200 yıldır ulaşmaya çalıştığımız “Batılı düzende” hiç bir mesleğe kutsaliyet,ayrıcalık yüklenmez.Onlar için meslek para kazanmak için araçtır.Tesisatçı ile tıp doktoru,hukukçu,mühendis vs vs vs arasında farkı kazandıkları para ve işini iyi yapıp yapmamaları belirler… Bütün bireyler eşit haklara sahiptir ve hiç bir bireye mesleğinden dolayı ayrıcalık tanınmaz..Türkiye de ise her gün bir mesleğin kutsanmasına ayrılmış…

BRAVDA çalışanları ve CHP’li Belediye Başkanları Gazetecilik mesleğinin kutsanmasına ayrılan 10 Ocak gününü Nebi Hatipoglu’nun açıklamalarının üstünden kutladılar….Nebi Bey’in yerel basının desteklenmesi ile ilgili söylediklerinin eleştirilmesi gayet normal… Çünkü Nebi Bey, BRAVDA’nın tamamının yarı-Tanrı gördüğü Yılmaz Hoca gibi ne tapılacak yarı-Tanrı ne de fonlandıkları Belediyeye göre Ahmet Ataç veya Kazım Kurt’u gibi eleştirilemez ve layüsel….Elbette eleştirilebilir…

Sayın Nebi Hatipoğlu kendiside eleştiriye açık olduğunu ifade ederken “Eleştirileriniz yol gösterici oldu diyor”Anormal olan Nebi Hatipoğlu’nun laflarının “Cımbızlanması.”

Konuşmasının tamamını dinlerseniz,hiç bir yerinde bırakın rüşvet teklifini,imasını göremezsiniz…Nebi Bey yine doğru teşhis koyuyor..Biz “bağımsız ve özgürüz” diye bağıranlara aldıkları para ile bağımsız ve özgür olamayacaklarını söylüyor…. 

Ben Nebi Bey kadar iyi niyetli değilim..Onun yerinde olsam,iki nedenden dolayı BRAVDA mensuplarına yönelik böyle bir açıklama yapmazdım…İlki siyaseten …Tamamen CHP’li Belediyelerin kontrolü altında ki adına basın denilen şeyin,CHP’nin rakibi olan bir Belediye Başkanı’nı yıpratmak amacı ile fırsat kollayacakları…

İkincisi hiç bir meslek grubuna ayrıcalık tanınmamasını gerektiğini düşünüyorum..  Tabii ki cımbızlanan lafları hemen özgürlük ve bağımsızlık türkülerine çevirdiler…..Bence de gazetecilerin kafaları özgür olmalı..Mesleklerini icra ederken “etik” kuralları dışında kendilerine hiçbir engel koymamalılar…

Özellikle kamu adına kontrol ettikleri egemen güç ile örneğin Belediyeler ile aralarında hiç bir maddi ve manevi bağlantı olmamalı..

Peki öyle mi!!!!!!

O zaman,Nebi Hatipoğlu’nu Belediye üstünden maaş vererek gazetecilerin özgürlüklerini teslim alacak diye suçlayan Federasyon Başkanı Yılmaz Karaca’nın oğlu da Odunpazarı Belediyesinde çalışmamalı..Yine eleştirenler arasında hiç kimsenin eşi,çocuğu,baldızı hatta kendisi de Belediyelerden maaş almamalı..

O zaman Özgür Fethi Demirtaş’a ait medya grubunun Odunpazarı Belediyesi ile iş yapmamalı, milyonluk faturalar kesmemeli…

O zaman başka bir reklam ve medya grubu da Tepebaşı Belediyesine spor malzemesi satmamalı

O zaman Yayın yönetmenleri Belediyenin bürokratları ile Kör Kamil’de rakı içmemeli…

O zaman hiç kimse Odunpazarı Belediyesinin bütçesinden Antalya’da 5 Yıldızlı otellerde kalmamalı ki özgürlük ve bağımsızlık şarkısını bağıra bağıra söyleyebilsinler…

Mesela kendini özgürlük ve bağımsızlığın sembol ismi ilan köşe yazanının;Özel Kalem müdürünün dövdüğü kadını eleştireceğine döveni de eleştirmesi,gömlek fiyatı araştıracağı yerde kamu parasının nerelere harcandığın araştırması gerekiyor..

Yoksa onları eleştiremiyormusunuz!!!!!!

Nerede özgürlük…….

Biz Belediyenin parasını istemiyoruz diyenlerin tutarlılık adına GAGA restaurantta yediklerini,içtiklerini ödemeleri gerekiyor…Çünkü yedikleri ve içtikleri Belediyelerin bütçelerinden ödendi….

Lütfen pamuk eller cebe….