"Şakası Yok Beyler! Söz konusu MİHALIÇÇIK ..!"
Malumunuz İlçemizde, İlimizde kısaca TÜRKİYE’mizde yıllardır ters giden birçok olay var.
Son günlerde de Mihalıççık'taki "huzur suyu" bulandırılmak isteniyor..
Değişik kapasite ve istidat grupları, olayları idrakleri itibarı ile farklı kişilerden oluşuyor İlçemiz, Dünyada olduğu gibi... Yaşananları iyice gözden geçirmek, çok dikkatli bir şekilde değerlendirmek gerekiyor. Zira, zor bir dönemdeyiz..
Dolayısıyla etkileşim içindekilerin tavırlarına karşı çok sert tepki göstermek ya da anlamsız bir hoşgörü içersinde bulunarak her hareketine hasbelkader yeşil ışık yakmak doğru olmaz.
Giderek kayganlaşan bu zeminde mevcut güç dengesinin ve huzurun bozulmaması için devreye girilmeliydi.. girildiğini görüyoruz, isabetli olduğu kanısındayım...
***
"Peki bunlar neden oluyor?"
Ülkemizin sorunlarının, İlçemize yansımasıdır diye düşünüyorum.
Yıllardır savunurum, Genç, Dinamik kişiler ön saflarda yönetime katılsın, tecrübe onlara destek versin olgusunu ...
Günümüzde Siyasi partilerin (iktidar) İl, İlçe Başkanlarının (maalesef) çok etki/yetkileri var. Adaletli ve doğru kullanılmaları gerekiyor...
MUTLU Kardeşe..!
İlçemizde de bu durum söz konusu, Hayat tecrübesi az gerçek kimliğini bulamamış kimseleri kullanıyor bu mekanizma ve öğütüyor işi bitince...
Takdir edilmeli ki eğer bu kişilerde karar alma ve yönetme yetisi gelişmemişse vay haline o toplumun, üstelik arkasındaki tecrübe, Rüzgar gülü gibi fırıldak, her çiçekten bal al(mış)ıyorsa "MUTLU" mesut olması çok zor genç dinamik yöneticilerin...
Tam da burada " Kılavuzu karga olan, burnunu her yere sokar " sözü bizleri selamlıyor...
***
"Kalıcı bir çözüm için ne yapmalı?"
Buna verilecek net bir yanıt bulamadım. En azından düşüncemi söyleyeyim: Önce içimizdeki öfke ve kini susturmakla işe başlayabiliriz.
Tam bu noktada bizlere düşen görev, İlçemizde algılama/anlayış sorununun olabileceği göz önünde tutup, yaraları sarmak, hoşgörünün ve değişimin yürümesi için özen gösterip zamana bırakmak olmalı...
İftira ile karşısındakini yıpratıp yok etmeye kalkışan, hedef tahtasına oturtan seslerin, devran döndüğünde yaptığından bir şekilde nadim olabilmesi, hayata daha sağlıklı bakabilmesi mümkündür...
Hatta, benzer olayları kişilerin kendilerinin dahi yaşaması söz konusu olabilir.
"Bahri ağabeyimin ve Veysel kardeşimin hayata olumlu bakan mesajı şöyledir."
“Aslında, hizmet yolunda hayatını/ömrünü harcayan insanları yok etmek, önüne taş koymak yerine, bence bir gül konması daha mantıklıdır.”
Geçen hiç bir şeyi asla telâfi edemeyeceksin!..” diyen Ak Saçlı Bilgeyi çok sert bulurdum… Yaşananların neyin bedeli olduğunu fark ettikçe tuttuğu ışığa şükrettim. çünkü Ömür kısa!
Söz konusu Mihalıççık... Mesele bu kadar açık “Çiçeğin dikeni var diye üzüleceğimize, dikenin çiçeği var diye sevinelim.”
Bedel ödemeden önce fark etmeniz niyazımla…
Bir Yorum Yazın