Şehir Trafiği SOS veriyor, Suçlusu Aranıyor
Eskişehirlilerin son yıllardaki en büyük sıkıntılarının başında gelen trafik sıkıntısı her geçen gün daha da içinden çıkılmaz hal alarak devam ediyor.
Şehirde toplu taşıma sistemlerinde yapılan ciddi değişiklik sonrası zamanında alınmayan tedbirler, yapılmayan otoparklar ve kent merkezini rahatlatacak çözümler üretilmeyince trafik patlama noktasına geldi.
Kentin her bir yanında yaşanan manzara neredeyse aynı. Uzayıp giden araç konvoyları. Bu manzara kent merkezine yaklaştıkça daha sıradan bir hal alıyor. Ancak bu duruma çözüm üretmesi gereken merci hala yaptıkları hataları ve eksikleri görmemekte kararlı. Onlara göre kent içi trafik sıkıntısının nedenleri kendi yaptıkları uygulamalarının dışında herkes. Hatta BANKALAR bile bile birinci sıradan sorumlu. Nasıl mı “Bankalar ucuz krediler vererek insanların araba sahibi olmalarını kolaylaştırıyorlar” bu şekilde bir anlayış Türkiye ekonomisinin gelişmesinin getirdiği olumlu etkileri de büyük olasılıkla aynı mantıkla kabulleniyor. Ekonomi bozulsa, insanlar araba alamayacaklar, benzin parası bulup araçlarına binemeyecekler böylece sorun çözülecek gibi.. Gözlerimi kapattığım zaman geceleri yatarken bu şekilde dua edişlerini görür gibiyim…
Eskişehir’de özellikle tramvay sisteminin hayata girdiği zamanlar da şehrin ana arterleri denecek caddelerin trafiğe kapanmasıyla başlayan sıkıntılar, zamanında yapılmayan otopark gibi olumsuzluklar üst üste birike birike günümüze kadar geldi.
Suçlu her zaman başkalarıydı..
Mal indiren esnaf, müşteri alan taksici, hasta götüren ambulans.. Çözümler ise hep yasaklamakla çözülecek sanıldı. Önce mal indirme bindirmeyi yasakladılar, olmadı sokakları trafiğe kapattılar. Yetmedi caddeleri değnekçi misali paralı otoparka açtılar..
Ancak tüm bunlar çözüm olmadı.. Çünkü çözüm olarak her 10 metreyi trafik ışıklarına boğmayı bilenler nedense bir kez dönüp nerede hata yaptıklarını irdelemediler. Suçlu hep başkalarıydı. Vatandaş suçluydu..
Tıpkı tramvayın ölümcül olacağını bile kestiremeyecek tramvay altında can veren küçük yavrular gibi.. Suçlu hep başkalarıydı.
Şimdi köprü yıkılıyor.. Tüm kentin trafik sorununun suçlusu da bu KÖPRÜ oldu.. Köprüyü yıkan TCDD oldu.
Köprü yıkılıyor diye,Borsa caddesinde trafik sıkıyor, devlet hastanesi önünde uzun içinden çıkılmaz trafik keşmekeşliği yaşanmaya devam ediyordu. Basın şehitleri caddesi, Vişnelik bölgesi.. Tüm buralarda köprü yıkımından etkilenmişti..
Bunları neden kaleme aldım.. Bugün sizlerin dev evlerinin kapısına bırakılan ve nerede basıldığı belli olmayan BİZİM ŞEHİR de sür manşetten anlatılan buydu..
Tüm kentin trafik sorunun sorumlusu NİHAYET BULUNMUŞTU..
Bizimkiler sütten çıkmış akkaşık misali her zamanki gibi pek bir güzel sıyrılmışlardı yine….
İnsan bir kez olsun dönüp bir düşünmez mi? Bir kez çuvaldızı batırmaz mı kendine?
Eskişehir bu kafayla daha yıllarca bu sorunu sineye çeker, daha üstüne ne sıkıntılar çeker..
BİZİM ŞEHİR’e Kısa Eleştiriler
Birincisi daha öncede belirtmiştik. Bizim Şehir’de yasal olarak yazılması gereken basım yeri ısrarla künyede yazılmıyor. Bunu denetleyen vatandaş aynı şekilde yayın yapsa hesap soranlar neden ses çıkarmıyor.
Eski sayılar Aydın Doğan matbaalarında basılıyor ve bu da bu künyelerde yazıyordu. Büyükşehir Belediyesinin sitesinden kaldırmazlarsa eski sayılarda bu basım yerinen aleni olarak yazdığını görebilirsiniz. Ancak neden Doğan Matbaası basıyor tepkilerinden bıkmış olacaklar ki bu yazıyı yasal ZORUNLULUK olmasına rağmen yazmamaya devam ediyorlar.
