SİVRİHİSAR VE NASRETTİN HOCA - Eskişehir Haber

SİVRİHİSAR VE NASRETTİN HOCA

SİVRİHİSAR VE NASRETTİN HOCA
Yayınlama: 9 Haziran 2012 Cumartesi - 11.638
A+
A-

Saygıdeğer Hemşehrilerim,Değerli okurlarım, hepinizi saygıyla selamlarım.Bu yazımda sizlere ”Nasreddin Hoca felsefesi” konusunu dilimin döndüğünce anlatmaya çalışacağım.

Haziran ayının ilk haftası başlayan ”Geleneksel Nasreddin Hoca Doğum Şenlikleri ve Anma Haftası” başlamak üzere... Şenliklerin SİVRİHİSAR’ ın ve ülkemizin tanıtımına katkı sağlaması en öncelikli isteklerimizin başında gelir. Nasreddin Hoca’nın salt fıkra anlatan, komik adam olmadığını çok iyi bilen SİVRİHİSAR’lılar onun güldürürken düşündüren dünyaya maal olmuş çok büyük deha olduğunu da bilirler.

Bu anlamda şenlik denilen etkinlikler kapsamında kentimize gelen konuklara, Nasreddin Hoca çok iyi anlatılmalı, etkinliklere iştirak eden biz SİVRİHİSAR’lılar gerek bir marka olarak, gerekse asli kimliği ile Nasreddin Hoca’yı çok iyi tanımalıyız, tanıtmalıyız ve çok iyi anlamalıyız. Nasreddin Hoca hikmetlerini nükte yoluyla ortaya koyan bir bilgedir. Ondan öğreneceğimiz çok ama çok değerli bilgiler vardır. Gelecek kuşaklara onun fikirlerini ve öğretisini kültür mirası olarak bırakmalıyız.

Nasreddin Hoca sonsuza kadar SİVRİHİSAR’ ın evladıdır. Yeter ki bunu iyi kullanalım. Çok iyi tanıtım kampanyalarıyla Hocamızı SİVRİHİSAR’ a bağlayalım. Geçen yıl olduğu gibi bu yılda ilçemizde Nasreddin Hoca Şenlikleri maalesef yapılamayacak olup, yine elle tutulur bir Nasreddin Hoca etkinliği olmadan geçiştirilecektir. Doğru olanın şenliklerin il ve ilçe bazında konferanslar, sempozyumlar ve yarışmalarla,özüne uygun şekilde en az bir hafta olmak kaydıyla kutlanmasıdır. Bu Nasreddin Hoca Beldesinin şahsi tanıtım meselesi değil yörenin öncelikli tanıtım meselesidir. Yoksa Akşehir il olduğunda elindeki en büyük koz olan Hocamızı daha iyi tanıtıp elimizden alırlarsa kimse şaşırmasın.

Hoca hikayelerini sadece güldürü boyutuyla değil, SİVRİHİSAR’da ve NASREDDİN HOCA beldesinde yapılan etkinlikleri de sadece yaz şenliği gibi görmeden; bir öğreti, bir eğitim disiplini, bir ilim ve insanının değer yargıları gözüyle bakabilirsek işte o zaman “Nasreddin Hoca felsefesi”ne ve kültürümüze hizmet etmiş oluruz.

Unutulmamalıdır ki;

Bir milletin büyüklüğü, siyasi sınırlarıyla birlikte kültür varlıkları, zenginlikleri, milli birlik ve bütünlüğü ile ölçülür. Dışa açılan ve çağdaş dünyayı şekillendiren ekonomik, sosyal, teknolojik ve kültürel şartlara ayak uydurmaya çalışan günümüz Türkiye’sinde, milli kültürümüzün özünü teşkil eden NASREDDİN HOCA, Mevlana, Yunus Emre, Hacı Bektaş-i Veli gibi değerlere sahip çıkılması, var olmamızın, ayakta kalmamızın, millet olarak varlığımızı korumanın temel şartıdır.

Başka Nasreddin Hoca olmadığına göre onu sahiplenmek ve yaşatmak bizim başlıca görevlerimizden biri olmalıdır.

SAYGILARIMLA Necmi GÜNAY




Bir Yorum Yazın
Bu habere yorumlar

Diğer Yazıları

Copyright © 2024