Kazanan Belli de, Kaybeden Kim? - Eskişehir Haber

Özgür TIKIZ

Özgür TIKIZ
Özgür TIKIZ

Kazanan Belli de, Kaybeden Kim?

Kazanan Belli de, Kaybeden Kim?
Yayınlama: 14 Haziran 2011 Salı - 14.039
A+
A-

Eskişehir’de seçimlerin kazananı belli de kaybedeni tam net ortada değil gibi görünüyor aslında. Eskişehir’i CHP nin kalesi gibi görenlere seçim sonuçlarında ciddi bir hezimet yaşadılar.

Türkiye geneli estirilen CHP’nin değişim rüzgarı mı, Süheyl Batum’un adımı, Kemal Kılıçdaroğlu’nun büründüğü Ecevit, Gandi Suretlerimi, Yoksa Üç Dönemdir Eskişehir Büyükşehir Belediye başkanı seçilmeyi başaran ve seçim öncesi CHP ye transfer olan Yılmaz Büyükerşen mi?

Eskişehir il genelinde ve tüm ilçelerde Ak Parti önde ipi göğüslemeyi başarırken “6-0 yapacağız” diyenler bir arpa boyu bile yol gidemediler. Yine 2 vekille yetinmek durumunda kaldılar. CHP nin Eskişehir’deki bir önceki genel seçimlerde 110bin olan oyu bu seçimlerde 178 bin oldu ancak. Tüm olumlu olarak düşünülen şeyler gerçekleşmişken sadece 68 bin fazladan oy alabilmeyi başaran CHP’in oyunu bu kadar artırması bir başarı olarak kabul edilemez olsa gerek. Zira Eskişehir de seçmen sayısında 75 bin artış oldu. Ayrıca Demokrat Parti ve Genç Partinin yaklaşık 15 bin oyu da boşa çıktı.

Gerek referandum da hayır oyunun çok çıkmasına ve bunun yanında geçtiğimiz yerel seçimlerde ezici çoğunlukla oyların fazlasının Büyükerşen’e gitmesine karşın seçimlerde CHP’nin oy oranının burada kalmasının nedeni ne olabilir?

Yukarıda saydığımız hangi faktör olumsuz tepmiş olabilir. Kılıçdaroğlu’nun tüm seçim sürecinde izlediği tutum ve söylemler mi, askeri darbe yapmadı diye kağıttan kaplana benzeten Süheyl Batum’un Eskişehir’e paraşütle inmişçesine aday yapılması mı, Yılmaz Büyükerşen’in popülaritesinden ve ardındaki meyda gücünden yararlanabilmek için her türlü isteklerine karşı boyun eğilmesi ve Kazım Kurt gibi CHP ve DSP arasında mekik dokuyan bir ismin yıllardır CHP ye gönül verenler dururken 2. sırada aday yapılmasından mı kaynaklanmış olabilir.

Yada bunların ötesinde DSP ile Yılmaz Büyükerşen arasında yaşananların kamuoyuna yansıması, daha önceden Haşim Ateş’in DSP den CHP ye geçmesi ile ilgili Büyükerşen’in kameralar önünde sarf ettiği kelimelerin videosunun yayınlanması mı? Yada Yılmaz Büyükerşen’in daha önceden de söz verdiği bazı projeleri seçim arifesinde hatırlayıp tekrar bunları tecvit pilavı gibi halkın önüne sürüp oy beklemesinden mi? Yada artık siyasi bir simge olduğunu kanıtlayacak manevralar yaparak Siyaset Üstü imajını yitirmesinden mi?

Zira Yılmaz Büyükerşen’in de katılımı ile gücüne güç kattıklarını düşünenler Yılmaz hocanın oy kullandığı sandıkta bile Ak Parti oylarına malup olmalarının anlamı ne olabilir.

Bir gazeteci abimiz köşesinde bunları ele alırken bizim yazdıklarımızı biraz daha kısa olarak ifade etmiş. Ona göre ilk suçlu Eskişehirlileri hiçe sayarak tepeden atama ile aday gönderen genel merkez, ikinci suçlu buna itiraz etmeyip el pençe durup kabul eden Eskişehir teşkilatı, üçüncüsü ise partiye hizmet edenlerin dışlanmasına göz yumanlar. Bunun yanında Yılmaz Büyükerşen’i de suçlu bulan gazeteci abimiz "hoca çalıştı ama CHP’ye değil kendine çalıştı, yaptığı herşeyde kendini anlattı, projelerini patlattı ve projelerinin bitiş süresini de 2 yıl sonrası olarak belirledi. Büyükerşen’in hedefinde genel seçimler değil, yerel seçimler vardı. Bu seçimler için ise onun için teferruattı" diye konuyu özetliyor.

Benim kanımca ise hocanın bu seçimlerden önce değilse bile bundan sonraki hedefi ancak yerel seçimler olacak gibi..

Hoca yaptığı son hamleler ile ve özellikle DSP ye o kadar uzun süre sonra arkasını dönmeyi tercih ederken, istifasından sonra CHP ye bile geçmeyi Eskişehirlilerin tercihine bıraktığını ifade ederken 2 günde CHP ye katılma kararını açıkladı. Bu aceleci tavrı ile pek de samimi bir hava vermeyen Büyükerşen, bu seçimlerde gayet kendinden emindi. Ancak çıkan sonuçlar durumun böyle olmadığını gösterdi.

Ara ara kamuoyunun nabzını tutmak anlamında olsa gerek fısıldanan Büyükerşen’in Cumhurbaşkanlığı söylemlerinin de dünkü çıkan sonuçlarla sonu gelmiş oldu.

Eskişehir’de tüm bu atmosferde seçimleri kazanmayı başaran Türkiye genelinde olduğu gibi Ak Parti oldu.

Kaybedenin ise kim olduğu yada kimler olduğu çok net belli değil gördüğünüz gibi. Erman Gölet mi, Süheyl Batum mu, Yılmaz Büyükerşen mi, Kemal Kılıçdaroğlu mu, yoksa tüm bunların bir bütünü olan Yeni CHP anlayışı mı?

Tüm bunların yanında ortaya çıkan tek somut gerçek ise Eskişehir'den uzun bir süre daha cumhurbaşkanı çıkmayacağı...





Bir Yorum Yazın
Bu habere yorumlar

Diğer Yazıları

Copyright © 2024