İkinci konu..
Köy mezarlıkları temizleniyormuş.. Ak Parti iktidarının Bütün şehir projesine her fırsatta eleştiren başkanımız yasalaşan bu durum karşısında köylü vatandaşlarımızın da gönlünü çalmaya çalışıyor. Bütünşehir nedeni ile oy kullanacak yeni seçmene şuana kadar yapılmayan hizmetler şimdilerde sunuluyor. Bunun yanında Şehir Tiyatroları köy köy gezerek gösteriler yaptı, ayrıca köylerden ve ilçelerden çocuklar otobüslerle getirilerek parklar gezdiriliyor.
Bu arada belediyemiz sorumluluk alanında olan kent merkezindeki mezarlıklarında aynı şekilde bakım beklediğinin de altını çizelim.. Kent merkezindeki bu eski mezarlıklara maalesef belediye gerekli hizmetleri götürmüyor.
Üçüncü Konu
Eskişehirspor’a ikinci lig zamanında rahmetli merhum belediye başkanı Aydın Arat tarafından tahsis edilen otobüsü geri alan ve bu konudaki desteklerini neden çektiği sorusuna verdiği ilginç yanıtla hafızalara kazınan başkanımız Eskişehir Sporu ziyaret etmiş.. Bu da oldukça manidar bir gelişme
Dördüncü Konu
Başkanımız 2013 Kültür Başkenti Ajansından istifa edip çalışmalar içinde yer almadığı gibi belediye tarafından organize edilen pek çok etkinlikte başkent logosuna bir yer vermezken Eskişehirin Kültür Başkenti seçilmesine büyük payı olduğunu iddia etmiş. Bu da oldukça tartışılabilecek bir iddia olmuş.
Beşinci Konu
Geçtiğimiz haftalarda 71 evlerde alt yapı sorunu için yol kapatan vatandaşlar alt yapı hizmetlerinden hangi belediyenin sorumlu olduğunu bilmedikleri için ve büyük olasılıkla Büyükşehir Belediyesi Başkanını hiç görmedikleri için Odunpazarı Belediye Başkanını çağırmışlardı. Yine kentin bir çok noktasında alt yapı konusu ciddi ve üzerinde durulması gereken bir konu.
Elbette yapılan çalışmayı eleştirmek adına değil ama bir çok yerde bu çalışma yapılmazken Bütünşehir içine giren köylerimizin alt yapılarının yenilendiğinin bu sayıda yer alması da dikkate değer bir ayrıntı
Altıncı Konu
Bu konu biraz uzun bir konu aslında. Çünkü Mesele SARISUNGUR göleti.. Bu göletle ilgili bir çok konu kamuoyu gündemini meşgül etti. Hatta ulusal basında yer almıştı bu durum.
Büyükşehir belediyesi tarafından yapılan bu gölet Eskişehir’in yedek su deposu olarak kamuoyuna anlatıldı.
Ancak daha sonra burada yapılmaya çalışılan Anfi tiyatro gibi binaların yapımının yönetmelik ve çevre kanunlarına göre yasak olduğu hatırlatıldı. İnşaat yarım kaldı. İnşaatın yapımını üstlenen ESKİ ise bu konuda yetkili değildi. Dönemin Meclis üyelerinin tepkisi ile bu inşaatlar yarım kaldı.
Bu bölgede yaşanan bir diğer durumda çoğunluğu Büyükşehir Belediyesi Bürokratlarından ve Anadolu Üniversitesindeki hocalardan oluşan kişilerin haksız şekilde “KÖY FAKİRİ” gibi gösterilerek arsa almaları oldu. Olay birkaç kişinin internette “GÖLET MANZARALI VİLLA ARAZİSİ” ilanlarını vermesiyle ortaya çıktı. Sonra duruma il özel idare el koydu. Bundan sonrasında kamuoyuna bir bilgi yansımadı.
Yine aynı gölet ESKİŞEHİR’İN YEDEK SU DEPOSU olarak nitelendirilmesinden dolayı Kütahya’da yaşanan ve Eskişehir’in su kaynağı olan Porsukun kirlenme riski söz konusu olduğunda hatırlandı. Ancak başkan bu kez farklı konuşuyordu. Porsuk Kirlenirse Eskişehir’in suyu kalmaz deniyordu.
Bu sayıda yanına Anfitiyatro gibi sosyal tesisler yapılmaya çalışılan bu göletten Sultandere’ye su verilmeye başlandığı belirtiliyor.
Bu sayıdaki bence tartışılabilecek ve üzerinde düşünülebilecek konular bunlar..