Erşen değil, Engelşen (miş)
Eskişehir’de yıllardır Büyükşehir Belediyesinin halkın yararına ve kamu çıkarına olup hayata geçirmediği her iş için kullandığı bir kavram haline gelen ENGELLENME sözünü aslında kendisinin sürekli yaptığı bir kez daha ortaya çıktı.
Eskişehir’e gelen Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin yaptığı açıklama da 81 il içinde sadece Eskişehir Büyükşehir Belediyesinin açtığı davalar yüzünden eğitim yatırımlarının engellendiğini belirtti.
Eskişehir’de sürekli olarak engellendiğimiz için şunu yapamadık, bunu yapamıyoruz diyen Eskişehir Büyükşehir Belediye başkanı Yılmaz Büyükerşen’in aslında okul inşaatlarından, TOKİ projelerine kadar pek çok konuyu engelleyerek geciktirdiğini kamuoyu maalesef çok fazla bilmiyor.
Hem işlerin gecikmesine, hem de Eskişehir ekonomisine de ciddi zararlar veren bu engelleme girişimleri sonuç olarak yapılacak projelerin yapılmasını engellemekten ziyade geciktiriyor. Bu gecikmenin faturasını da hep beraber yaşıyoruz.
Gerçi sadece bu merkezi yönetimin yaptığı yatırımları engelleyen sadece Büyükerşen’de değil aslında. Mesela Odunpazarı Belediyesi Kazım Kurt’ta bu konuda oldukça mahir. Mesela bazı okulların depreme dayanıksız olması nedeniyle yenilenmesini yıllarca engelledi Kazım Kurt da. En son Mamuca’da yapılacak olan TOKİ konutlarını da Eskişehir Büyükşehir belediyesi ile birlikte engelledi daha doğrusu geciktirdi. Açtıkları davayı kaybetmelerine karşın başlayan inşaatı yetkisiz şekilde mühürlemeye bile çalıştı Odunpazarı Belediyesi.
Şuan oradaki hak sahipleri aynı dönemde başka şehirlerde başlayan inşaatlar teslim edilmişken, Eskişehir’de teslim alamadılar. Üstüne üstük maliyet artışları, KDV düzenlemesi gibi konulardan dolayı maddi olarak da hepsi mağdur durumda. Ayrıca 3 bin üzerinde aileye yuva olacak TOKİ projesi Eskişehir’deki kiralık konut ihtiyacına da büyük bir çözüm olacak ve büyük olasılıkla da kira fiyatlarının bu kadar artmasına da mani olabilecekti. Ancak bizim başkanların bu merkezi yönetimin projelerine karşı olan düşmanlıklarının faturasını yine Eskişehirli olarak hepimiz ödemek durumunda kaldık.
Bakan Tekin’in tekrar hatırlattığı engelleme girişimlerinden bugüne kadar pek çok kurum ve proje nasibini aldı. Mesela Muttalipte yapılan 5bin üzerindeki kapasiteli öğrenci yurtlarının inşaatı 5 yıl gecikti. Havaalanın da bu anlayıştan nasibini aldı, tren istasyonunu taşınması projesi keza aynı engellemelerle iptal oldu, tren yolunun yer altına alınması projesi uzatmalı olarak yıllarca bitirilemedi, çevre yolunun büyükşehir belediyesinin aksiyon almaması nedeniyle bazı kavşaklarda bağlantı yolları yıllarca açılmadı, neredeyse yapılan tüm TOKİ projeleri bu anlayıştan dolayı ön görülen sürelerde tamamlanamadı.
Özetle bir sürü proje bu garip anlayış nedeniyle hayata geçirilemedi ve kaybeden sadece Eskişehirli oldu.
Şuan ki Milli Eğitimin Bakanının sözleri ise kendisini eğitimci olarak nitelendiren başkanın aslında eğitim konusunda bile gözünün bu anlayışı nedeniyle nasıl karardığını gösteriyor. Bakan Tekin, bu konuda yerel yönetimlerden yardım istediğini tekrar etti. Ancak geçmiş deneyimler gösteriyor ki Eskişehir’deki gelişmeleri bu anlayışla yerel yönetimlerin başındakiler engellemeye devam edecekler ve Eskişehir hem ekonomik, hem sosyal ve kültürel anlamda zaman kaybetmeye devam edecek.
Çeyrek asırdır, şehrin bir çok konuda gelişmesinin önünde duran bu anlayış ne zaman biter ve şehir gerçekten gelişmelerden ve hak ettiği ve yıllar önceki sosyal, ekonomik, sportif gibi bir çok konuda yine Türkiye’de ilk 10’da yerini alabilir.
Evet, bunu önümüzdeki yerel seçimlerde durumun farkında olan Eskişehirliler inşallah değerlendirecektir. Bir zamanlar Türkiye’nin kilit şehirlerinden olan Eskişehir yine hak ettiği yere, kendi yerel değerleri ile tekrar gelir. Engelleyerek, kendi siyasi çıkarlarını ve egonuzu tatmin edebilirsiniz ancak kaybettirdiklerinin tekrar kazanılması yıllar alır.