Bu yazımda sizlere Siyonist Yahudiler ile ilgili tarihi dökümanlar eşliğinde gerçekleri yansıtmaya çalışacağım. Ve bir yazı dizisi şeklinde sürdüreceğim. Buyurun, şimdi şeytani planların tek müsebbibi olan Siyonist Yahudilerin gizli yüzlerini deşifre etmeye başlayalım...

  Siyonist Yahudilerin emperyalist gayeli entrikalarına karşı 33 yıl fasılasız mücadele veren büyük siyaset dahisi Abdülhamid Han'a, yahudiler tarafından akla hayale gelmedik iftiralar atılmıştır.

  Albert Vandal'ın "Le Sultan Rouğe" (Kızıl Sultan) sloganının, masonların maşası haline gelen Jöntürkler [Yenilikçiler] tarafından nasılda benimsendiğini üzülerek görmekteyiz.

  Yine Osmanlı düşmanı İngiliz Başbakanı Glodstone' un, Sultan Abdülhamid için uydurduğu "The Great Crimminal" (Büyük Cani) yakıştırmasının yine Jöntürkler tarafından pek beğenilerek devrim tarihçiliği terminolojisine kazandırıldığını esefle öğreniyoruz.

  Beş parasız yurt dışına kaçan bu Jöntürkler' in; Sultan Abdülhamid 'e karşı bu yakıştırmaları Avrupa'nın ve ABD'nin toplam 29 büyük kentinde 160 gazete yayınlanmıştı.

  Aynı zaman zarfında bütün Osmanlı Devleti sınırları içinde 125 gazete çıkarıldığı hesaba katılırsa Yahudilerin Osmanlı'yı parçalamak için büyük maddi finansman ortaya döktüklerini de görmüş oluruz.

  Bazı Fitnecilerin Müslümanların arasını açmak maksatlı "Araplar bizi arkadan vurdu"... Şimdi oh olsun onlara!.. gibi sözlerinide üzülerek işitmekteyiz... Halbuki hakikat hiçte öyle değil...

Ben Gurion, 1.Dünya savaşı sırasında İstanbul Hukuk Fakültesinde de incelemeler yapmıştı. İşte bir hatırası;

 “...İktidar merkezine bu kadar yakın olarak, Filistin’deki yahudilerin durumunu geliştirebilmeyi düşünüyordum. Çeşitli yollarla yahudi özgürlük hareketini ilerletebilirdim; önce özerklik, nihai olarak tam bağımsızlık elde ederek. Akıl yürütmem böyleydi. İstanbul’da rastladığım Arap öğrencilerle bu konuda düşüncelerimin çok farklı olduğunu görmekten şaşırdım. Bu genç entelektüel Araplar, mücadelelerinin geleceğini Türk idaresinden bağımsızlık olarak görmüyorlardı. Hiçbiri Arap topraklarının bağımsızlığından söz etmedikleri gibi böyle bir amaç için çalışmıyorlardı. Tam tersine, birçoğu daha geniş ve daha büyük bir Türk imparatorluğu görmek istiyorlardı.”

Yahudi tarihçi, Porath’ın “Filistin Arap Ulusal Hareketinin Doğuşu” kitabının 160. sayfasından,

 “Filistin, İngiliz mandası altına konulmuşken, Filistinli Araplar Türk Mandası istiyorlar.”

 İşte, 1922 sonlarında Türk Milli mücadelesi zafere doğru ilerlerken, Filistinliler Kemalistlere başvurarak kendi kaderlerini tayin hakkı elde edebilecekleri bir Türk mandası istediklerini böyle dile getirmişlerdi.

Yahudilerin Osmanlı’ya karşı ihanetlerinden birkaç kesit,

 “...İngiliz hükümeti Filistin’deki Türk idaresini İngiliz idaresi altında bir Siyonist antite ile değiştirme düşüncesine yaklaştı. O yaz, Lord Rostchild Filistin’de bir yahudi ulusal ülkesi kurulması için bir taslak sundu; böylece yahudiler müttefik ordularında görev alarak Türklerin bozguna uğratılmasını önemli bir amaç haline getirmeye teşvik edileceklerdi.”

 “...Allenby ordusu, Yafa’nın kuzeyindeki sahilin yanı başındaki ovada Kudüs’ün kuzeyine doğru hareket etmeyi beklerken, birçoğu Rusya doğumlu 5000 Filistinli Yahudi silah altındaydı.”

  Yine Romanya doğumlu Filistin Yahudisi Alex Aronsohn, “Türkleri Filistin’den çıkartmanın bir yolu olarak ailesinden oluşan bir casus şebekesi kurmuştu ve İngilizlerin hizmetine vermişti. Gazze ve Birüssebi arasında çöldeki kuyuları ve su kaynaklarını iyi biliyorlardı. Bu bilgi, İngiliz kuvvetlerine ileri harekata geçtiklerinde çok işe yaramıştı.”

YORUM :  Sırası gelmişken tarihi bir yanlışa değinmemek olmaz. Osmanlı’yı arkadan vuranlar sözünü  sadece makam sevdalısı birkaç milliyetçi Arap’tan dolayı tüm Araplara özelliklede Filistinlilere yüklemeye çalışan bir zihniyet var ülkemizde. Bu kesinlikle doğru değil. Yukarıdaki paragraflarda gördüğünüz gibi deyim yerindeyse “her çapanoğlunun altından” asıl olarak Siyonist Yahudiler çıkmaktadır. Osmanlı’yı asıl mahveden hainler, Yahudilerdir.

Kalın sağlıcakla, aziz dostlarım...