Üç ile altı yaş arasındaki çocukları kabul ederek ailenin, zihinsel,
duygusal ve toplumsal gelişimi için küçüğe sağladığı tüm araçları
tamamlayan bir okuldur. Başka bir deyişle ana okulu, çocuğu küçük
bir toplum kabul ederek, ileride daha büyük insan topluluğuna girmesi
için hazırlayan bir kurumdur.
Her çocuk bu deneyimi, karakterine, aile ortamına, gelişme düzeyine,
bedensel ve zihinsel olanakları ile başka etkenlere göre karşılar.
Bazıları sevinçle giderler, böyleleri doğuştan kaşiftirler. Bazıları
korkarlar, böyleleri de değişiklik sevmeyen, özlem dolu tiplerdir.
Kimileri yuvayı önce sevinçle karşılar, sonra çekingen davranırlar.
Bunları da güvensiz ve sebatsız kaşifler olarak tanımlayabiliriz.
Özetle çocukların her biri yeni ortamı kendine göre anlamlandırmakta,
kimi keşfedilecek sihirli bir dünya, kimi sakınılması gereken tehlikeli
bir yer, kimi de ikisi arası bir ortam olarak görmektedir. Kuşkusuz
pek çok şey, çocuğu karşılayan eğiticiye bağlıdır. Bu, çocuğun gereksinimlerini
yerine getiren anlayışlı hoşgörülü ve iyimser biriyse çocuğun okula
ayak uydurması oldukça kolay olacaktır. Eğitici, "bastıya",
yani her şeyi yasaklamaya, cezalandırmaya tehdit etmeye hazır, kurallara
körü körüne bağlı bir tipse çocuğun dünyasına girişi sorunlarla dolu
olacaktır, özetle, eğitici, bir çeşit hazırlayıcı olduğundan, çocuğun
gereksinmelerini, isteklerini, ruh hallerini anlaması gerekir.
Çocuğun yeni ortama ayak uyduruşunu kolaylaştırabilecek bir başka
etken, okulun estetik görünümüdür. Süsler, canlı renklere boyanmış
sade resimler, özenle seçilmiş sanat eserlerinin kopyalarıyla kaplı
duvarlar, kuşkusuz çocuğun merak ve ilgisini uyandırabilir. Ama
hepsinden önemlisi oyun malzemesidir. Hemen hemen hiçbir çocuk,
ana okulunun sağlayabileceği olanakları evinde bulamaz. Kum, toprak,
su fırçalar, çalgılar, küçük arabalar, salıncaklar, tahteravalliler,
kaydıraklar v.s. gibi, özellikle kentlerdeki apartman dairelerinde
bulunamayacak bir yığın oyun olanağı gözünüzün önüne getirin, üç,
dört yaşlarındaki çocuklarına bir davul armağan etmeyi isteyebilecek
kaç anne-baba çıkar dersiniz?
Ana okulunun çocuğun gelişimini son derece olumlu yönde etkiler.
Çocuk, aile dışındaki bu ilk "dış" toplumsal çevrede başkalarının
hayatına aktif biçimde katılmayı çekingenliğini yavaş yavaş yenerek
başkalarını kabul etmeyi öğrenir. Arkadaşlarıyla oluşturacağı gelişmiş
toplumsal grubun içinde kendine özgü özelliklerini, kendini kabul
ettirme ve kendi haklarıyla başkalarınınkini anlayıp savunma yeteneğini
geliştirecektir. Toplumsal yaşam ayrıca kendi başının çaresine bakmayı
ve daha bağımsız olmasını öğretecektir. Özetle ana okulları, çocuğunuzun,
hür ve sorumlu bir insan olmasını kolaylaşmaktadır.
|