınızdan kaçmak zorunda kalan bisikletli çocuklar buz tutmuş sular üzerinden kaçmaya çalışmayacaklar. Ve sizler okuma yazmayı biliyordu Tramvay yolundan geçmenin yasak olduğunu bilerek geçmeseydi diye bir daha hiçbir çocuğun ardından vicdansız ve yüzsüz açıklamalar da yapamayacaksınız.
Kimin yasakçı olduğunu, kimin halka ve şehrin taleplerine kulak tıkadığını bizler çok iyi biliyoruz. Yıllarca ben yaptım oldu mantığıyla dayattıklarınızı da, kanunları yasakları kendi çıkarlarınız söz konusu olduğunda nasıl çiğneyip ama vatandaşa gelince YASSAK HEMŞERİM dediğinizi de biliyoruz.
Yoga olayı gerçekten şehir için hayırlara vesile olmuştur. Algınız yapalım rövaş alalım derken. Kendi YASAKLARINIZ ELİNİZDE PATLAMIŞTIR.
O yüzden şimdi yıllardır bakımsız bıraktığınız parklara bakım yapmaya, çimleri yeşertmeye, kuruttuğunuz o ağaçların yerine yeni fidanlar dikmeye davet ediyoruz sizi. Hazır Orman Müdürlüğünden aldığınız Kent Orman içindeki ağaçları kesip kafe açmaya, tenis kortu dikmeye benzemez bu işler. Size sağlam teslim edilen tüm parkları amasız YASAKSIZ Eskişehirlilere hizmete sunacaksınız..