SİVRİHİSAR BEYPAZARI OLUR MU?
|
|
Saygıdeğer Hemşehrilerim! Kıymetli Okurlarım. Bugünkü yazımda kültür turizmine öncülük eden ilçelerin başında gelen Beypazarı ile SİVRİHİSAR ‘ın arasındaki benzerlikler, farklar ve Beypazarı’nın potansiyeline Sivrihisar ne kadar yaklaşabilir? konusunu kişisel görüşlerim olarak sunmaya çalışacağım, umarım beğenirsiniz.
SİVRİHİSAR 'ın Beypazarı benzeri bir turizm merkezi olması arzumu dile getiren onca yazıma rağmen Beypazarı'na hiç gitmemiştim. Sadece gidenlerden duyuyor, televizyon görüntüleri ve resimlerden izlediğim kadarıyla tarihi evleriyle, yemek kültürüyle SİVRİHİSAR ‘a çok benzetiyordum. Ankara’da yaşadığımdan ve çevremdeki o yöre insanıyla sohbetlerimde kültür benzerlikleri olduğunu da açıkça gözlemlemekteydim.
Değerli Dostum, Can Arkadaşım Süleyman ÖZMEN’in davetlisi olarak kısa zaman önce Beypazarı' na gittim. Beypazarı'nı gezerken aklımda " SİVRİHİSAR Beypazarı olur mu?" sorusu vardı. Hep bizim neyimiz eksik ki diye düşündüm. Ancak bu güzel turizm kentini gezdikçe, işimizin ne kadar zor olduğunu çok daha iyi anladım.
SİVRİHİSAR daha yolun başında bile değil. Beypazarı ise olayı çoktan aşmış. Tam bir turizm kenti. Turizmin ilçeye getirdiği ekonomik canlılık her noktada kendini gösteriyor. Beypazarı halkı turizmin önemini anlamış. Dönemin belediye başkanının öncülüğünde iç turizmin tarihin kültürün ve en önemlisi de “bu yapıları korumanın önemi tüm kent tarafından benimsenmiş” olmasıdır. Altın yumurtlayan tavuk misali…
Esnafıyla, yöneticisiyle tüm kent turizmci olmuş çok sayıda otel inşa edilmiş ve her biri Beypazarı mimari kimliğini yansıtan bu modern otellerde sadece Türkiye'nin değil, dünyanın dört bir yanından gelen turistler konaklıyor.
Beypazarı'nın en büyük avantajı, halkın turizmin önemini fark etmesidir. Gençler turizm okullarında okuyor, turizm kuruluşlarında ekmek buluyor, esnafı para kazandığı turisti misafir gözüyle ağırlıyor. SİVRİHİSAR halkı henüz SİVRİHİSAR 'da turizmin olabileceğine inanmıyor. Bu bilincin toplantı, panel ve sempozyumlarla ilçe halkına kazandırılması gerekmektedir.
Beypazarı SİVRİHİSAR’ a göre çok büyük yerleşim alanı. Bu belki avantaj, belki de dezavantaj. gezi güzergahları çok uzun. Ama SİVRİHİSAR’ da ki kültür, tarih ve turizm gezi güzergâhı daha kısa ve etkili tutulabilir.
SİVRİHİSAR 'da 500 civarında onarılabilir, restore edilebilir ve o kültürün yansıtıldığı ev varken, Beypazarı' da onarılıp turizme kazandırılan yapı sayısı 1000’e yakın. Burada tarihi ev olup olmaması hiç de önemli değil, Önemli olan o yapılara kültürel benzerlik katarak daha fazla ev, konak ve otel oluşturulmasıdır.
Bardağın boş tarafı yerine dolu kısmına bakmalıyız, yoksa ümidimizi yitirip başlamış olduğumuz yolun sonuna varamayız. Beypazarı 15 yıl önce başlamış olduğu restorasyon ve turizm yatırımına ancak son 5 yılda başarılı olabilmiştir. SİVRİHİSAR’ ın Beypazarı’ndan restorasyon konusunda eksiği olsa da tarihi dokusuyla üstün özellikleri fazladır.
Sivrihisar MYO ya “restorasyon bölümü” açılaması çok yerinde olacaktır. Bu bölüm yapılan restorasyonların daha akademik yapılması ve bundan sonraki restoresi bitirilen ev, konak, han ve kervansaray gibi yapıların korunması ve bakımıyla ilgili konularda çalışmalarını sürdürmelidir.
Daha öncede belirttiğim gibi Sivrihisar’a çok acil 4 yıllık “Turizm Yüksek Okulu” da açılırsa zincirin baklaları tamamlanmış olacaktır. Bu okul öncelikle profesyonel anlamda turizme kaliteli personele kazandıracaktır. Turizm bilinçli yapıldığında gelir getiren işletmedir. Yoksa yaptığınız tüm çabalar bir anda boşa çıkar.
Biz dışarıdan ne kadar " SİVRİHİSAR ı turizme kazandıralım" desek de SİVRİHİSAR halkı turizmin önemini anlamazsa bizim çabalarımız hiçbir işe yaramaz. Turizme yönelik belki bir şeyler yapıldı. Ancak bunlar SİVRİHİSAR’ ın Beypazarı olmasına asla yetmez. “Batılı gibi düşünüp, doğulu gibi yaşanmamalı”, yapılan işlere profesyonellik ekip ve takım ruhu kazandırılmalıdır. “Ben bilirim, ben yaparımla asla olmaz”. Sivrihisar senelerdir kaybetmiştir. “Başka SİVRİHİSAR olmadığı için artık kaybetme lüksü yoktur”.
“İşimiz gerçekten zor, ancak imkânsız değil” yeter ki isteyelim. Bu duygularla Başta Değerli Dostum Süleyman ÖZMEN ve ailesine kaldığım süre de gösterdiği misafirperverlik için teşekkür ederim. Tüm hemşehrilerime gönülden sevgilerimi iletir, en içten saygılarımı sunar, işlerinde kolaylıklar dilerim
SAYGILARIMLA Necmi GÜNAY
necmigunay@hotmail.com