Sivrihisar’dan Yunus Emre Haftasında “Aidiyet” Tartışması: Bir Garip Açıklama

Sivrihisar Eğitim Vakfı, Yunus Emre’nin Sivrihisarlı olduğunu ileri sürerek tartışma yaratan bir bildiri yayımladı

Her yıl mayıs ayının ilk haftasında ülke genelinde kutlanan Yunus Emre Haftası, bu yıl Eskişehir’in Sivrihisar ilçesinden gelen bir açıklamayla gündeme farklı bir şekilde oturdu. Sivrihisar Eğitim Kültür ve Dayanışma Vakfı, kamuoyuyla paylaştığı bildiride, “Yunus Emre Hazretleri Sivrihisar’ındır, öyle kalacaktır” diyerek, Yunus Emre’nin aidiyetinin mezarının bulunduğu Mihalıççık ilçesine değil, doğduğu ve yetiştiği yer olan Sivrihisar’a ait olduğunu savundu.

Ancak Yunus Emre gibi evrensel bir değerin doğum yeri üzerinden böylesine bir tartışmaya konu edilmesi, sembolik birlik ve manevi değerler üzerinden siyasileşen aidiyet kavgalarının ne kadar “yüzeysel” hale geldiğini de gözler önüne serdi. Özellikle Yunus’un öğretilerinde “Ben gelmedim dava için / Benim işim sevi için” gibi evrensel sözler varken, bu tür yerellik yarışları kamuoyunda “garip bir çıkış” olarak değerlendirildi.

Mezar Mihalıççık’ta, Gönül Sivrihisar’da mı?

Vakıf Başkanı Bekir Kalır imzasıyla yayımlanan açıklamada, Yunus Emre’nin mezar yerinin Mihalıççık sınırları içerisinde kalmasının onun Mihalıççıklı olduğunu göstermeyeceği ifade edildi. Kalır, bu durumun tarihî ve kültürel gerçeklik açısından geçersiz olduğunu savundu. Açıklamada, “Bir şahsiyetin memleketi, mezar yerinden değil; doğduğu, yetiştiği, hayatını geçirdiği yerden anlaşılır” denildi.

Tartışma Nereye Gidiyor?

Sivrihisar Vakfı’nın bu çıkışı, Eskişehir’in kültürel mirasına dair sahiplenme yarışının artık semboller üzerinden sürdürüldüğü bir noktaya işaret ediyor. Eskişehir kamuoyunda ise bu açıklama, “Yunus Emre gibi evrensel bir değer, idari sınır çekişmesine indirgenmemeli” şeklinde yorumlanıyor.

Yunus Emre’nin mirası ve öğretileri, tüm Anadolu coğrafyasını kapsayan bir kapsayıcılığa sahipken, böylesi yerel aidiyet tartışmaları, toplumda birlikten ziyade ayrışmayı beraberinde getirebilir. Kimi yurttaşlar, “Sivrihisar mı, Mihalıççık mı?” sorusunu artık gereksiz bir çekişme olarak görürken, konunun Yunus’un evrensel mesajlarına aykırı bir tartışmaya dönüşmesinden rahatsızlık duyuyor.